Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.09.2006 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.10.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 9591 parsel sayılı taşınmazı için davalıya ait 9751 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulması isteminde bulunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü, davalı temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 747 maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir....

    Bundan dolayı, geçit kurulurken ihtiyaç içinde olan taşınmaz kesintisiz olarak genel yola bağlanmalıdır. Buna uygulamada “kesintisizlik ilkesi” denilir. Geçit hakkı bir gayrimenkul mükellefiyeti olduğundan lehine geçit istenen davacı parselleri ayrı ayrı bağımsız olarak değerlendirilmeli, dava konusu her bir parsel yararına geçit hakkının başladığı yerden ulaştığı genel yola kadar olan aleyhine geçit kurulan tüm parseller ayrı ayrı belirtilmelidir. Davacıya ait parseller arasında da kesintisiz bağlantının gerçekleştirilmesi için hükmen davacıya ait her bir parsel ile devamındaki parseller arasında kesintisiz olarak ulaşımı sağlayacak şekilde geçit kurulmalıdır. Somut olayda, mahkemece davacıya ait 105 ada 35 parsel sayılı taşınmaz yararına geçit hakkı kurulmuş ise de; dava dilekçesinde lehine geçit istenilen 105 ada 34 ve 36 parsel sayılı taşınmazlar lehine geçit hakkı tesis edilmemiştir....

      Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacının temyizi üzerine alternatifler değerlendirilerek geçit hakkı kurulması gerektiği nedeniyle bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonucunda mahkemece 183,179,590 ve 177 parseller üzerinden davacı lehine geçit hakkı kurulmasına karar verilmiş, bu karar Dairemizin 08.12.2005 tarih ve 2005/9409 - 11107 karar sayılı ilamıyla aleyhine geçit kurulan taşınmazın bölünmesi nedeniyle seçeneklerde gösterilerek bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davacının 644 parseli yararına hali araziden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiş, kararı davacı ve davalılardan ... vekili temyiz etmiştir. Mahkemenin temyize konu son kararında davacıya ait 644 parseli lehine geçit sağladığı kısım tapuya tescil edilmemiş hali arazidir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.04.2009 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davalılardan bir kısmı davanın reddini savunmuşlar, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece, bilirkişinin 02.11.2011 tarihli raporunda 3. alternatif olarak işaretlediği güzergahtan geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir. Hükmü, 144 ada 24 sayılı parsel maliki ... temyiz etmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.8.2004 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.5.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 747 maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır....

            Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır....

              Mahkemece hüküm kurulurken "800 ve 801 numaralı parseller lehine" denilmek suretiyle her iki parsel lehine geçit hakkı kurulmuş ise de, dosya içerisindeki hükme esas alınan kroki incelendiğinde 801 parsel sayılı taşınmaz bakımından kesintisizlik ilkesine aykırı hareket edildiği, kurulan geçidin 801 parsele kadar ulaşmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılması gereken iş, davacıya ait 801 parsel sayılı taşınmaz lehine, yine davacıya ait 800 parsel sayılı taşınmaz üzerinden "akdi geçit hakkı" kurdurma olanağı tanınması için davacıya süre vermek, oluşacak sonuca göre bir hüküm kurmak olmalıdır. 2-Ayrıca geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi gereğince üzerinden geçit kurulan parsele en az zarar verecek yerden geçit kurulması gerekir. Halbuki üzerinden geçit kurulan 1325 sayılı parselin kuzey kısmında genişliği oldukça dar olup bu parselden 2,5 metre eninde geçit kurulması halinde genişliği daha da daralacak ve kullanımını zorlaştıracaktır....

                Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu", ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı" ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....

                  Açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;Davacı, 313 parsel sayılı taşınmazı yararına davalıya ait 312 parsel sayılı taşınmazda fiilen yol olarak kullanılan kısımdan geçit hakkı kurulması isteğinde bulunmuştur. Davalı, geçit hakkının davacının istediği kısımdan verilmesinin mümkün olmadığını ancak başka bir kısımdan geçit hakkı verilmesini kabul ettiğini belirtmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile 313 parsel yararına davalıya ait 312 parselde ... renkle gösterilen kısımdan geçit hakkı kurulmasına karar verilmiş hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, yukarıda açıklanan ve geçit hakkı kurulması davalarında gözetilmesi gereken ilkelere uygun bir inceleme ve araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır.Şöyle ki; Davacıya ait taşınmaz yararına geçit kurulabilecek tüm alternatifler değerlendirilmediği gibi, kurulan geçit 312 parsel sayılı taşınmazı ikiye bölmektedir....

                    Geçit davalarında uygulanacak kesintisizlik ilkesi gereğince lehine geçit hakkı kurulan taşınmazdan itibaren genel yola ulaşıncaya kadar tüm taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulması gerekir. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Davacı, maliki olduğu 107 ada 27 parsel sayılı taşınmaz lehine 107 ada 161 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Gerçekten de davacıya ait 107 ada 27 parsel sayılı taşınmazın güney sınırından başlayıp kadastrol yola kadar devam eden ve tapuda hazine adına kayıtlı olduğu anlaşılan 107 ada 161 parsel sayılı taşınmazın civardaki taşınmazların yol ihtiyacını karşılamak amacıyla oluşturulan bir parsel olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bu parselden geçit hakkı tesis edilmesi gerekirken kuzeydeki 107 ada 160 parselden geçit kurulması doğru görülmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu