Türk Medeni Kanununun 336. maddesinde "Evlilik birliği devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar" hükmü mevcuttur. Emredici nitelikteki bu yasa kuralı, evlilik birliği içinde velayetin kullanılması kapsamında, çocuk adına açılacak tüm davalar yönünden de geçerlidir. Mahkemece doğum tarihinin düzeltilmesi davası yönünden dava ehliyetine sahip olmayan küçüğün yasal temsilcileri olan anne ve babası tarafından temsil edilmesi gerektiği hususu dikkate alınmaksızın, küçüğün anne ve babası davaya dahil edilmeden, açılan davanın esasına girilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 2-Yargıtay'ın yerleşik uygulmasına göre; doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalarda, doğum tarihinin düzeltilmesi istenilenin gerçek yaşının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneye gönderilerek sağlık kurulu raporu aldırılması zorunludur....
Mahkemece davanın kabulü ile davacının nüfus kayıtlarında 08.09.1997 olan doğum tarihinin 08.09.1994 olarak düzeltilmesi ile nüfusa kayıt ve tesciline karar verilmiş, kararın taraflarca istinaf edilmemesi üzerine 15.11.2019 tarihinde karar kesinleştirilmiş, Milas Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemi üzerine Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü'nün 18.03.2021 tarihli yazısı ile, karar ile ilgili kanun yararına bozma talebinde bulunulmuş, dosya Dairemize gönderilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun 30 uncu maddesinde: "Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur. Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durum her türlü kanıtla ispat edilebilir." hükmü yer almaktadır. Somut olayda; duruşmada dinlenen davacı tanıkları, davacının Milas Devlet Hastane'sinde dünyaya geldiğini beyan etmelerine rağmen mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmadan davanın kabulüne karar verilmiştir....
a ait Göç İdaresi Geçici Koruma Kimlik Belgesinin denetime olanak vermeyecek şekilde onaysız fotokopi olduğunun anlaşılması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21/04/2015 tarih, 2014/10-623 esas ve 2015/117 sayılı kararında da yabancı uyruklu olup, yakalandığında üzerinde herhangi bir kimlik belgesi çıkmayan sanıkların nüfus ve adli sicil kayıtları ile ilgili hiçbir araştırma yapılmadan sadece beyan edilen kimlik bilgilerine dayanılarak hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğunun belirtildiği; 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 91. maddesinde geçici korumanın "Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir." şeklinde hüküm altına alındığı, bu kişilerin Türkiye'ye kabulü, Türkiye'de kalışı, hak ve yükümlülüklerinin Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceğinin belirtildiği; 6458...
Davalı idare vekili kadastro tutanaklarının içeriği ve ifraz belgelerinin celbi ile gerekli araştırmanın yapılmadığı ayrıca, doğum tarihinin düzeltilmesi talebinin reddi ile davalı yararına vekalet ücreti takdiri gerektiği gibi re'sen görülecek yönlerden bozma istemi ile temyiz etmiştir. Dava, Medeni Kanunun 1027.maddesi gereğince tapuda isim düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Tapu kayıtlarının düzgün tutulmasında kamu yararı bulunup, kamu düzenine ilişkin kayıt düzeltme davalarında mülkiyet nakline meydan vermemek için tapu maliki ile adının düzeltilmesi istenen kişinin aynı şahıs olup olmadığının saptanması gerekir. Dava konusu taşınmazın dosyadaki tapulama tutanağına göre senetsizden 05.08.1957 tarihinde 1314 doğumlu ... oğlu ... ... Türk adına bilirkişi beyanı ile tespitinin kesinleştiği ve 03.01.1964 tarihinde ifrazen yine aynı şahıs adına tapu kaydının oluştuğu tespit edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 18.3.2005 gününde verilen dilekçe ile tapuda baba adı ve doğum tarihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.11.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir....
Dava, Türk Medeni Kanununun 1027. maddesi gereğince tapuda isim düzeltilmesi istemine ilişkin olup, bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken taşınmaz malikinin değişmemesi diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Bunun için kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğunun tespiti zorunludur. Bu nedenle sağ ise tapulama bilirkişileri temin edilerek gerek görülmesi halinde taşınmaz başında keşif yapılarak bir karar verilmesi gerekirken yetersiz inceleme ile tesis edilen kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; “Mülkiyet hakkının tescili” başlıklı Tapu Sicil Tüzüğünün 25. maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler; malikin adı ve soyadı, baba adı ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarasından ibarettir. Görülüyor ki; bunların arasında malikin doğum tarihi (anne adı) yer almamıştır. Dolayısıyla tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgilerinin ilavesi veya düzeltilmesi dava yoluyla istenemez....
Dava, Türk Medeni Kanununun 1027. maddesi gereğince tapuda isim düzeltilmesi istemine ilişkin olup, bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken taşınmaz malikinin değişmemesi diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Bunun için kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğunun tespiti zorunludur. Bu nedenle sağ ise tapulama bilirkişileri temin edilerek gerek görülmesi halinde taşınmaz başında keşif yapılarak bir karar verilmesi gerekirken yetersiz inceleme ile tesis edilen kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; “Mülkiyet hakkının tescili” başlıklı Tapu Sicil Tüzüğünün 25. maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler; malikin adı ve soyadı, baba adı ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarasından ibarettir. Görülüyor ki; bunların arasında malikin doğum tarihi (anne adı) yer almamıştır. Dolayısıyla tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgilerinin ilavesi veya düzeltilmesi dava yoluyla istenemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.06.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.01.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının isim düzeltme talebi hüküm altına alınmış doğum tarihinin düzeltilmesi istemi hakkında ise bir hüküm kurulmamış, kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Tapu Sicil Tüzüğünün 25.nci maddesi hükmünce kütük sayfasının malik sütununda yeralması zorunlu bilgiler; malikin adı, soyadı, baba adı, edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarasından ibarettir....
Bu bakımdan mahkemece davacıya, eşinin davaya katılmak ya da duruşmada hazır bulunmak suretiyle icazetini bildirmesi veya icazetini gösteren imzası noterden onaylı belge ibraz etmesi için mehil verilip, bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eşlerden birisinin istemi yeterli bulunarak davanın esası hakkında hüküm kurulmuş olması, 2- Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre; doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalarda, doğum tarihinin düzeltilmesi istenenin gerçek yaşının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneye gönderilerek sağlık kurulu raporu aldırılması zorunludur. Mahkemece Turgutlu Devlet Hastanesi radyoloji uzmanı tarafından düzenlenen rapor ile yetinilip, doğum yılının değiştirilmesi, 3- Yaşının düzeltilmesi istenilen Zeynep'in nüfus kütüğüne tescilinde dayanak alınan doğum tutanağı getirtilmeden karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....
davacının babasının doğum tarihinin sorulmadığını, mahkemece T3'in babasının doğum tarihinin sorulduğunu ve mahalli bilirkişiler tarafından soruyu cevaplayamadıklarını, T3'in doğum tarihi 1920 olması nedeni ile babası 1800'lü yılların sonunda yaşamış bir kişi olup, doğum tarihini mahalli bilirkişilerin bilmesinin imkansız olduğunu, davanın Ali KesirNi babasının doğum tarihinini tapuda düzelmesi değil, T3'in bizzat kendisinin doğum tarihinin tapuda düzeltilmesi olduğunu, ayrıca davanın reddi nedeni ile davalı lehine hükmedilen bilirkişi ücretinin hatalı olduğunu belirtip, usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....