İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava, noterde resmi şekilde düzenlenmiş olan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak açılmış tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacının talebi gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak açılmış tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin 1986 yılında ... mevkiinde bulunan 3940 sayılı taşınmazı haricen davalıdan satın aldığını, taşınmazın tapudan devrinin gerçekleştirilmemesi üzerine davalının davacıya 2.500 TL meblağlı senet verdiğini, davacı tarafından senedin icra takibine konu edilmesi üzerine bu kez davalının 3940 sayılı parselin davacıya satımı hususunda noterde düzenleme şeklinde yapılan 14.08.1998 tarihli sözleşme ile gayrimenkul satış vaadinde bulunduğunu, davacının gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanarak davalı hakkında tapu iptal ve tescil davası açtığını......
Somut olayda, her ne kadar, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile vekalet aynı gün aynı noterde düzenlenmiş, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacının gayrimenkuldeki hak ve hisselerinin tamamı ...'a satılmış ve davacı satış bedelinin tamamını nakden ve peşinen almışsa da; davacı ile dava dışı ... arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ancak sözleşme taraflarını bağlar; davacının gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine göre, akidi ...’a karşı sorumluluğu devam eder, ancak bu durum vekalet sözleşmesindeki akidi davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Ayrıca, dosya kapsamından, dava dışı ...’ın davacıya karşı açmış olduğu derdest davasının olduğu; davaya konu taşınmazın üçüncü kişiye satılması neticesinde satım bedelini kendisinin aldığına ilişkin beyanının olmadığı; davalının, vekil edeni olan davacının talimatı olmaksızın taşınmaz hissesi ve bedeli ile ilgili tasarrufta bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durum açıkça vekilin özen borcuna aykırıdır....
Noterliği'nin 28/06/1973 tarih ve 12815 yevmiye nolu Gayrimenklu Satış Vaadi Sözleşmesi düzenlendiğini, bu zamana kadar satış vaadine konu olan taşınmazlarla ilgili bir işlem yapılmadığını, satış vaadi sözleşmesine konu olan Adana ili, Seyhan ilçesi, Kurtuluş Mah. 1559 ada 963 parsel sayılı taşınmazın maliye hazinesi adına tescil edildiğinin anlaşıldığını, ancak bu taşınmazın 04/09/1936 tarih ve 50 sayılı kararla Maliye Satış Komisyonu Tarafından Ahmet Remzi Kılıçyaldır'a satıldığını, ancak tapuya tescil işlemi yazısı gönderilmediğinden tescil numarası altında Maliye Hazinesi adına kayıtlı bulunan ve satış vaadi sözleşmesi ile bu taşınmazın 1000 metrekaresinin Mesut Nardalı'ya satılmış olmasından bahisle, davanın kabulüne, satış vaadi sözleşmesinde satıcı olarak yer alan davalının adına kayıtlı olan bu hisselerin iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini, tapu iptali ve tescil talepleri uygun görülmez ise davaya konu satış vaadi sözleşmesindeki davalıların hisselerinin...
Kat daireyi 28.4.2006 tarihinde noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile davalıya sattığını ancak yapının inşaat ruhsatı bulunmadığı gibi kaçak yapı niteliğinde olduğundan ifa olanağının bulunmadığını ileri sürerek, satış vaadi sözleşmesinin geçersizliğinin tesbiti ile senedin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin kararın davalı tarafça temyizi üzerine bozulmuş ve bu kez davacı karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Davaya konu 142 nolu parseldeki 1. Kat dairenin davacı tarafından davalıya 28.4.2006 tarihli "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi" ile 2.000 ,00 TL'ye satışının vaad edildiği anılan parselin hisseli olarak davacı adına tapuda kayıtlı olduğu ve belediye yazısından dava konusu taşınmaza ilişkin ruhsat kaydının bulunmadığının bildirildiği tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır....
e ait olan 2 ada 900 parsel numaralı taşınmazı 03.04.1965 tarihinde noterde düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, halen kullanımında bulunduğunu belirterek tapu kaydının iptali ile adına tescili isteğinde bulunmuştur. Davalı, murisinin 1937 yılında Kanada'ya göç ettiğini, satış vaadi sözleşmesinin dayanağı olan vekaletnamenin sahte olduğunu, istemin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuş, karşı davası ile de, elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karar tarafların temyizi üzerine Dairemizin 28.02.2002 tarih 2002/503 Esas, 2002/1357 Karar sayılı ilamı ile; dava konusu taşınmazın davacının zilyetliğinde bulunması sebebiyle zamanaşımı iddiasının Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca dinlenme olanağının bulunmadığı gerekçesi ile bozulmuştur....
Noterliği'nin 17/09/1988 tarih ve 15346 yevmiye no’lu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde bu parselin yer almadığını, davacı tarafın taraflar arasında sözlü olarak bu yerin satış vaadine konu edildiğini ve buna ilişkin vekaletname verildiğini ileri sürmüş iselerde satış vaadi sözleşmesinin resmi şekil şartına tabi bir sözleşme olduğunu, sözlü anlaşma ile yapılmayacağını, Adana 6....
KARAR Davacılar, davalının murisinden intikal eden 796 nolu parseldeki hissesini 23.9.1994 tarihli noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile murisleri ... ’a sattığını ancak tapu ferağının verilmediğini ve izale’i şuyu davası açtığını ileri sürerek, taşınmazın dava tarihindeki değerinden fazla hakları saklı kalarak 5.100 YTL.nın ödetilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, satış vaadi sözleşmesindeki satış bedelinin 10,00 YTL. olarak belirlendiği gözetilerek, dava dilekçesinin görev yönünden reddine istek halinde dosyanın görevli ve yetkili Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm; davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın alınan taşınmazın tapu ferağının verilmemesi nedeni ile, taşınmazın dava tarihindeki değerinin davalıdan tahsilini istemiş ve yargılama harcını da fazla haklarını saklı tutarak, 5.100 YTL. üzerinden yatırmıştır....
Somut olayda; noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesinin 09.04.1991 tarihli olduğu, taşınmazın dava tarihinde bir dönümünün 10 milyar lira olduğunun beyan edildiği, davalı kısmın 6 dönüm olduğu anlaşılmakla, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 30/03/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nın davacı ... ile yaptığı satış vaadi sözleşmesine değer verilmek ve taşınmazın bedeli olarak ...'nın eşi ...'a yapılan ödeme geçerli kabul edilmek suretiyle tapu iptal ve tescil davası kabul edilmiş ise de; 3. kişi konumunda bulunan ...'a yapılan ödemenin, satış vaadi sözleşmesinin tarafı olan ... yönünden bağlayıcı olduğunun kabulü doğru değildir....