Bu durumda, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali davası, hukuken geçersizliğinin tespiti niteliğindedir. Hem cebri tescil ve hem de sözleşmenin iptali davaları aynı satış vaadi sözleşmesine dayanmaktadır. Satış vaadi sözleşmesinin iptali davasında verilecek hüküm eldeki davayı etkileyeceğinden bu davanın bekletici mesele kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine 20.09.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
KARAR Davacı, vasisi tarafından açılan ve davacının ölümü ile miras şirketi mümessili tarafından takip edilen davasında, davacı ...’nin 25.8.1997 tarihinde davalı ...’a verdiği vekaletname gereğince, vekili tarafından ...’ye ait 247 parsel sayılı taşınmazın 16.2.1998 tarihinde noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalı ...’a satışının vaat edildiği, ...’ın da bu satış vaadi sözleşmesine dayanarak hakkında tescile icbar davası açtığını, oysa davacının vekalet verdiği tarihte hukuki ehliyeti bulunmadığını, bu nedenle verilen vekaletname kullanılarak yapılan satış vaadi sözleşmesinin yok hükmünde olduğunu ileri sürerek satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., 16.2.1998 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayanarak ferağa icbar davası açtığını, iddiaların doğru olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
Davacı-davalı ... vekili ise, davacı ...’nın emlakçi olan davalı ...’e noterden düzenlenen 12.10.2006 tarihli vekaletname ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve satımı konusunda genel vekaletname verdiğini, davalı ...’in ...’nın talimatı olmadan dava konusu 429 ada 55 parseldeki payını muvazaalı şekilde işçisi olan davalı ...’e 16.10.2009 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile sattığını öne sürerek, 16.10.2006 tarihili taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin iptali istemiyle dava açmıştır. Davalı ... duruşmadaki beyanında, ...’nın eşi ...’ın ...’e borcu olduğu için ...’nın dava konusu 429 ada 55 parsel sayılı taşınmazdaki payını ...’e noterde düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile sattığını, ancak satış vaadi sözleşmesinde peşin alındığı belirtilen 30.000 TL satış bedelini ise almadığını belirtmiştir....
dan noterde düzenlenen 20.5.1993 ve 20.12.1999 tarihli satış vaadi sözleşmeleri ile satın aldığı taşınmazların tapu devrinin verilmemesi nedeni ile bedelinin ödetilmesi isteği ile eldeki davayı açmıştır. Davaya konu 20.5.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesinin davacılar ile davalı ... arasında düzenlendiği ve 2010/17635-17970 428 nolu parselde gösterilen taşınmazın 50.000 metrekarelik bölümünün satışının vaad edildiği, 20.12.1999 tarihli satış vaadi sözleşmesinin ise davacılar ile dava dışı ...arasında düzenlendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, her iki satış vaadi sözleşmesi ile satışı vaad edilen taşınmazların dava tarihi itibariyle belirlenen değerlerinden taleple bağlı kalınarak yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak, 20.12.1999 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde satışı vaad edenin davalı ... olmayıp dava dışı ... olduğu ve vekaleten satıldığına ilişkin bir ibarenin de bulunmadığı anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi senedinin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı-karşı davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı–Davalı ... 23.11.2005 tarihli dava dilekçesi ile davalı ... 16.12.2003 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile sahibi bulunduğu taşınmazını davalının hile ve tehditleri sonucunda sattığını,hile ve tehdit sonucu yapılan sözleşmenin geçerli olmadığını öne sürerek geçerli olmayan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptalini istemiştir....
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, her ne kadar taraflar arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığından geçerli değil ise de, uyuşmazlığın taşınmazın ayni ile ilgili olmayıp zamanında teslim edilmemesi nedeni ile kira kaybına ilişkin olduğu, tapuların davacıya devredildiği dikkate alındığında satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı ve bu nedenle geçersiz olduğunu ileri sürmenin iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığı, sözleşmedeki tahkim şartının geçerli olduğu gerekçeleri ile HMK'nın 413. maddesi gereğince davalının tahkim ilk itirazının kabulü ile davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır....
Satış vaadinin konusu bir bağımsız bölüm ise satış vaadi sözleşmesinde bağımsız bölümün üzerinde bulunduğu ada ve parsel, kurulmuşsa kat irtifakında aldığı numara, arsa payı ve bağımsız bölümü diğerlerinden ayıracak unsurlar gösterilmelidir. Zira satış vaadi sözleşmesinin konusunun sözleşmeye yazılmış olması sözleşmenin esaslı unsurları arasındadır. Aksi halde belirlilik unsurunun yokluğu sözleşmeyi geçersiz hale getirir. Davacıların murisleri ... ile davalıların murisleri ... ve ... arasında 9.12.1960 tarihinde noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde, 442 parsel sayılı taşınmazın bedelinin tamamen ödendiğini, sözleşme gereğince şayet mahkeme kararıyla taşınmazın başkasına geçmesi durumunda aynı köyden alıcının talep ettiği başka bir 25 dönüm tarla verilmesi ve devirden rücu halinde ayrıca 3.000 TL cezai şart ödenmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır....
KARAR Davacı, davalı ... ... ile kardeş olduklarını, davalıya vekalet vermek için notere gittiğini, noterde belgeleri imzaladığını, bilahare öğrendiğine göre imzaladığı belgenin vekaletname olmayıp gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi olduğunu, satış yapmadığını, para almadığını, bu belgenin hata ve hile ile imzalattırıldığını ileri sürerek gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptalini istemiş, birleşen dava ile de aynı sözleşmenin iptalini istemiştir. Davalılar cevap vermemiş, duruşmalara katılmamışlardır. Mahkemece, her iki davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından tem yiz edilmiştir. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline ilişkin bu davadan önce davalı ... ... tarafından ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/667 esas sayılı dosyasıyla, 25.04.2005 tarihinde davacı aleyhine satış vaadi sözleşmesine dayanarak tescil davası açılmıştır....
Mahkemece, davanın kabulü ile,gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline, ödenen satış bedeli 32.342,52 TL nin faizi ile davalıdan tahsiline, bakiye satış bedeline ilişkin olarak düzenlenen senet bedelleri toplamı 3000 TL miktar için borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiş, hüküm; davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dosyanın incelenmesinde;Davalının dava dışı müteahhitten 29.7.2010 tarihli noter sözleşmesi ile satın aldığı (zemin katın meskene dönüştürülerek teslimine ilişkin) haklarını 1.10.2010 tarihli noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacıya sattığı,satış esnasında inşaat halinde olan yerin zaman içinde inşaatının tamamlandığı ancak davacıya vaat edilen zemin kat değil projesinde sığınak olarak gözüken üçüncü bodrum katın meskene dönüştürülerek...
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi satış vaadi sözleşmesi olduğunu, Noter huzurunda yapıldığı ve davacının sözleşmenin içeriğini okuyarak anlayarak imzaladığını, 2. Davacı sözleşme içeriğini bildiğini ancak sözleşmenin içeriğine aykırı iradesi ile imzaladığını belirtmekle muvazaa iddiasında bulunduğunu, davacının bu durumda kendi muvazaasına dayandığını, 3. Davanın temelinin, kişinin kendi muvazaasına dayalı satış vaadi sözleşmesinin iptali davası olduğundan davacının kendi muvazaasına dayanarak gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptalini isteyemeyeceğini, 4. İspat hukuku açısından noterde resmi olarak düzenlenmiş gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin resmi belge kuvvetindeki belge ile aksinin kanıtlanması gerektiğini, 5....