Noterliğinin 04.09.2000 tarihli, 20027 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak dava konusu 680 ada 28 sayılı parselin 1/2 hissesinin iptali ile adına tescilini ayrıca gayrimenkul satış vaadi şerhinden sonra davalı banka lehine tapu kaydına konulan ihtiyati haciz şerhinin terkinini, ikinci kademede ise tazminat tahsilini istemiştir. Birleştirilen davada davacı ..., satış vaadi şerhinin terkinini istemiş, karşı davada ise davacı ... satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak yine 680 ada 28 sayılı parselin 1/2 hissesinin iptali ile adına tescili isteminde bulunmuştur. Mahkemece, asıl davanın kabulüne, dava konusu 680 ada 28 sayılı parselde davalı ...'in 1/2 payının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline, birleştirilen davanın reddine, birleştirilen davada karşı davanın da derdestlik nedeni ile reddine karar verilmiştir....
Mahkemece taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı 06.01.1993 tarihinden, dava tarihine kadar 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği belirterek davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyize getirmiştir. Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemi ile 13.01.2003 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmıştır. Davada 06.01.1993 günlü biçimine uygun düzenlenmiş gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır. Gerçekten, bu sözleşmede satımı vaad edilen dava konusu taşınmazların 12.160.000 TL değerinde olduğu yazılıdır. Az yukarıda söylendiği üzere dava 13.01.2003 tarihinde açılmış, mahkemeden hukuki himaye bu tarihte talep edilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesince “müdahalenin men’i, tescil, tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda, gayrimenkulün değeri nazara alınarak” harç alınır....
Mahkemece taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı 07.01.1993 tarihinden, dava tarihine kadar 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyize getirmiştir. Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemi ile 13.01.2003 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmıştır. Davada 07.01.1993 günlü biçimine uygun düzenlenmiş gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır. Gerçekten, bu sözleşmede satımı vaad edilen dava konusu taşınmazların 10.600.000 TL değerinde olduğu yazılıdır. Az yukarıda söylendiği üzere dava 13.01.2003 tarihinde açılmış, mahkemeden hukuki himaye bu tarihte talep edilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesince “müdahalenin men’i, tescil, tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda, gayrimenkulün değeri nazara alınarak” harç alınır....
Mahkemece taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı 07.01.1993 tarihinden, dava tarihine kadar 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği belirterek davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyize getirmiştir. Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemi ile 13.01.2003 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmıştır. Davada 07.01.1993 günlü biçimine uygun düzenlenmiş gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır. Gerçekten, bu sözleşmede satımı vaad edilen dava konusu taşınmazların 340.000 TL değerinde olduğu yazılıdır. Az yukarıda söylendiği üzere dava 13.01.2003 tarihinde açılmış, mahkemeden hukuki himaye bu tarihte talep edilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesince “müdahalenin men’i, tescil, tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda, gayrimenkulün değeri nazara alınarak” harç alınır....
Gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.K.’nun 706.m.)olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davaları ile benzer nitelikteki tenkis davalarında da dava tarihindeki değerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir. Dosya kapsamından, dava konusu 1140 parsel sayılı taşınmazın ... 2.Noterliğinin 5.5.1981 tarih Y.NO.6657 ile...'dan (25.000 TL),18.6.1982 tarih Y.NO 8127 ile ...'den (50.000TL), 09.04.1980tarih Y.NO.4975 ile ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 24.04.2008 gününde verilen dilekçe ile düzenleme gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 10.06.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, sözleşmedeki değere bakılarak görevsizlik kararı verilmiş, hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir. Davada, 31.01.2001 günlü gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır. Bu sözleşmede satışı vaat edilen dava konusu taşınmazların 100.000 TL değerinde olduğu yazılıdır....
Noterliğince düzenlenmiş gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmazlardaki hisselerin satış bedelinin 3.500,00 olarak gösterildiği anlaşılmıştır. ../... -2- 2009/7178 2009/7850 Gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.K.’nun 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davaları ile benzer nitelikteki tenkis davalarında da dava tarihindeki değerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.05.2010 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 05.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Davacı 08.06.2005 tarihli satış vaadi sözleşmesi gereğince davalıları hasım göstererek dava konusu taşınmazlardaki miras paylarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalıların vekili, davanın reddini savunmuştur....
Kadastro Mahkemesinin 1996/ 356 esas (2004/13 esas) sayılı dava dosyası kesinleşmeden önce 04.12.1996 tarihinde, asliye hukuk mahkemesinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı paya yönelik tapu iptali ve tescil davası açıldığı, 11.09.1980 tarihinde dava konusu taşınmazların tespitlerinin yapıldığı, eldeki davanında tespit tarihten sonra düzenlenen 30.06.1987 gün ve 13871 sayılı ... Noterliğince düzenlenmiş, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılarak açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 25/son maddesi uyarınca tespit gününden sonra doğan haklara ilişkin davalara bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olmayıp, genel mahkemelere ait bulunduğundan, uyuşmazlığın ... Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılıp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25 ve 26.) maddeleri gereğince ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre asıl dava elatmanın önlenmesi, birleşen dava ise gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verildiği; hükmün birleşen dosya davacıları tarafından her iki dava bakımından da; temyiz edildiği, davada öncelikle çözümlenmesi gereken asıl hukuki sorun olan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....