Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk ve Kahramanmaraş Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince; satış vaadi sözleşmelerindeki satış bedeli miktarının Sulh Hukuk Mahkemesi görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi de; taşınmazın dava tarihi itibarı ile değerinin esas alınacağı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, dava dayanağı 30.05.1972 gün ve 3331 sayılı, 31.08.1972 gün ve 5820 Kahramanmaraş 2 Noterliğince düzenlenmiş, gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinde taşınmaz satış bedelinin toplam olarak 78.000 TL. olarak gösterildiği anlaşılmıştır. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerdendir. (T.M.K.’nun 706.m.)...

    Noterliğince düzenlenmiş gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmazlardaki hisselerin satış bedelinin toplam 1.500,00 TL olarak gösterildiği anlaşılmıştır. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.K.’nun 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davaları ile benzer nitelikteki tenkis davalarında da dava tarihindeki değerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir....

      Uyuşmazlığa konu Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Ve İnşaat Yapım Sözleşmesinin 10.1. maddesinde, "Alıcı ile satıcı iş bu sözleşmeyi ilgili tapu sicil müdürlüğüne birlikte başvurarak Satış Vaadi Sözleşmesi olarak şerh ettirebilirler. Tapu Şerh harcının tamamı Alıcı tarafından karşılanacaktır." düzenlemesine yer verilmiştir. Tapu Kanunu'nun 26. maddesinin yedinci fıkrasında, noterde düzenleme şeklinde tanzim olunan gayrimenkul satış vadi sözleşmeleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin taraflardan birinin isteği üzerine gayrimenkul siciline şerh verilmesi mümkün kılınmıştır. Uyuşmazlığa konu noterde düzenleme şeklinde yapılmış "Gayrimenkul Satış Vaadi ve İnşaat Yapım Sözleşmesi"nde her ne kadar alıcı ve satıcının birlikte başvurması halinde Satış Vaadi Sözleşmesi olarak şerh ettirebilecekleri kurala bağlanmış ise de; Genelgede, sözleşmenin şerh edilemeyeceğine ilişkin bir hükmün varlığı, şerhe engel bir hal olarak tespit edilmiştir....

        Gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.K.’nun 706.m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değer hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen de- ğerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davaları ile benzer nitelikteki tenkis davalarında da dava tarihindeki değerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : SÖZLEŞMENİN İPTALİ -KARAR- Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin muvazaa sebebi ile iptali, birleşen dava ise gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline birleşen dosyadan açılan tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmiş olup, karar birleşen dosya davacıları tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz edenin sıfatına göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 23.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Noterliğinin 01/08/2001 tarihli ... yevmiye no'lu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve daire karşılığı inşaat sözleşmesini arsa sahibi sıfatı ile imzaladığını; sözleşmeye göre davalının yapılacak olan A, B, C bloklarının tamamı ile H Blok üçüncü katta 4 adet, ikinci katın güney cephesinde 3 adet olmak üzere toplam 7 adet bağımsız bölümde hak sahibi olduğunu, davalının H Blok 2 kattaki 2 adet bağımsız bölümü ... 5. Noterliğinin 18/10/2001 tarih 7416 yevmiye nolu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile....'e satmayı vaat ve taahhüt ettiğini; ....'in de ... 5. Noterliğinin 08/11/2002 tarih ... yevmiye no'lu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile aynı bölümleri müvekkiline satmayı vaat ve taahhüt ettiğini, müvekkilinin tapuların verilmesi için ...'...

              ‘un davalıdan aldığı borç karşılığı çek verdiği bu çek nedeni ile davacının kefil olduğu, ayrıca davacının eşi ...nin de alınan bu borcun teminatı olmak üzere gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yaptıkları, ... nin de Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali için dava açtığı yapılan yargılama sonucunda mahkemece satış vaadi sözleşmesinin teminat olarak yapılmasına neden olan borcun ödendiği gerekçesi ile Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptal edildiği ve bu kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davalı kararı temyiz ederken mahkemenin anılan gerekçesini de temyiz etmiş ise de temyiz talebi red edilerek karar kesinleşmiştir. Kesinleşen Kartal 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/237 esas, 2000/622 karar sayılı ilamında davacımız taraf değil ise de davacının oğlunun aldığı borcun ödendiği gerekçede yazıldığına göre bu gerekçe artık davalıyı bağlar....

                Davalı ..., noterden düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu dükkanı ...dan 18.700,00 TL karşılığında satın aldığını, yine düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ...'a 22.000,00 TL karşılığında sattığını bildirmiştir. Mahkemece, davalı ...'ın 08/05/2007 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu dükkanı davalı...'a sattığı, bu davanın ise 24/09/2013 tarihinde açıldığı belirtilerek hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Kişisel hak mahiyetinde olan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi tapu siciline şerh edilmediği sürece 3. kişiler açısından ayni etkinlik ve aleniyet kazanmaz....

                  Davaya dayanak satış vaadi sözleşmesi ile de davalılar Yaşar, İsmet, Gülcan, Fatma ve ... (satış vaadi borçluları), davacı ...’a (satış vaadi alacaklısına) dava konusu 704 ve 705 parsellerde miras hak ve hisselerinin tamamını 500.000.000 TL’ye satmıştır. Menderes Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/429 E. - 421 K. sayılı veraset ilamına göre davacı ve davalıların Hasan ...’ın mirasçıları oldukları görülmektedir. Başka bir deyişle gerek satış vaadi borçluları davalılar, gerekse de davacı taşınmazın elbirliği ortaklarından olup, davacının tereke dışında üçüncü bir kişi olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunduğundan, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir....

                    Dosya kapsamından, dava dayanağı 04.08.1955 gün ve 685 sayılı Şereflikoçhisar Noterliğince düzenlenmiş gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmazlardaki hisselerin satış bedelinin 2.000 TL. olarak gösterildiği anlaşılmıştır. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.K.’nun 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. .../... -2- 2012/11300 2012/10951 Yargıtay H.G.K.'...

                      UYAP Entegrasyonu