Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı vekili, yüklenici müvekkili ile davalı bir kısım arsa sahipleri arasında 02.07.2012 tarihinde gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine esas teşkil edecek şekilde protokol imzalandığını, fakat taraflar arasında yapılan bu protokolün davalı vekilince 08.04.2013 tarihli ihtarnameyle feshedildiğini, bu haksız fesih nedeni ile protokolün cezai şart maddesi gereği davalı aleyhine başlatılan takibe davalının haksız ve mesnetsiz itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir . Davalı vekili, adi bir protokolden davacının hak iddia etmesinin kötü niyetli bir durum olduğunu, taraflar arasında protokol yapılmasının üzerinden ... ay süre geçmesine rağmen davacının hiçbir edimini yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

    "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Uyuşmazlık arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak kira tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Sakarya İli, ... İlçesi tapuda 2. Bölge ......

      Diğer taraftan, yüklenici arsa sahibine karşı edimini tamamen veya kısmen yerine getirmeden kazanacağı şahsi hakkı üçüncü kişiye (davacıya) temlik etmişse, üçüncü kişi (davacı) Türk Borçlar Kanununun 97. maddesi hükmünden yararlanma hakkı bulunan arsa sahibini ifaya zorlayamaz. Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere bu gibi davalarda arsa sahipleri ile yüklenici arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunun kabulü gerekir. Somut olaya gelince; yüklenicinin temliki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olup yüklenici ile arsa sahibi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. 26.02.2002 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yüklenici sıfatıyla, 11.07.2005 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde satış vaadi borçlusu olarak imzası bulunan ...’a husumet yöneltildikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir....

        Dava konusu istemin dayanağını oluşturan 14.11.2002 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile satış vaadinde bulunan, 21.09.2000 tarihinde düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile kendisine isabet edecek dairelerden 2 adedini satmayı vaat etmiştir. Sözleşmeye konu bina inşa edilmemiş olduğundan davacıya satışı vaat edilen bağımsız bölümlere isabet eden arsa payının belirlenerek bu payın tesciline karar verilmesi gereklidir. Belirtilen nedenle mahkemece, 21.09.2000 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ifa ile sonuçlanmış olsaydı, 24.11.2002 tarihinde düzenlenen satış vaadi sözleşmesine konu olan bağımsız bölümlere ne kadar arsa payının isabet edeceği bilirkişi raporu ile saptanmalı, bu arsa payının davacı adına tesciline karar verilmelidir. Bu husus gözetilmeksizin yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

          ın davayı kabul ettiği, alınan bilirkişi raporları ile 02/09/2010 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre; eksik ve ayıplı işler ve bedellerinin 11.500TL olarak tespit edildiği, 25/05/2017 tarihli bilirkişi raporuna göre; dava konusu 813 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerine inşa edilen yapıda oturuma engel teşkil edecek şekilde eksik ve ayıplı iş bulunmamakta olup, yüklenicinin edimini ifa ettiği, kaba inşaatı teslim eden davacının da edimini yerine getirdiği, sözleşmeye göre müteahhit tarafından ödenmesi kararlaştırılan bedellerin konut satın alan arsa sahiplerince ödendiği belirlenmiştir....

            Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Diğer taraftan 24.04.1978 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, bağımsız bölüme ilişkin ve arsa payı belirlenmiş yahut belirlenmemiş olarak noterlerce düzenlenen kat mülkiyeti veya kat irtifakı satış vaadi sözleşmeleri geçerli kabul edilmiştir. Davada dayanılan taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin incelenmesinden; davalı ... ...’ın arsa sahibi olarak hareket ettiği ve dava dışı ... Yapı Kooperatifiyle düzenlediği 14.03.1995 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayanarak ileride yapılacak binadaki bağımsız bölümlerin satışını davacılara vaat ettiği görülmektedir....

              /2018 tarihli ve------ yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi, Hasılat Paylaşım Esaslı İnşaat Sözleşmesi, Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi istinaden TMK 1009....

                Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.Davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan bağımsız bölümü yükleniciden gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile alan davacının; yüklenici ve arsa sahibine karşı açtığı tapu iptal ve tescil davasının reddedilmesi üzerine, arsa sahibinden sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri karşılıklı taahhütleri ihtiva eden, iki tarafa da borç yükleyen eser yapımı ile satış vaadinden oluşan karma bir sözleşmedir....

                  Dosya kapsamında alınan 23.05.2014 tarihli bilirkişi heyet raporunda, taşınmazın bulunduğu bölgede yüklenicilerin, gecekondu sahiplerine giderek belirli bir oran karşılığı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıkları, tapu tahsis belgesine dayalı olarak belediyeye harcı ödeyip taşınmazı devraldıkları, bölgedeki uygulamanın genel olarak bu şekilde olduğu, inşaat piyasası uygulaması, taraflar arasındaki sözleşme, davalı tarafından verilen 50.000 USD bedelli cezai şarta bağlanan senet ve davacılara bir dönem kira bedeli ödenmiş olması ve davalı tarafın ikrarları dikkate alındığında, dava konusu olayda, davacıların gerçek iradesinin satış vaadi sözleşmesi olmadığı, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi olduğu belirtilmiştir....

                    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; iş bu gibi davalarda arsa sahipleri ile yüklenici arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunun kabulü gerekir. 15.09.2004 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi yüklenici... ve kendi adına asaleten diğer arsa sahipleri ... ve ...'a vekaleten ... arasında akdedilmiş olup, mahkemece yapılacak inceleme ve araştırmanın yüklenicinin ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinde arsa sahibi olarak ismi geçen ... ve ...un da taraf olduğu bir davada yapılması gerektiğinden, davacı tarafa arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde yüklenici ve arsa sahibi olan kişiler hakkında dava açmak üzere mehil verilmeli, dava açılırsa o dava eldeki dava dosyası ile birleştirilmeli, yüklenici ve diğer arsa sahiplerinin savunma ve delilleri toplanmalı, sonucuna göre işin esası hakkında bir karar verilmelidir. Taraf teşkili tam olarak sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu