Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, davalırlarla ayrı ayrı yaptığı 12.3.1998 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin muvazaalı olduğunu, her ne kadar gayrimenkullerini satmış gibi görünse de, aslında bedel ödenmediğini belirterek iki adet sözleşmenin iptali için eldeki davayı açmıştır. Hemen belirtilmelidir ki davacı yada davacıların dava haklarına sahip olmaları yeterli değildir ayrıca davanın açılmasında hukuki bir yararında bulunması gerekir. Davacının bu davayı açmakta hukuki yararı vardır. Taraflar arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini iptal ettirmekle sözleşmelerdeki yükümlülüğünden kurtulmuş olacaktır. Mahkemece, davanın esasına girilerek deliller toplanıp sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

    Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava ve davaya katılanların istemi taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen davalar ise taşınmaz mal satış vaadi sözleşmelerinin iptali istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davacı ... ... tarafından açılan satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil isteminin kısmen kabulüne, ... ... mirasçıları tarafından açılan satış vaadi sözleşmesinin iptali davasının kısmen kabulüne, ... Gayrimenkul Tic. Ltd. Şti. tarafından açılan davanın kabulüne, davaya katılan ...’in davasının kesin hükmün varlığı nedeniyle reddine karar verilmiş. Hükmü katılan ... ile davalı ve davacılar ... ... ve ... ... temyiz etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.04.2014 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılar ... ve ...'nın davacı ile arasında akdettikleri 23.7.2013 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 500.000 TL karşılığında dava konusu edilen parseller üzerindeki miras ve hak ve hisselerini davacıya sattıklarını, yine davalı ......'...

        DELİLLER: Düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi, teknik şartname, mahal listesi, Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, Keşif, Bilirkişi raporu, ek rapor, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, aidat ve tapu masrafının tahsili, kira tazminatı, olmadığı taktirde ödenen satış bedeli ile aidat ve tapu masrafının tahsili istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazların da konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır....

        Noterliğinin 24.10.1991 tarih ve 43038 yevmiye nolu ve aynı noterliğin 08.11.1990 tarih ve 44381 yevmiye nolu Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ferağı havi vekaletname ile kendilerine satış bedeli peşin alınmak sureti ile satıldığını, satılan gayrimenkulün satış tarihinden itibaren kendilerine teslim edildiğini ve halen zilyetliklerinde olduğunu, satış vaadi sözleşmeleri ile satılan gayrimenkullerin tapusunun adlarına tescili için ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/255 Esas sayılı dosyasıyla açılan ferağı icbar davasında gayrimenkullerin iştirak halinde mülkiyet durumunda bulunmasından dolayı davanın reddine karar verildiğini, satış vaadi sözleşmeleri ile satılan gayrimenkulün ... Büyükşehir Belediyesi tarafından kamulaştırıldığını ve bahsedilen satış vaadi sözleşmelerini yapan kötü niyetli ... ve diğer davalıların ......

          Mahkemece, davanın kabulü ile,gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline, ödenen satış bedeli 32.342,52 TL nin faizi ile davalıdan tahsiline, bakiye satış bedeline ilişkin olarak düzenlenen senet bedelleri toplamı 3000 TL miktar için borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiş, hüküm; davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dosyanın incelenmesinde;Davalının dava dışı müteahhitten 29.7.2010 tarihli noter sözleşmesi ile satın aldığı (zemin katın meskene dönüştürülerek teslimine ilişkin) haklarını 1.10.2010 tarihli noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacıya sattığı,satış esnasında inşaat halinde olan yerin zaman içinde inşaatının tamamlandığı ancak davacıya vaat edilen zemin kat değil projesinde sığınak olarak gözüken üçüncü bodrum katın meskene dönüştürülerek...

            Gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri tam iki tarafa borç yükleyen ve alacaklısına kişisel hak sağlayan sözleşmelerdendir. Dava konusu olayda davalılar; .... Noterliğinin 13.11.2000 tarih, 10023 yevmiye numaralı ve 03.05.2000 tarih, 3411 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleriyle davacıya taşınmazdaki hisselerini satmışlardır. Davacı ile davalılar arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmeleri kanunun öngördüğü resmi şekilde düzenlendiği için geçerlidir. Tam iki tarafa borç yükleyen bu sözleşmelerde edimini yerine getiren taraf, karşı taraftan da edimini yerine getirmesini isteyebilecektir. Taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde, satış bedelinin davacı tarafından ödendiği açıkça belirtilmektedir. Bu durumda, satış bedelinin ödenmediğini savunan davalı tarafın, bu savunmasını aynı nitelikteki yazılı delil ile ispat etmesi gerekecektir....

              Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava, 07.06.2001 ve 10.10.2005 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılardan ..., taşınmaza murisi ...’nun hükmen malik olduğunu, davada dayanılan sözleşmelerin muvazaalı şekilde düzenlendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar savunmada bulunmamışlardır. Birleştirilen davada davalı-davacı ..., gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin muvazaalı yapıldığını belirterek 07.06.2001 ve 10.10.2005 günlü sözleşmelerin iptalini istemiştir. Mahkemece, asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulü ile dava konusu sözleşmelerin iptaline karar verilmiştir....

                Kollektif Şirketi arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini imzalandığını, sözleşmeye göre satılması vaat edilen taşınmazın zilyetliğinin müvekkili şirkete devredildiğini, davalı şirketin tapuda ferağ vermeye yanaşmadığını, şirket ortakları arasında meydana gelen anlaşmazlıklar neticesinde her iki davalının bir araya gelerek satış vaadi sözleşmesini feshettiklerini, bu konuda ortaklar kurulunun karar almadığından feshin hukuken geçerli olmadığını ileri sürerek ... Noterliğinin 21.05.2001 tarih ve ... yevmiye numaralı akdinin iptaline ya da yok sayılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıya herhangi bir taşınmaz satışının olmadığını, sadece satış vaadi sözleşmesinin yapıldığını, satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyetin geçmediğini savunarak davanın reddi istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ......

                  Değerlendirme 1 Somut olayda, dava dilekçesinde dava değeri toplam 20.000,00 TL gösterildiği, mahkemece yapılan keşif sonucunda dava konusu taşınmazların ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin konusunu oluşturan payların dava açma tarihindeki değerleri belirlenmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece dava konusu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin konusunu oluşturan payların, dava tarihindeki değeri üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanunu hükümlerine göre eksik harç yönünden Kanunun öngörmüş olduğu prosedüre uyularak eksik harcın davacıya tamamlattırılması gerekirken, eksik harç tamamlanmadan tapu iptali ve tescil hükmü kurulması doğru görülmemiştir. 2....

                    UYAP Entegrasyonu