Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir....
Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.11.2010 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.10.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptal ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, davalının ... 5....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.12.2013 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili; davalıların murisi ...'nın kök muris ...'dan intikal eden 246 ve 513 parsel sayılı taşınmazlardaki miras hissesini ......
Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece verilen tedbir kararının davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir. Ancak verilen tedbir kararının davalı banka ve finans kuruluşu dışında diğer takyidat alacaklarını da kapsadığı ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine konu yapılmasının önlenmesine ilişkin olduğu, bu durumun davada taraf olmayan 3. kişilerin hak ve yarar dengesini bozacağı değerlendirilmiş tedbir kararının sadece davanın tarafı olan davalı banka alacağı yönünden yapılacak icra takipleri sonucu satışının durdurulması şeklinde sınırlandırılması gerekmiştir....
DELİLLER: Tapu kaydı, sözleşme ve ekleri, yapı ruhsatı, keşif, bilirkişi raporu, delil listeleri sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin fekki istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nun 321(1) maddesinde"Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez."...
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.03.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, davalının ... 1....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1409 Esas sayılı dosyası ile tapu iptal ve tescil davası açıldığını, satış vaadi sözleşmesi ve satış vaadi sözleşmesinden doğan hakların devri sözleşmesinde satış bedeli 500.000,00 TL olarak gösterilmiş ise de dava konusu taşınmazın gerçek satış bedelinin 1.000.000.00 TL olduğunu, satış bedelinin 500.000,00 TL’sinin sözleşmede öngörülen şekilde ödenmesi, geriye kalan 500.000,00 TL’nin de taraflar arasındaki sözleşme nedeniyle düzenlenen senetler ile ödenmesi konusunda anlaşmaya varıldığını, sözleşmenin imzalanmasından sonra dolar kurundaki artış sebebi ile taşınmazın satış bedeli dolar bazında düşük kaldığından davacı tarafın müvekkiline sözleşme nedeni ile ödenen bedelleri iade ederek sözleşmeyi sona erdirmeyi teklif ettiğini, kabul görmeyince ve aleyhine tapu iptal tescil davası açılınca bu kez sözleşme nedeni ile yapılan ödemeleri inkar ederek sözleşmeden doğan edimlerin yerine getirilmemesine kendilerince dayanak oluşturmaya çalışıldığını, sözleşmenin...
Böylece, sözleşme alacaklısı sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakkını kuvvetlendirmiş olur ve üçüncü kişilere karşı ileri sürme olanağı kazanır. Tapu Kanunu’nun 26/6 maddesi uyarınca bu şerh 5 yıl için geçerli olup 5 yılın dolmasıyla kayıttan silinir ve anılan gücünü yitirir. Satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhinden sonra 5 yıl içinde kayda işlenen her türlü haciz, ipotek ve benzeri sözleşme alacaklısının haklarını kısıtlıyacak nitelikteki şerhler de sözleşme alacaklısını bağlamaz. Somut olaya gelince; 16.05.1961 tarihli satış vaadi sözleşmesinde ... , 27 ada 18 parselde kayıtlı taşınmazın 48 m2 lik kısmın davacı ...'e satışı vaadinde bulunulmuştur. Bu sözleşme 10.12.1962 tarihinde tapuya şerh edilmiş, davalıya şerhin terkininden önce 21.01.2004 tarihinde intikal etmiştir. Satış vaadi sözleşmelerinin tapuya şerhi lehine şerh konan kişinin sözleşme ile edindiği kişisel hakkını güçlendirir ve bu şerhle kazanılan hak sonraki maliklere karşı da ileri sürülebilir....