ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/12/2020 NUMARASI : 2018/306 ESAS - 2020/326 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine Dayalı) KARAR : K A R A R TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı Müvekkili ile Davalı arasında Çatalca 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.03.2014 ve 08.04.2014 gününde verilen dilekçeler ile asıl dava da satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı davada satış vaadi sözleşmesinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 30.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı dava hile ve gabin hukuksal nedenlerine dayalı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne, sözleşmenin iptali isteğinin reddine karar verilmiştir....
Sayfa, paragraf 6) : "....dava konusu taşınmazların dava tarihi itibariyle halen muris Mahmet Palta adına kayıtlı olduğu, mirasçılarına intikal etmemiş olduğu, bu itibarla, satış vaadi sözleşmesinin ifasının imkansız olduğu anlaşılmakla, davalılar aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine karar vermek gerektiği, .....terditli olarak talep edilen alacak davasının kabulüne karar vermek suretiyle.." denilmiş olduğunu, yani tapu iptali ve tescil talebimizin reddine gerekçe olarak, taşınmazların henüz intikal etmemiş olduğu bildirildiği, bundan, eğer taşınmazların intikali yapılmış olsa idi, tapu iptali ve tescil kararı verileceği sonucu çıktığı, tapu iptali ve tescil kararı verilmesine mani bir husus olmadığını, Eğer intikal yapılmamış olması bir engel olsaydı, bize süre verilmesi, intikalin yaptırılması için dava açılıp bunun sonucunun beklenmesi ve yine tapu iptali ve tescil kararı verilmesi mümkün iken bu yaptırılmamıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, resmi şekilde düzenlenen satış vaadi sözleşmelerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden(TBK 29.madde) alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi bir satış sözleşmesinin yapılması borucunu doğurduğundan dolayı ön sözleşme olarak kabul edilir ve geçerliliği resmi şekilde yapılmış olmasına bağlıdır....
Buna göre, satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak satış vaadini kabul eden davacı satış vaadinde bulunan davalılar aleyhine tapu iptali ve tescil davası açabileceği gibi bedelin tahsili davası açabilir, satış vaadini kabul eden bu haklardan birini kullanmak üzere zorlanamaz. Ayrıca önceden tapu iptali ve tescil davası açan satış vaadini kabul eden davacı sonradan bu istemini bedele ilişkin olarak değiştirebilir ve davasını bedele dönüştürebilir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 16.05.21956 gün ve 1- 6 sayılı kararında da bu ilkeler aynen benimsenmiştir. Somut olayın incelenmesinde, dava dilekçesinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunulduğu, ancak yargılamanın devamı sırasında ibraz edilen 14/05/2018 tarihli ıslah dilekçesiyle davadaki talep sonucunu bütünüyle ıslah ederek bedele ilişkin olarak değiştirdiği (davayı bedele dönüştürdüğü) anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17/09/2012 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil davasının reddine, tazminat talebinin davalı ... yönünden kısmen kabulüne dair verilen 25/11/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25/01/2016 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, yargılamaya katılmamıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı, 13.03.1997 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu 329 ada 14 ve 15 parseller ile 30 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazlardaki davalının hak ve hisselerini satın aldığını belirterek tapu iptali ve tescil istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03/06/2013 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10/12/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili; davalı ...'nün (kendi adına asaleten ve diğer davalıları temsilen) Ankara 48....
Kadastro Mahkemesinin 1996/ 356 esas (2004/13 esas) sayılı dava dosyası kesinleşmeden önce 04.12.1996 tarihinde, asliye hukuk mahkemesinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı paya yönelik tapu iptali ve tescil davası açıldığı, 11.09.1980 tarihinde dava konusu taşınmazların tespitlerinin yapıldığı, eldeki davanında tespit tarihten sonra düzenlenen 30.06.1987 gün ve 13871 sayılı ... Noterliğince düzenlenmiş, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılarak açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 25/son maddesi uyarınca tespit gününden sonra doğan haklara ilişkin davalara bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olmayıp, genel mahkemelere ait bulunduğundan, uyuşmazlığın ... Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılıp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25 ve 26.) maddeleri gereğince ......
Mahkemece taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı 06.01.1993 tarihinden, dava tarihine kadar 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği belirterek davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyize getirmiştir. Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemi ile 13.01.2003 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmıştır. Davada 06.01.1993 günlü biçimine uygun düzenlenmiş gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır. Gerçekten, bu sözleşmede satımı vaad edilen dava konusu taşınmazların 8.950.000 TL değerinde olduğu yazılıdır. Az yukarıda söylendiği üzere dava 13.01.2003 tarihinde açılmış, mahkemeden hukuki himaye bu tarihte talep edilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesince “müdahalenin men’i, tescil, tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda, gayrimenkulün değeri nazara alınarak” harç alınır....