Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....
KARAR Davacı, davalı bankadan 30/12/2008 tarihli konut kredisi finansman sözleşmesi ile kredi aldığını, kredinin teminatı olarak satın alınan taşınmaz üzerinde 296.225.00 TL miktarlı 1. dereceden ipotek tesis edildiğini, kredi borcunu erkenden ödediğini ancak davalı bankanın hesabı bir türlü kapatmadığını, kredi sözleşmesinden kaynaklanan tüm borç (anapara, faiz, komisyon, sigorta primleri, erken ödeme cezaları vs.) tümüyle ödenmesine rağmen ipoteğin kaldırılması için 350.00 TL masraf istendiğini bu talebin yasal olmadığını ileri sürerek, 296.225.00 TL bedelli ipoteğin fekkine karar verilmesini istemiştir. Davalı, ipoteğin kaldırılması için gereken 350.00 TL masrafın davacı tarafından ödenmediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 3.maddesine göre ipoteğin fekki için gereken masrafların davacı tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, miktar olarak Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’ne başvurulması gerektiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir....
Hukuk Dairesi Davacı vekili tarafından, 27.07.2015 tarihinde verilen dilekçeyle satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ... iptali ve tescil ikinci kademede tazminat talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kabulüne dair verilen 15.09.2017 tarihli hükmün ... Bölge Adliye Mahkemesince istinaf yoluyla incelenmesi davalı ... vekili tarafından talep edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin reddine dair verilen kararındavalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya ve içeriği incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- 6100 sayılı HMK'nın 341. maddesinde istinaf yoluna başvurabilen kararlar, 361 ve 362. maddelerinde de temyiz edilebilen ve edilmeyen kararlar belirlenmiştir. Dava satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ... iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı ... vekilince istinaf talebinde bulunulması üzerine ......
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, tapu iptal ve tescil talebinin ve tapudaki ipoteğin kaldırılması talebinin konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 29.357,79 TL'nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacı ile banka arasında yapılan kredi sözleşmesinden dolayı davacının bankaya borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılardan......
gelince dosya borcunu ödediğini, söz konusu ipoteğin konut kredisinden kaynaklı borçlar için verildiğini, müvekkilinden satış tehdidi altında para tahsil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, 40.000 TL’nin davalıdan istirdadını talep ve dava etmiştir....
Maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706 ve Noterlik Kanununun 89.maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716.maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verilebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Davanın dayanağını oluşturan 19.04.2004 tarihli ve 16.12.2008 tarihli satış vaadi sözleşmesi ve devir ve temlik sözleşmesi biçimine uygun düzenlenmiş geçerli sözleşmelerdir. Satış vaadi sözleşmelerinde imar parselleri de satışa konu edilebilir....
Noterliği'nde 05.01.2017 tarih ve 00512 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde konut satış vaadi sözleşmesini imza ederek, davalı şirketten tapuda, İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, Tuğlacıbaşı Mah. 3068 ada, 27 parselde kayıtlı, 231 bağımsız bölüm numaralı taşınmazı dosyada mübrez satış vaadi sözleşmesi ile satın almış ve satış bedelinin bir kısmını peşin verip, kalan tutar için davalı şirketin anlaşmalı olduğu davalı bankadan kredi kullandığını, bağlı kredi sözleşmesi dosyada mevcut olduğunu, satış vaadi sözleşmesine konu taşınmaz 21.09.2018 tarihinde davacı müvekkiline üzerinde tapu senedinden görüleceği üzere haciz ve ipotekler olduğu halde ayıplı bir şekilde teslim edildiğini, ayıpların giderileceğine dair dosyada mübrez olan taahhütname ile davalı Emay İnşaat davacı müvekkiline yazılı taahhütte bulunduğunu, ancak, yazılı taahhüdüne rağmen davalı Emay inşaat takyidatları kaldırmadığını, davalılar arasında bu konuda yapılmış sözleşme, tarafınca talep edilmesine rağmen verilmemekle birlikte...
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 22.09.2004 tarihinde açılan tarafların noterde yapmış oldukları düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescile ilişkindir. Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.Y.’nın 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'...
DELİLLER : Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, yapı ruhsatı, Düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı inşaat karşılığı, Banka dekontları, Keşif, Bilirkişi raporu, Delil listesi sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden (yüklenicini temlikinden) kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil istemine ilişkindir. Dahili davalı T4 vekili İDM'nin 08/10/2020 tarihli dahili davalı T4 vekilinin tedbire itirazının reddine ilişkin ara kararı süresinde istinaf etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....