in Karşı Oy Yazısı: Borçlu hakkında başlatılan taşınmazların ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin takipte, borçluya henüz ödeme emri tebliğ edilmediği zamanda borçlunun itiraz etmesi üzerine alacaklı icra mahkemesinde itirazın kaldırılması isteminde bulunduğu, icra mahkemesince itirazın kaldırılması kararı verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince “Ödeme emri tebliğ edilmeden itiraz ve ödeme süreleri işlemeyeceği için alacaklının itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, itirazın kaldırılması ve alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi yerinde değildir.” şeklinde karar verildiği görülmektedir. Borçluya ödeme emri tebliğ edilmediği için 30 günlük ödeme süresi başlamayacağı ve dolayısı ile temerrüde düşmesi söz konusu olmayacağı için tahliye kararı verilemez. Somut olayda icra mahkemesinden sadece itirazın kaldırılması istenmiş olup, tahliye talep edilmemiştir....
Velâyetin kaldırılması gibi “çocuğun güvenliğini” doğrudan ilgilendiren bir davada çocuğun üstelik velâyetin kendisinden “kaldırılması istenilen” bir davalı tarafından temsil edilmesi; velâyet kendisinde bulunan davalının her zaman çocuğun yararına davranmayacağı şu veya bu gibi düşüncelerle çocuk aleyhinde birleşmesi ve onun zararına bir durum yaratması davanın açılış sebebi göz önüne alındığında olası olduğundan son derecede sakıncalıdır. Dava konusu çocuk ile yasal temsilcisi arasında menfaat çatışması vardır. (TMK. m. 426 b. 2). Zaten bu sebeple velâyetin kaldırılması davası açılmıştır. O halde velâyetin kaldırılması davasında; -dava konusu çocuğa bir temsil kayyımı atanmalı, -temsil kayyımı davaya katılmalı, -temsil kayyımı tarafından gösterildiği takdirde delilleri toplanarak sonucu uyarınca bir karar verilmelidir. Velâyetin kaldırılması davasında bu yön gözetilmeden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
(OĞUZMAN/DURAL, Aile Hukuku, İstanbul-1994, s. 510) Dava 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 348 hükmüne göre açılan velâyetin kaldırılması davasıdır. Velâyetin kötüye kullanılması halinde çocuğu korumak üzere alınabilecek “en radikal”, “en etkin” önlem ve bu anlamda “son çare” velâyetin kaldırılmasıdır.(Rona SEROZAN, Çocuk Hukuku, İstanbul-2005, s. 292.) Velâyetin kaldırılması gibi “çocuğun güvenliğini” doğrudan ilgilendiren bir davada çocuğun üstelik velâyetin kendisinden “kaldırılması istenilen” bir davalı tarafından temsil edilmesi; velâyet kendisinde bulunan davalının her zaman çocuğun yararına davranmayacağı şu veya bu gibi düşüncelerle çocuk aleyhinde birleşmesi ve onun zararına bir durum yaratması davanın açılış sebebi göz önüne alındığında olası olduğundan son derecede sakıncalıdır. Dava konusu çocuk ile yasal temsilcisi arasında menfaat çatışması vardır. (TMK. m. 426 b. 2). Zaten bu sebeple velâyetin kaldırılması davası açılmıştır....
Velayetin kaldırılması Tük Medeni Kanunun 346.maddesinde düzenlenen koruma önlemlerinden biri olmayıp ayrıca dava konusu yapılması gerekir. Velayetin kaldırılmasına karar verilebilmesi için ya usulüne uygun harcı yatırılarak ya da kamu tarafından ihbar üzerine açılan bir dava olmalıdır. Her ne kadar somut olayda tedbir yoluyla koruma istenmiş ise de süresi içerisinde dava açılmadığından bu kararın bir hükmü kalmamıştır. Kaldı ki verilen tedbir kararı velayetin kaldırılması ile ilgili olmayıp çocukla annenin şahsi ilişkisinin engellenmesine yöneliktir. Elde velayetin kaldırılması için ne usulüne uygun açılmış bir dava ne de kamu tarafından yapılan bir talep vardır. Velayetin kaldırılması, çocukla şahsi ilişkinin engellenmesinden daha ağır ve ileriye yönelik sonuçları olan, yasada özel koşullara bağlanmış bir dava türüdür. Dava açılmaksızın, tedbir cümlesinden olmak üzere karara bağlanması olanaklı değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının tahsili için girişilen takibe vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece itirazın kaldırılması davasının feragat nedeniyle reddine, kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.09.2002 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi, davacıların murisi Nafiye Cizrelioğlu ile davalı tarafından imzalanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, vesayetin kaldırılması, kaldırılmadığı takdirde vasinin değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece kısıtlının vesayetin kaldırılması talebinin reddine, vasi değişiklik talebinin kabulüne karar verilmiş, vesayetin kaldırılması talebinin reddine dair hüküm kısıtlı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Kısıtlı ... dava dilekçesinde, akli dengesinin yerinde olmaması sebebiyle kısıtlandığını, ancak akli dengesinin yerinde olduğunu belirterek hakkındaki kısıtlama kararının kaldırılmasını, kaldırılmadığı takdirde vasinin değiştirilmesini istemiş, mahkemece vesayetin kaldırılması talebinin reddine, vasi değişikliği talebinin kabulüne karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; ... 14....
Davacının yoksulluk nafakanın kaldırılması yönündeki talebi için ayrıca harç alınmamıştır. Kaldırılması talep edilen yoksulluk nafakasının yıllık tutarı üzerinden hesaplanacak nisbi harç alınmadan (Harçlar Kanunu md. 30-32) davaya devam edilmesi yanlış olmuştur. O halde, mahkemece davacıya "yoksulluk nafakasının kaldırılması" yönündeki talebiyle ilgili nispi harcın tamamlattırılması ve sonucu itibariyle karar verilmesi gerekirken, eksik harçla yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 3- Kabule göre de; Davacının talebi yoksulluk nafakasının kaldırılması olduğu halde, mahkemece iştirak nafakasının kaldırılması olarak değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Kaldırılması-Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı tarafından kişisel ilişkinin kaldırılması davasının reddi yönünden, davalı-davacı tarafından ise velayetin kaldırılması davasının reddi yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 29.03.2016 günü duruşmalı temyiz eden davalı-davacı ... vekili Av. ... ile karşı taraf temyiz eden davacı-davalı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İncelenmesi gerekli görülen ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye Dava itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Davacı alacaklı, 1624,46 TL toplam alacak üzerinden yapılan takibe vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesini talep etmiştir. Mahkemece itirazın kaldırılması isteminin kabulüne, Kiralanan tahliye ediliğinden bahisle tahliye talebi konusuz kaldığından, tahliye talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davalı tarafından alacağa yönelik olarak temyiz edilmiştir. İ.İ.K.nun 4949 Sayılı Kanunla değiştirilen 363.maddesinin 1.fıkrasının son cümlesi ve İ.İ.K.na 4949 Sayılı Kanunla eklenen Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranı nazara alınarak uyuşmazlık konusu değerin karar tarihi itibariyle ( 5.240,00.-TL) geçmediği anlaşıldığından mahkeme kararının temyiz kabiliyeti yoktur....
DAVA : İpoteğin Kaldırılması (ödünç sözleşmesinden kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 09/09/2021 KARAR TARİHİ : 07/04/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/05/2023 Afyonkarahisar... Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... esas .../... karar sayılı yetkisizlik kararı üzerine mahkememize gönderilen (menfi tespit ve ipoteğin kaldırılması talepli) dava dosyası mahkememizin .../... esas sırasına kaydedilmiş, menfi tespit/istirdat talepleri ve ipoteğin kaldırılması talepleri birbirinden bağımsız ayrı nitelikte davalar olduğundan ipoteğin kaldırılması talepli dava .../... esas sayılı dosyadan tefrik edilerek mahkememizin .../... esas sırasına kaydedilmiştir. Eldeki bu dosyada ipoteğin kaldırılması davası yargılama konusudur....