Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1118 KARAR NO : 2021/403 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ANTALYA 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/01/2020 NUMARASI : 2018/1568 ESAS 2020/118 KARAR DAVA KONUSU : Gaipliğe Karar VerilmesiKARAR : Antalya 2....

Açıklanan niteliğiyle, dava evliliğin tespiti davası, görevli mahkeme de Aile Mahkemesidir. Gerçekleşen bu durum karşısında, davaya Aile Mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi gerekirken; davanın esasına girilerek inceleme yapılması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 06.10.2011 (Per.)...

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/603 KARAR NO : 2020/930 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İZMİR 5. SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/209 ESAS 2019/1431 KARAR DAVA KONUSU : Gaipliğe Karar VerilmesiKARAR : İzmir 5....

    Dairem 23.12.2013 tarih 2013/13610 esas, 2013/30415 karar sayılı ilamında, yetkisizlik kararı üzerine Cumhuriyet Savcılığınca re'sen yetkili mahkemeye gönderilen dosyada bu hususu bozma nedeni yapmamış, karar Cumhuriyet Savcısının duruşmalara katılmaması sebebiyle bozmuştur. Nüfus kayıtlarının düzgün bir şekilde tutulması kamu düzeni ile ilgili bir konudur. Evliliğin iptali davalarıda, nüfus kayıtlarının düzgün ve düzenli tutulması amacıyla Cumhuriyet Savcıları tarafından açılmaktadır. Yukarıda belirttiğim dairemin içtihadında Cumhuriyet Savcısı tarafından açılan evliliğin iptali davalarının, takip edilmemesi sebebiyle işlemden kaldırılamayacağı kabul edilmiştir. Taraflarca takip edilmeyen ve işlemden kaldırılamayacak olan evliliğin iptali davalarının Cumhuriyet Savcısı tarafından yetkili mahkemeye re'sen gönderilmesinin mümkün olduğu görüşündeyim. Bu nedenle değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....

      Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde, velâyet hakkı kapsamındaki yetkiler dâhilinde olan çocuğun soyadının belirlenmesi hususunun düzenlediği 21.06.1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu'nun 4. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır." şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 08.12.2011 tarihli ve 2010/119 esas, 2011/165 karar sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı gerekçesinde, kadın ve erkeğin evlilik süresince ve evliliğin sona ermesinde eşit hak ve sorumluluklara sahip olmaları gereğine yer veren uluslararası sözleşme hükümlerine de atıf yapılmak ve eşlerin, evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda oldukları, erkeğe velâyet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmamasının, velâyet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete göre ayırım yapılması sonucunu doğuracağı...

        Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde, velayet hakkı kapsamındaki yetkiler dâhilinde olan çocuğun soyadının belirlenmesi hususunun düzenlendiği 21.6.1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu'nun 4. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır." şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesi'nin 8.12.2011 tarihli ve 2010/119 esas, 2011/165 karar sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı gerekçesinde; kadın ve erkeğin evlilik süresince ve evliliğin sona ermesinde eşit hak ve sorumluluklara sahip olmaları gereğine yer veren uluslararası sözleşme hükümlerine de atıf yapılmak ve eşlerin, evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda oldukları, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete göre ayırım yapılması sonucunu doğuracağı...

        Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde, velayet hakkı kapsamındaki yetkiler dâhilinde olan çocuğun soyadının belirlenmesi hususunun düzenlendiği 21.6.1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu'nun 4. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır." şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesi'nin 8.12.2011 tarihli ve 2010/119 esas, 2011/165 karar sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı gerekçesinde; kadın ve erkeğin evlilik süresince ve evliliğin sona ermesinde eşit hak ve sorumluluklara sahip olmaları gereğine yer veren uluslararası sözleşme hükümlerine de atıf yapılmak ve eşlerin, evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda oldukları, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete göre ayırım yapılması sonucunu doğuracağı...

        Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde, velayet hakkı kapsamındaki yetkiler dâhilinde olan çocuğun soyadının belirlenmesi hususunun düzenlendiği 21.6.1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu'nun 4. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır." şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesi'nin 8.12.2011 tarihli ve 2010/119 esas, 2011/165 karar sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı gerekçesinde; kadın ve erkeğin evlilik süresince ve evliliğin sona ermesinde eşit hak ve sorumluluklara sahip olmaları gereğine yer veren uluslararası sözleşme hükümlerine de atıf yapılmak ve eşlerin, evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda oldukları, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete göre ayırım yapılması sonucunu doğuracağı...

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/956 KARAR NO : 2022/377 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SİLİFKE SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2021 NUMARASI : 2019/922 ESAS, 2021/234 KARAR DAVA KONUSU : Gaipliğe Karar VerilmesiKARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; amcası T2 bekar olduğunu, pisikolojik rahatsızlığı nedeni ile 1970 ila 1985 yılları arasında İstanbul Bakırköy Ruh ve Sinir hastalıkları hastanesine yatırıldığını, daha sonra hastaneden firar ettiğinin bildirildiği 1985 yılından bu yana kendisiyle hiç bir irtibat kurulamadığını ileri sürerek T2 hakkında gaiplik kararı verilmesini talep etmiştir....

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/956 KARAR NO : 2022/377 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SİLİFKE SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2021 NUMARASI : 2019/922 ESAS, 2021/234 KARAR DAVA KONUSU : Gaipliğe Karar VerilmesiKARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; amcası T2 bekar olduğunu, pisikolojik rahatsızlığı nedeni ile 1970 ila 1985 yılları arasında İstanbul Bakırköy Ruh ve Sinir hastalıkları hastanesine yatırıldığını, daha sonra hastaneden firar ettiğinin bildirildiği 1985 yılından bu yana kendisiyle hiç bir irtibat kurulamadığını ileri sürerek T2 hakkında gaiplik kararı verilmesini talep etmiştir....

        UYAP Entegrasyonu