Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ: GAİPLİĞE KARAR VERİLMESİ-BEDEL Taraflar arasındaki davadan dolayı ... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Mahkemesinden verilen 13.03.2019 gün ve 176-192 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü. KARAR- Dava, TMK 588. maddesi gereğince gaiplik ve taşınmazın kamulaştırma bedelinin Hazineye intikali isteğine ilişkin olup 19.654,65TL değer gösterilerek açılmış, ilk derece mahkemesince dava reddedilmiş, davacı tarafın istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından reddedilerek bu değer üzerinden 13.03.2019 tarihinde karara bağlanmış olup; karar süresi içerisinde davacı tarafça temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 362/1-a maddesi uyarınca, 2019 yılı itibariyle dava değeri 58.800,00-TL'den az olan davalara ait bölge adliye mahkemesi kararlarına karşı temyiz yoluna gidilemeyeceği öngörülmüştür....

    İlk derece mahkemesince; gaiplik kararı verilmesi talep edilen kişi yönünden ölümü hakkında kuvvetli olasılığın bulunduğunun ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davacı vekili yargılama sırasında ileri sürdüğü gerekçeler ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 32. ve devamı maddelerinde düzenlenen gaiplik kararı verilmesi istemine ilişkindir....

    İlk derece mahkemesince; gaiplik kararı verilmesi talep edilen kişi yönünden ölümü hakkında kuvvetli olasılığın bulunduğunun ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davacı vekili yargılama sırasında ileri sürdüğü gerekçeler ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 32. ve devamı maddelerinde düzenlenen gaiplik kararı verilmesi istemine ilişkindir....

    Bu malların, kural olarak tasfiye anındaki (TMK mad. 227/1 ve 235/1), sürüm (rayiç) değerleri (TMK mad. 232 ve 239/1) hesaba katılır. Yargıtay ve Dairemizin uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Mahkemece, tasfiye konusu malın karara en yakın tarihteki sürüm değeri belirlenmelidir. Tasfiyeye konu mal elden çıkarılmışsa, mahkemece hakkaniyete uygun olarak değer tespiti yaptırılmalıdır (TMK mad. 227/2 ). Artık değere katılma alacak isteği söz konusu olduğunda, davalı eş TMK'nin 229. maddesinde belirtilen amaç doğrultusunda malı elden çıkarmışsa, başkasına devredilen malvarlığı mevcutmuş gibi tasfiye hesabına dahil edilir ve devir tarihindeki durumu gözetilerek değerlendirme yapılır (TMK mad. 235/2). Tasfiyeye konu malvarlığında, katkı tarihinden sonra değerinde azalma olmuşsa, katkının başlangıçtaki değer esas alınır (TMK mad. 227/1). Denkleştirmede ise, aksine değer azalması olması durumunda azalmış hali ile değerlendirilir (TMK mad. 230)....

      Yukarıdaki şartlar gerçekleştiğinde, gaiplik kararının verilmesini, kaybolan kimsenin kanuni ve atanmış mirasçıları ve lehlerine vasiyet yapılmış kimseler talep edebilir. Ayrıca, gaip yüzünden mirastan mahrum kalanlar, alacaklılar ve Hazine de gaiplik kararı verilmesini isteyebilir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2018/9579 Esas ve 2018/12418 Karar sayılı 10/05/2018 tarihli kararında; "...4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 32. maddesinde; "Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, haklan bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir" hükmü yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca gaiplik kararının verilebilmesi için, kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin, ancak ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa gaipliğine karar verilebilecektir. Mahkemece, gaipliğine karar verilmesi istenilen Cemile Ş.'...

      Her ne kadar 7 nolu bağımsız bölüm yönünden yukarda açıklanan Dairemiz'in ilke ve uygulamaları doğrultusunda davacı kadının katkı payı oranının belirlenmesi, gerektiğinde TMK mad. 4 ve TBK mad. 52'nin dikkate alınması gerekli ise de; mahkemenin hükme esas aldığı hesap bilirkişi raporu, uygulama, usul ve kanuna uygun olmamakla beraber, belirlenen %47 katkı payı oranı sonunda bulunan alacaktan, taleple bağlı kalınarak hükmedilen 40.000,00 TL katkı payı alacağına ilişkin bölüm davacı lehine olup, hüküm davalı tarafından temyiz edilmediğinden, temyiz edenin sıfatı ve aleyhe bozma yasağı ilkesi gereğince 7 nolu bağımsız bölüm yönünden bu durum bozma nedeni yapılmamıştır....

        Mahkemece, davacının davasının kabulüne, 24.986,88 TL’nin karar tarihinden geçerli yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 Sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1)....

          Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1). Katılma alacağı, Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacağı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK mad.227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir....

          Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği tarihe kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202). Tasfiyeye konu 13287 ada 11 parsel sayılı taşınmaz 12.08.2005 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179)....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak davasıdır. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1). Katılma alacağı, Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....

            UYAP Entegrasyonu