oldu gibi müvekkilini ve ailesini huzursuz eden tehditkar bir ileti gönderdiğini, bu yazışmalar sonucunda Yabancılar Dairesi, Suriye ve Lübnan Başkonsoloslukları ile görüşüldüğünü, Bimer'e başvuru yapıldığını ancak kayıp şüphesi taşıyan eş hakkında bu yazışmalardan sonra hiçbir bilgi alınamadığını, bu süreçler devam ederken aynı numaradan kayıp şüphesi taşıyan eş hakkında vefat ettiğine yönelik mesaj ve görüntüler gönderildiğini, hakkında hiçbir bilgiye ulaşılamayan eş hakkında gaiplik kararı başvurma zorunluluğunun hasıl olduğunu, bu nedenlerle ölüm tehlikesi içerisinde kaybolan eş hakkında gerekli tüm işlemlerin yapılarak gaipliğine ve alınacak gaiplik kararı sonrasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeniyle evliliğin feshine karar verilerek davanın kabulünü talep ve dava etmiştir....
oldu gibi müvekkilini ve ailesini huzursuz eden tehditkar bir ileti gönderdiğini, bu yazışmalar sonucunda Yabancılar Dairesi, Suriye ve Lübnan Başkonsoloslukları ile görüşüldüğünü, Bimer'e başvuru yapıldığını ancak kayıp şüphesi taşıyan eş hakkında bu yazışmalardan sonra hiçbir bilgi alınamadığını, bu süreçler devam ederken aynı numaradan kayıp şüphesi taşıyan eş hakkında vefat ettiğine yönelik mesaj ve görüntüler gönderildiğini, hakkında hiçbir bilgiye ulaşılamayan eş hakkında gaiplik kararı başvurma zorunluluğunun hasıl olduğunu, bu nedenlerle ölüm tehlikesi içerisinde kaybolan eş hakkında gerekli tüm işlemlerin yapılarak gaipliğine ve alınacak gaiplik kararı sonrasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeniyle evliliğin feshine karar verilerek davanın kabulünü talep ve dava etmiştir....
Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur." hükümleri yer almaktadır. Somut olayda; dava gaiplik kararı verilmesi isteğine ilişkin olup gaiplik kararı, ölüme bağlı hakların, aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılmasını sağlar. Hukuki yarar, dava şartı olduğundan yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Hakları ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine şartları varsa gaiplik kararı verilebileceğinden, dosya kapsamından taşınmaz maliklerinden "......"nın gaipliğine karar verilmesi halinde davacı .....'in kullanabileceği ölüme bağlı bir hakkın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının "...." hakkında gaiplik kararı istemesinde korunmaya değer ne gibi bir hukuki yararının bulunduğu da mahkemece tespit edilmemiştir. Bu durumda, davacının "aktif dava/husumet ehliyeti" bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi yerine, uygun bulunmayan gerekçe ile davanın kabulü doğru görülmemiştir. (Yargıtay 18....
Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur." hükümleri yer almaktadır. Somut olayda; dava gaiplik kararı verilmesi isteğine ilişkin olup gaiplik kararı, ölüme bağlı hakların, aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılmasını sağlar. Hukuki yarar, dava şartı olduğundan yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Hakları ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine şartları varsa gaiplik kararı verilebileceğinden, dosya kapsamından taşınmaz maliklerinden "......"nın gaipliğine karar verilmesi halinde davacı .....'in kullanabileceği ölüme bağlı bir hakkın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının "...." hakkında gaiplik kararı istemesinde korunmaya değer ne gibi bir hukuki yararının bulunduğu da mahkemece tespit edilmemiştir. Bu durumda, davacının "aktif dava/husumet ehliyeti" bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi yerine, uygun bulunmayan gerekçe ile davanın kabulü doğru görülmemiştir. (Yargıtay 18....
Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; gaiplik kararında gaiplik tarihinin başlangıcının belirtilmediğini, malikin 1969 yılında öldüğü ilan edilmesi ve bu ilana rağmen mirasçısının çıkmaması, hayatta olduğuna yönelik herhangi bir itirazda bulunulmaması nedeniyle gaiplik kararının geçerli olmadığını, taraf teşkilinin sağlanması amacıyla başvurulan mahkemede yeterli araştırma yapılmadan gaiplik kararı verildiğini, nüfus kayıtlarına ulaşılamayan malikin gerçekte var olup olmadığını belli olmadığını, 1974 yılında hatalı olarak malik adına tescil yapıldığını, TMK’nin 713/2 maddesindeki şartların oluştuğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 32. ve devamı maddelerinde düzenlenen gaiplik kararı verilmesi istemine ilişkindir....
TMK'nin 32. maddesinin birinci fıkrasında gaiplik nedeni olarak iki ayrı olay düzenlenmiş olup bunlar, “ölüm tehlikesi içinde kaybolma” ve “uzun zamandan beri haber alınamama”dır. Bu iki olay birbirinden bağımsız ve ayrı olup bunlardan birinin mevcut olması hâlinde, şartları dâhilinde, bir kimsenin gaipliği istenebilir. “Ölüm tehlikesi içinde kaybolma” ve “uzun zamandan beri haber alınamama” olaylarının gaiplik nedeni teşkil edebilmesi için, gaipliği istenilenin “ölümü hakkında kuvvetli olasılık” olması kaydıyla gaipliğine karar verilebileceği düzenlenmiştir. (Bknz. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2017/8841 Esas, 2019/2905 Karar sayılı ilamı) Somut olayda; davacı tarafça T3 1992 yılından bu yana ulaşılamadığını ileri sürerek gaiplik kararı verilmesinin talep edildiği, mahkemece davanın reddine yönelik kararın verildiği, davacı tarafından kararın istinafa taşındığı anlaşılmaktadır....
Kaldı ki 382. maddenin 2-a.4. maddesinde “gaiplik kararı” çekişmesiz yargı işi sayılmış olup aynı yasanın 383. maddesinde de çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olacağı hükmüne yer verilmiştir. Gaiplik kararı isteğine ilişkin uyuşmazlık, çekişmesiz yargı işi niteliğinde olup Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.nın 21., 22. ve 23. maddeleri gereğince ... 19. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 19.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Gaiplik kararı verilmesi istemine ilişkin davada, davacı taraf 4721 sayılı TMK'nın 32. maddesi gereğince hakları bu ölüme bağlı olanlardır. Bu kişilerin başvurusu üzerine sözkonusu maddede belirtilen haller nedeni ile gaipliğe karar verilmesi talep edilmekte olup bu tür davalarda davacılar ile her hangi bir kişi ya da kurum arasında bir uyuşmazlık olmaması nedeni ile hasım yer almamaktadır. Bu değerlendirmelere göre, 6100 sayılı HMK'nın 382/II-a-4. maddesinde gaiplik kararı verilmesine ilişkin davanın çekişmesiz yargıya ilişkin olduğu düzenlenmiş aynı Kanun’un 383. maddesinde de çekişmesiz yargıda aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirlenmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Sakarya 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : GAİPLİK NEDENİYLE HAZİNE ADINA TESCİL Taraflar arasında görülen gaiplik nedeniyle Hazine adına tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, gaiplik nedeniyle hazine adına tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, ... 1....