"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ BİR.DOS.DAVACISI :İSTANBUL VAKIFLAR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ DAVA TÜRÜ : GAİPLİK VE TESCİL Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacı Hazine, çekişme konusu 1630 ada 9 parsel sayılı taşınmazın hissedarlarından ...'in gaip olması nedeniyle payının 10 yıldan fazla süredir kayyımla idare edildiğini ileri sürerek, ... Medeni Kanununun 588.maddesi uyarınca gaiplik ve tescil isteğinde bulunmuştur. Birleştirilen davanın davacısı Vakıflar İdaresi ise, çekişme konusu 1630 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 175/7344 pay sahibi olan ...'in varissiz öldüğünü, bu nedenle payının mahlulen vakfına rücu ettiğini ileri sürerek, mahlulen vakfı adına tescilini istemiştir. Davalı ... vekili, Vakıflar İdaresinin açtığı davanın reddini, Hazinenin açtığı davanın ise kanıtlanması gerektiğini savunmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesi de; davaya konu taşınmaz ile ilgili olarak kadastro tutanağının malikhanesi açık bırakıldığından, gaiplik talebi Kadastro Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Kadastro Mahkemesince, gaiplik hakkındaki dava tefrik edilerek Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 25 maddesi uyarınca kadastro mahkemesince veraset belgesi verilebileceği, kayyım tayin edilebileceği belirtildiği halde gaiplik kararı yönünden bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle gaipliğe karar verilmesi istemine ilişkin karar almayı gerektiren dava ile ilgili isteklerin incelenmesi kadastro mahkemesinin görevi dışında olup davaya bakma görevi genel mahkemelere aittir. Bu durumda uyuşmazlığın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesince; gaiplik kararı verilmesine ilişkin davanın çekişmesiz yargı işi olduğu ve sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği, gaiplik kararının tanınması talebinde de sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 6. Sulh Hukuk Mahkemesi ise; davada asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)'un 51. maddesinde “Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda davacı, kardeşi hakkında Tongoren bölgesince verilen gaiplik kararının, versat ilamı alabilmek, gayrimenkuller üzerinde işlem yapabilmek, bankadaki hesabından aktarma işlemi yapabilmek için tenfizi isteminde bulunmuştur. Buna göre MÖHUK'un 51. maddesi uyarınca uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.'...
Bu durumlardan herhangi birinin varlığı gaiplik kararı için ilk şarttır. Bu iki olay birbirinden bağımsız ve ayrı olup bunlardan birinin mevcut olması hâlinde, şartları dâhilinde, bir kimsenin gaipliği istenebilir. “Ölüm tehlikesi içinde kaybolma” ve “uzun zamandan beri haber alınamama” olaylarının gaiplik nedeni teşkil edebilmesi için, gaipliği istenilenin “ölümü hakkında kuvvetli olasılık” olması kaydıyla gaipliğine karar verilebileceği düzenlemiştir. Bu hallerden birinin gerçekleşmesi tek başına gaipliğe karar vermek için yeterli değildir. Ayrıca TMK'nın 33/1. maddesine göre, "Gaiplik kararının istenebilmesi için, ölüm tehlikesinin üzerinden en az bir yıl veya son haber tarihinin üzerinden en az beş yıl geçmiş olması gerekir. Mahkeme, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimselerin, belirli bir sürede bilgi vermeleri için usulüne göre yapılan ilânla çağırılması gerekmektedir....
"hükmünün öngörülmüş olması sebebiyle bir kimse hakkında gaiplik kararının verilebilmesi için diğer koşulların yanında en az iki kez ilan yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılmaktadır. Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir. "…Dava, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 32. ve devamı maddelerinde düzenlenen gaiplik kararı verilmesi istemine ilişkindir....
TMK'nin 32. maddesinin birinci fıkrasında gaiplik nedeni olarak iki ayrı olay düzenlenmiş olup bunlar, “ölüm tehlikesi içinde kaybolma” ve “uzun zamandan beri haber alınamama”dır. Bu iki olay birbirinden bağımsız ve ayrı olup bunlardan birinin mevcut olması hâlinde, şartları dâhilinde, bir kimsenin gaipliği istenebilir. “Ölüm tehlikesi içinde kaybolma” ve “uzun zamandan beri haber alınamama” olaylarının gaiplik nedeni teşkil edebilmesi için, gaipliği istenilenin “ölümü hakkında kuvvetli olasılık” olması kaydıyla gaipliğine karar verilebileceği düzenlenmiştir. (Bknz. Yargıtay 8....
"hükmünün öngörülmüş olması sebebiyle bir kimse hakkında gaiplik kararının verilebilmesi için diğer koşulların yanında en az iki kez ilan yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılmaktadır. Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir. "…Dava, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 32. ve devamı maddelerinde düzenlenen gaiplik kararı verilmesi istemine ilişkindir....
TMK'nin 32. maddesinin birinci fıkrasında gaiplik nedeni olarak iki ayrı olay düzenlenmiş olup bunlar, “ölüm tehlikesi içinde kaybolma” ve “uzun zamandan beri haber alınamama”dır. Bu iki olay birbirinden bağımsız ve ayrı olup bunlardan birinin mevcut olması hâlinde, şartları dâhilinde, bir kimsenin gaipliği istenebilir. “Ölüm tehlikesi içinde kaybolma” ve “uzun zamandan beri haber alınamama” olaylarının gaiplik nedeni teşkil edebilmesi için, gaipliği istenilenin “ölümü hakkında kuvvetli olasılık” olması kaydıyla gaipliğine karar verilebileceği düzenlenmiştir. (Bknz. Yargıtay 8....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 32. ve devamı maddelerinde düzenlenen gaiplik kararı verilmesi istemine ilişkindir....
Mahkemece, gaiplik kararının 14.06.2000 tarihli olması nedeniyle bu tarihten sonrası için davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm, süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun'un 1. ve 2. maddelerine göre; gaip kişilerin mal varlıkları üzerinde Hazine menfaatinin daha iyi korunmasını sağlamak üzere mahallin en büyük memurlarının kayyım tayin edilmesi öngörülmüştür. Yine, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 35. maddesine göre "...mahkeme gaipliğe karar verir ve ölüme bağlı haklar, aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılır. Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur". Bu nedenle gaiplik karan geçmişe etkili sonuç doğurmaktadır. Davacı İstanbul Defterdarı, MK 427/1 ve 3561 sayılı Kanun gereğince Kayyım olarak atanmış olup, gaip olan kişilerin haklarını geçmişe dönük olarak korumak ve kullanmakla da yükümlüdür....