Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.06.2004 tarih ve 2003/324 Esas 2004/208 Karar sayılı kararı ile gaipliğine karar verildiği, davalıların bu karara dayanarak davacı kurumdan maaş almaya başladıkları, Mehmet Türker'in ise 04.10.2003 tarihinde işlediği gasp suçundan dolayı Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma dolayısıyla tutuklandığı ve 02.06.2004 tarihinde cezaevinden tahliye olduğu, bu suçtan İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.06.2005 tarih ve 2003/600 Esas 2005/241 Karar sayılı kararı ile mahkum olduğu, hakkında yakalama kararı bulunduğu, yine Menderes Vergi Dairesinde 28.03.2008 tarihinde bizzat ifade verdiği, aynı vergi dairesinin kayıtlı vergi mükellefi olarak mermer işi yaptığı, adı geçenin gaip olmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler dikkate alındığında şartları oluştuğundan... hakkındaki gaiplik kararının iptaline karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, gaiplik kararı verilmesi istenilen Kenan'ın 1973 doğumlu olup, yaşı itibariyle ölümüne kesin gözle bakılamayacağı, ölümü hakkında kuvvetli olasılık ve gaip olduğuna dair yeterli kanıt bulunmadığı, bir kimsenin sadece bulunduğu yerin bilinmiyor ya da bulunamıyor oluşunun gaiplik kararı verilmesi için yeterli olmadığı, gaipliğine karar verilmesi halinde ileride telafisi mümkün olmayan hallerin meydana gelebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur." hükümleri yer almaktadır. Somut olayda; dava gaiplik kararı verilmesi isteğine ilişkin olup gaiplik kararı, ölüme bağlı hakların, aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılmasını sağlar. Hukuki yarar, dava şartı olduğundan yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Hakları ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine şartları varsa gaiplik kararı verilebileceğinden, dosya kapsamından taşınmaz maliklerinden "......"nın gaipliğine karar verilmesi halinde davacı .....'in kullanabileceği ölüme bağlı bir hakkın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının "...." hakkında gaiplik kararı istemesinde korunmaya değer ne gibi bir hukuki yararının bulunduğu da mahkemece tespit edilmemiştir. Bu durumda, davacının "aktif dava/husumet ehliyeti" bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi yerine, uygun bulunmayan gerekçe ile davanın kabulü doğru görülmemiştir. (Yargıtay 18....
Hukuk Dairesinin 2010/11290 Esas-15137 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, TMK'nun 32. maddesi uyarınca ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinde uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa gaiplik kararı verilebileceği ve bir kimsenin sadece bulunduğu yerin bilinemiyor ya da bulunamıyor oluşunun gaiplik kararı verilmesini gerektirmediği, hakkında gaiplik kararı verilmesi istenen Rıfat Akti'nin Yüksekova Sulh Ceza Mahkemesinin 2019/1119 D.İş sayılı dosyasında "Silahlı terör örgütüne üye olma" suçunda yakalama kararı bulunduğu, adı geçenin ölümü hakkında kuvvetli olasılığın varlığının ispatlanamadığı anlaşıldığından, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır....
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; iddialarını yinelemiş, hakkında gaiplik kararı verilmesi istenilen kişinin ölüm tehlikesi içerisinde olduğu tarihin üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına ve yine mahkeme tarafından usulüne uygun ilan verilmiş olmasının üzerinden altı aylık sürenin de geçmiş olmasına rağmen kendisine ulaşılamamış olması nedeniyle hukukun gereği olarak haklarının kullanımı vefatlarının tesciline bağlı olan kişiler hakkında gaiplik kararı verilmesi gerektiğinden kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 32. ve devamı maddelerinde düzenlenen gaiplik kararı verilmesi istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, gaiplik kararı verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ve verilen karar 01.05.2007 tarihinde kesinleşmiş olup, hüküm gaip ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü: Davacı vekili, davacının babası ...'den uzun süredir haber alınamadığından bahisle gaipliğine karar verilmesini istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş ve verilen karar 01.05.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Mahkemece verilen gaiplik kararı kesinleştiğine göre, ilgilinin gaiplik kararının kaldırılması istemiyle dava açması gerekirken, kesinleşmiş mahkeme kararını temyiz etmesi mümkün olmadığından temyiz isteminin REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yukarıda açıklanan Kanun hükmü ve ilkeler kapsamında tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2010/11290 Esas-15137 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, TMK'nun 32. maddesi uyarınca ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinde uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa gaiplik kararı verilebileceği ve bir kimsenin sadece bulunduğu yerin bilinemiyor ya da bulunamıyor oluşunun gaiplik kararı verilmesini gerektirmediği, hakkında gaiplik kararı verilmesi istenen T2 davacıyı arayarak yeri hakkında bilgi vererek Afganistan da olduğunu belirttiği ,adı geçenlerin ölümü hakkında kuvvetli olasılığın varlığının ispatlanamadığı anlaşıldığından, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır....
Hukuk Dairesinin 2010/11290 Esas - 15137 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, TMK'nun 32. maddesi uyarınca ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinde uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa gaiplik kararı verilebileceği ve bir kimsenin sadece bulunduğu yerin bilinemiyor ya da bulunamıyor oluşunun gaiplik kararı verilmesini gerektirmediği, hakkında gaiplik kararı verilmesi istenenin Silahlı Terör Örgütüne Üye olmak üzere evden ayrıldığının bizzat davacı yanca belirtildiği ve adı geçenin ölümü hakkında kuvvetli olasılığın varlığının ispatlanamadığı anlaşıldığından, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır....
Yargıtay’ın ve Dairenin yerleşik içtihatlarına göre böyle bir yerin gaiplik nedenine bağlı olarak kazanılabilmesi için tapu maliki hakkında verilen gaiplik kararının kesinleşmesinden itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve TMK'nun 713/1. maddesindeki koşullar altında en az 20 yıl süre ile zilyet olunması gerekmektedir. ........... Somut olayda, tapu kayıt maliki hakkında gaiplik kararı verilmediği gibi kayıt malikinin 05.12.1960 tarihinde öldüğü, Hazine tarafından yapılan başvuru üzerine......... 26.12.2007 tarih ve 2005/659 Esas, 2007/1968 Karar sayılı ilamında mirasçıları tespit edilemediğinden son mirasçı sıfatıyla Hazine'nin mirasçı olarak belirlendiği saptanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ BİR.DV.DAVACI : VAKIFLAR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ DAVA TÜRÜ : GAİPLİK VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı Hazine vekili, 443 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının verasette iştirak olarak malik gözüken kişilerin gaipliği nedeniyle İstanbul defterdarının kayyım olarak atandığını, kayyımla idarenin 10 yılı doldurduğunu ileri sürerek ... Medeni Kanununun 588. maddesi gereğince gaiplik kararı verilmesi ve taşınmazın Hazine adına tescili isteğinde bulunmuştur. Birleşen davanın davacısı, 443 ada 3 parsel sayılı taşınmazın... Vakfından icareli olduğunu mutasarrıflarının mirasçısız ölmesi veya gaipliği durumunda taşınmazın mülkiyetinin vakfına rücu edeceeğini ileri sürerek taşınmaz maliklerinin gaipliklerine karar verilmesi ve vakfı adına tescili isteğinde bulunmuş , davalar birleştirilerek görülmüştür....