Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Gaiplik Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm gaipliğe (TMK. md. 32) ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı ... bölümü kararı gereğince Yargıtay 18. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 18. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 08.10.2012 (Pzt.)...

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Gaiplik Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm Türk Medeni Kanununun 588. maddesi uyarınca gaipliğe ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı ... bölümü kararı gereğince Yargıtay 1. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 19.10.2012 (...)...

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/943 KARAR NO : 2021/385 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SİLİVRİ SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/11/2019 NUMARASI : 2017/969 ESAS, 2019/1030 KARAR DAVA KONUSU : Gaipliğe Karar VerilmesiKARAR : İstinaf yoluna başvuran davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/969 Esas dosyası ve dava dosyasında verilen 07/11/2019 tarih ve 2019/1030 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi. Ön inceleme raporunda belirtildiği üzere dosyada ön inceleme sonucu karar verilecek nitelikte bir eksikliğin bulunmadığı ve HMK 353. maddesi uyarınca duruşma yapılmaksızın usul yönünden incelenebileceği anlaşılmakla, dosya ve HMK 354. maddesi uyarınca yapılan görevlendirme gereği sunulan inceleme raporu incelendi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: GAİPLİĞE KARAR VERİLMESİ Taraflar arasında görülen gaiplik ve taşınmaz bedelinin Hazineye devri davası sonunda, yerel mahkemece davanın, görevsizlik nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; KARAR- Dava, gaiplik ve taşınmaz bedelinin hazineye devri isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Mahkemenin bu kararı TMK'nun 32 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan gaiplik davalarında verilebilecek kararlardandır....

        Asliye Hukuk ve Keşan Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Talep, gaipliğe karar verilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın 6100 Sayılı HMK.nın 382. ve 383. maddeleri uyarınca çekişmesiz yargı işi kapsamında olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın 1086 sayılı HUMK'un yürürlükte olduğu tarihte açıldığını, bu yasa döneminde gaiplik davalarında görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava, davacının kardeşi olan ...'in yaklaşık 20 yıldan beri kayıp olduğu iddiası ile gaipliğine karar verilmesi istemidir. 6100 Sayılı HMK.nun geçici 1. maddesinde “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz.” hükmüne yer verilmiştir....

          Bu kişilerin başvurusu üzerine sözkonusu maddede belirtilen haller nedeni ile gaipliğe karar verilmesi talep edilmekte olup bu tür davalarda davacılar ile herhangi bir kişi ya da kurum arasında bir uyuşmazlık olmaması nedeni ile hasım yer almamaktadır. 6100 sayılı HMK'nın 382/II-a-4. maddesinde gaiplik kararı verilmesine ilişkin davanın çekişmesiz yargıya ilişkin olduğu düzenlenmiş aynı Kanun’un 383. maddesinde de çekişmesiz yargıda aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirlenmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 03.11.2016 gününde oy birliği ile karar verildi....

            Bunlara örnek olarak, dernek veya vakıfların feshi, tüzel kişiliğin feshi, boşanma, evliliğin iptâli, evliliğin feshi, mirasın paylaştırılması gibi davalar örnek olarak gösterilebilir. Geçmişe etkili inşai davalara örnek olarak, soybağının reddi, ölüme bağlı tasarrufların iptâli, anonim ve limited şirketlerde genel kurul kararlarının iptâli, yargılamanın yenilenmesi davalarıdır (Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Medeni Usul Hukuku, II. Cilt, sh. 985-986). Bu açıklamalar gözetildiğinde, sözleşmenin kurulmasının da bu dava türü içerisinde kaldığından bahsedilemez. Yukarıda açıklanan nedenler ve somut olay incelendiğinde; davacı idare ön sözleşme uyarınca edimlerini ifa etmelerine rağmen, davalı kooperatifin sözleşmeye yanaşmadığını ileri sürmüş ve eldeki davayı açmıştır. Davacı idare eda davası açabilecekken, sözleşmenin kurulmasının mahkemeden istemesi bu düzenlemelere ve yargısal içtihatlara aykırıdır....

              Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde, velayet hakkı kapsamındaki yetkiler dâhilinde olan çocuğun soyadının belirlenmesi hususunun düzenlendiği 21.6.1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu'nun 4. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır." şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesi'nin 8.12.2011 tarihli ve 2010/119 esas, 2011/165 karar sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı gerekçesinde; kadın ve erkeğin evlilik süresince ve evliliğin sona ermesinde eşit hak ve sorumluluklara sahip olmaları gereğine yer veren uluslararası sözleşme hükümlerine de atıf yapılmak ve eşlerin, evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda oldukları, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete göre ayırım yapılması sonucunu doğuracağı...

              HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1204 KARAR NO : 2023/173 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HAKKARİ SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2021 NUMARASI : 2019/378 ESAS 2021/66 KARAR DAVA KONUSU : Gaipliğe Karar VerilmesiKARAR : Yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi: GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili Av. T2 sunmuş olduğu 04/12/2019 havale dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kardeşi T3 1993 tarihinden beridir kayıp olduğunu kendisine bir türlü ulaşamadıklarını bu nedenle T3 hakkında gaiplik ve adlı yardım taleplerinin kabulüne kararı verilmesini talep ve beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın reddine dair karar verilmiştir....

              Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde, velâyet hakkı kapsamındaki yetkiler dâhilinde olan çocuğun soyadının belirlenmesi hususunun düzenlendiği 21.6.1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu'nun 4. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır." şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesi'nin 08.12.2011 tarihli ve 2010/119 E 2011/165 K sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı gerekçesinde, kadın ve erkeğin evlilik süresince ve evliliğin sona ermesinde eşit hak ve sorumluluklara sahip olmaları gereğine yer veren uluslararası sözleşme hükümlerine de atıf yapılmak ve eşlerin, evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda oldukları, erkeğe velâyet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmamasının, velâyet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete göre ayırım yapılması sonucunu doğuracağı...

              UYAP Entegrasyonu