Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre asıl davada davacı ... için 2330 sayılı yasa kapsamında ödenen nakti tazminat içindeki manevi tazminat miktarının takdir edilecek manevi tazminat tutarını karşıladığından manevi tazminat talebinin reddine, asıl davada ... için 1.000,00 TL, sürekli işgücü kaybı zararı ve 1.000,00 TL, sürekli bakıcıya muhtaçlık zararı talebinin kabulü ile kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davada 1.259.277,58 TL, sürekli işgücü kaybı zararından kaynaklı maddi tazminatın ve sürekli bakıcıya muhtaçlık zararından kaynaklı 263.239,39 TL, maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, asıl davada davacı ... için 20.000,00 TL, manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen kararın, davalı vekili ve katılma yolu ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 04.06.2015 günlü, 2015/1249 Esas, 2015...
Tazminat miktarı haksız eylemi özendirmeyecek, ayrıca mağdur açısından zenginleştirme aracı da olmayacak seviyede tutulmalıdır. Mahkemece, bu ilkeler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." Gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyulmuş, yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı ... Belediyesi hakkında açılan maddi manevi tazminat davasının husumet yokluğu nedeniyle reddine; diğer davalı hakkında açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulüne; davacının manevi tazminat davasının da kısmen kabulü ile, davacıların her biri için 1.000'er TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı şirketten alınmasına, davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir....
ın sürücüsü olduğu araçla çarpışması neticesinde 04...2004 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralandığını, kazaya karışan her iki aracın ZMMS poliçelerinin davalı ... şirketlerince yapıldığını, müvekkilinin kaza sonucu maddi ve manevi olarak zarara uğradığını belirterek şimdilik 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Kayapalı Nilüfer Turizm Ltd. Şti. vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, kazanın yol durumu ve karşı araç sürücüsünün kusuru sebebiyle meydana geldiğini, zararın öncelikle sigorta şirketinden talep edilmesi gerektiğini, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir....
(TBK 58) maddesinin, "Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir" hükmünü haiz olduğu, şahsiyet haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için 818 sayılı BK 49. (TBK 58) maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi gerektiği, bu şartların ise şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunması olduğu, somut olayda geç teslim durumunun MK'nın 24 ve BK'nın 49. (TBK 58) maddeleri anlamında kişilik haklarının ihlaline neden olacağının kabulünün mümkün olmadığı, her sözleşmeye aykırılık hali manevi tazminat gerektirmeyeceği gibi, davacı tarafça da meydana gelen olay nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan tüm raporların değerlendirilmesinde; davacının, 27/10/2016 tarihinde gerçekleşen trafik kazası sonucu uğradığı güç kaybından kaynaklı maddi zararların ve manevi zararların tazminini talep ettiği, davalı yanca ödeme ve ibraname nedeniyle maddi zarardan kaynaklı sorumluluğun kalmadığı, sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığından manevi tazminat istemlerinin yerinde olmadığından bahisle davanın reddini talep ettikleri anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 16/02/2011 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; kanıtlanamayan davanın reddine dair verilen 08/09/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Davacının, davalı .. yönelik temyiz itirazları yönünden; Dava, hizmet kusuru sonucu oluşan cismani zarar nedenine dayalı maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, 27/12/2010 tarihinde, dişlerinin hepsini çektirmek ve yeniden diş yaptırmak amacıyla .. başvurduğunu, davalı ..'...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/11/2016 tarih 2016/79-2016/357 sayılı ilamının kaldırılarak, davacının maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulü ile 25.000 TL manevi tazminatın davalı kurumdan alınarak davacıya ödenmesine, Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 12/04/2017 tarih, 2017/307 - 2017/1413 sayılı "İstanbul Anadolu 4....
Davacı vekili, 18/09/2019 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini toplam 15.500,00 TL, manevi tazminat talebini ise 4.500,00 TL olarak arttırmış ve harçlandırmıştır. Maddi tazminat talebine konu alacağın miktarı belirsiz nitelikte olduğundan bu talebin yargılama sırasında arttırılması usule uygundur. Ancak manevi tazminatın niteliği itibariyle bir bütün olması, uğranılan manevi zararın tekliği ve bölünemezliği ilkesi gereğince bir defada istenilmesi gerekir. Dava açılırken bir miktar gösterilip sonradan ıslah yada talep arttırımına konu edilemeyeceği, açık olup istikrar kazanmış yerleşik yargısal uygulama da bu doğrultudadır. Bu nedenle mahkemece talep arttırım talebinin manevi tazminat yönünden kabul edilmemesi yerinde görülmüştür....
Manevi zarar, mal varlığına dokunmayan, yaşam, sağlık, namus, sır, aile mahremiyeti gibi mal varlığı harici varlıklarda meydana gelen azalma olup, bu zarar manevi tazminatla giderilmeye, azaltılmaya çalışılmıştır.4721 sayılı TMK. nun 121.maddesine göre, nişanın bozulması yönünden, kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.Somut olayda; davalının, davacı ile nişanlı olduğu dönemde bir başkası ile evlenme törenini yaptığı (TMK. md. 141. ila 143) mahkemenin de kabulündedir. Buna göre, davalının hukuka aykırı eylemi ile davacının kişilik hakkına fahiş surette zarar verdiği gözetildiğinde mahkemece takdir olunan manevi tazminat miktarı azdır. Şu durumda mahkemece, tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılarak davacı lehine hakkaniyete uygun bir manevi tazminatın takdir edilmesi gerekmektedir....
A.Ş aleyhine 09/04/2008 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23/06/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi isteğine ilişkindir. Davacılar, bir soruşturma nedeniyle tutuklanan başka bir kişiye ilişkin haberde davacıya ait fotoğraf kullanılarak kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu ileri sürerek uğranılan manevi zararın ödetilmesini istemiştir. Davalı ise, yayının hukuka uygun olduğunu belirterek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur....