Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Fikir ve sanat eserleri hukukunun en önemli kavramı eserdir. Bir fikrî çalışmanın, fikir ürününün korunabilmesi için, onun teknik anlamda eser niteliğini taşıması gerekir. Hangi fikir ürünlerinin eser olarak kabul edileceği FSEK’e göre belirlenir. FSEK’nin 1. maddesinde eser; “sahibinin hususiyetini taşıyan ve aşağıdaki hükümler uyarınca ilim ve edebiyat, musikî, güzel sanatlar veya sinema eserleri sayılan her nevî fikir ve sanat mahsulüdür.” şeklinde tanımlanmıştır. Buna göre, bir fikir ürününün eser olarak vasıflandırılabilmesi için, iki unsurun bulunması gerekir. Bunlar, fikrî çalışmasının sahibinin özelliğini taşıması ve Kanun’da sayılan eser türlerinden olmasıdır. 20. Hemen belirtilmesi gerekir ki, fikrî bir çalışma, ancak dış dünyaya aksettirildiği ve üçüncü kişilerin duyularına hitap edecek niteliğe büründüğü takdirde eser niteliğini kazanabilir. Başka bir deyişle insanın düşünceleri değil, bunların dış âleme yansıdığı biçim eser olarak koruma altındadır....

    Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, .... tüzüğünün 17. maddesi, Fikir ve Sanat Eserleri ile Bağlantılı Hak Sahipleri Meslek Birlikleri ve Federasyonları hakkında tüzüğün 16. maddesi ile Fikir ve Sanat Eseri Sahipleri ile Bağlantılı Hak Sahipleri Meslek Birlikleri .... Statüsünün 18. maddesinde birlik ile üyeleri arasındaki üyelikle ilgili uyuşmazlıkların birlik genel kurulunda çözümleneceğinin düzenlendiği, genel kurulun onayı sonrası dava açılabileceği Yargtay'ın birçok emsal kararında belirtildiği, üyelikten çıkarma cezalarına karşı kararın iptali talebine ilişkin haysiyet kurulu kararının ilgili üyeye tebliğini izleyen ilk genel kurul toplantısında karar verilmek üzere .... genel kuruluna itirazda bulunulması ve meslek birliğinin vermiş olduğu ihraç kararının kesinleşmesi gerektiği ancak bundan sonra dava açılabileceği, gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....

      Dava dışı eser sahibi ... tarafından 21.11.2007 tarihli Yetki Belgesi ile uyuşmazlık konusu ... adlı eserle ilgili olarak mali hakları idare ve takip yetkisi 5846 Sayılı KHK'nin 42. madde uyarınca davacı ... Birliğine devredildiğine göre, bu kanun uyarınca çıkartılan "Fikir ve Sanat Eserleri Sahipleri ile Bağlantılı Hak Sahipleri Meslek Birlikleri ve Federasyonları Hakkındaki Tüzük" ve "Fikir ve Sanat Eseri Sahiplerinin Verecekleri Yetki Belgesi Hakkında Yönetmelik" hükümleri uyarınca üyelerinin temsiline ve haklarının takibine yetkili bir meslek birliği olan davacının aynı yasa'nın 68/1. maddesine dayalı olarak eldeki davayı açmaya yetkisi bulunduğunun kabulü ile hasıl olacak sonuca göre karar vermek gerekirken dava dışı eser sahibinin davacı ... Birliğine mali haklarını devretmediği gerekçesiyle davanın reddedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

        Ayrıca, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 1 ve 1/A. maddelerinde ise," amaç ve kapsamı düzenlenmiş olup, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahiplerinin ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usûllere aykırı yararlanma halinde yaptırımları tespit etmektir." hükmüne yer verilmiştir....

          Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/09/2013 tarih ve 2012/225-2013/446 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili tarafından çekilen fotoğrafın davalı şirket tarafından isimli reklam filminde müvekkilinden herhangi bir izin alınmadan kullanıldığını, bu reklam filminin ulusal tüm televizyon kanallarında yayınlandığını, davalının bu eyleminin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na aykırı olarak müvekkilinin mali ve manevi haklarına tecavüz ettiğini ileri sürerek 1.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 15.12.2015 tarihli ve 2015/595 Esas, 2015/842 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na (5846 sayılı Kanun) muhalefet suçundan, 5846 sayılı Kanun'un 71 inci maddesinin birinci fıkrası, 81 inci maddesinin onüçüncü fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesi ve 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 8.100,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, suça konu bandrolsüz ürünlerin 5237 sayılı Kanun'un 54 üncü maddesinin dördüncü fıkrası gereğince müsaderesine karar verilmiştir. 2.Bakırköy 1....

              Ceza Dairesinin 22.06.2021 tarihli ve 2021/2432 Esas, 2021/6954 Karar sayılı kararı ile, "5846 sayılı Kanun’un “haklara tecavüzün önlenmesi” başlıklı 81’inci maddesinde düzenlenen bandrol yükümlülüğüne aykırılık eyleminin aynı eserle ilgili olarak şikayet üzerine soruşturulan/kovuşturulan ve aynı Kanun’un "manevi, mali ve bağlantılı haklara tecavüz" suçunu da oluşturduğu somut olayda; şikayetçinin 6 aylık kanuni şikayet süresi içerisinde dava konusu edilen materyaller yönünden hak sahibi olduğunu kanıtlayan hukuken geçerli belgeleri ibraz etmesi nedeniyle sanık hakkında 5846 sayılı Kanun'un 71/1 ve 81/13 maddelerine göre hüküm kurulmuş ise de; Hükümden sonra 17/07/2020 tarih ve 31188 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 12.06.2020 tarih ve 2019/74 E., 2020/29 K. sayılı kararı ile, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 23/01/2008 tarihli ve 5728 sayılı Kanun'un 143. maddesiyle değiştirilen 81’inci maddesinin on üçüncü fıkrasında düzenlenen “Bandrol...

                Sayılı kararında yetkisizlik kararının gerekçesi olarak Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğunun belirtildiğini, her ne kadar mahkeme uygulanacak kanun hususunda hataya düşmüşse de, uyguladığı konuyla ilgisi olmayan kanunda bile zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğunu belirttiğini, zarar gören T1nün yerleşim yerinin SAMSUN olmasına rağmen Samsun Mahkemelerinin yetkisiz olduğuna karar vererek uyguladığı kanuna aykırı karar verdiğini, iş bu davada uygulanacak kanunun Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu değil, Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak istemleri doğrultusunda karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı....

                Davada vakıaları açıklamak taraflara, hukuki nitelemeyi yapmak ise mahkemeye ait olup, iddianın ileri sürülüş biçimi itibariyle davacı tarafça söz konusu şeklin eser vasfında bulunduğu da bildirilmek suretiyle 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nu hükümlerine dayanılmakla birlikte haksız rekabete de dayanıldığı kabul edilmelidir. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 83. maddesinde “Bir eserin ad ve alametleri ile çoğaltılmış nüshaların şekilleri, iltibasa meydan verebilecek surette diğer bir eserde veya çoğaltılmış nüshalarında kullanılamaz. 1'nci fıkra hükmü umumen kullanılan ve ayırt edici bir vasfı bulunmayan ad, alamet ve dış şekiller hakkında uygulanmaz. Bu maddenin uygulanması kanunun 1'nci, ...'nci ve ...'üncü bölümlerindeki şartların tahakkukuna bağlı değildir....

                  FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/238 Esas KARAR NO : 2021/401 DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli), Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.), Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavüzün Tesbiti İstemli) DAVA TARİHİ : 04/05/2018 KARAR TARİHİ : 19/11/2021 Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli), Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.), Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavüzün Tesbiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanları ile özetle; müvekkilinin televizyon programı, reklam, tanıtım filmi, internet yayıncılığı, sosyal medyada içerik üretimi ve yarışma programı formatı üretimi, geliştirilmesi ve yayınlanması gibi faaliyetlerde bulunduğunu ve bu alanlarda kendine özgü eserler meydana getirip, bu eserlerin yasal yollardan pazarlanmasını ve satışını yaptığını, müvekkilinin yoğun fikri emek ve uzun bir çaba harcayarak ürettiği, geliştirdiği...

                    UYAP Entegrasyonu