"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile nafaka miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadın tarafından açılan birleşen boşanma davası da Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesinde yer alan fiili ayrılığa dayanmaktadır....
Davalı (kadın) tarafından, aynı vakıalara dayanılarak bundan önce 12.01.2010 tarihinde "ayrılık " davası açıldığı dava sonucunda tarafların üç yıl süreyle ayrılıklarına karar verildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçtiği ve ayrılık kararının 02.07.2012 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Davalı, karşı boşanma davasında, boşanma sebebi olarak ileri sürdüğü olaylara dayanarak daha önce ayrılık davası açtığına ve o davada tarafların ayrılıklarına karar verilmiş olduğuna göre, ayrılık süresi sonra ermeden, ayrılığa sebep olan olaylara dayanarak artık boşanma talep edemez. Ayrılık hükmünün varlığı buna engeldir. Ayrılığa ilişkin davadan sonra boşanma talebini haklı kılan yeni bir olay iddia ve ispat edilmediğine göre, karşı boşanma davasının reddi gerekirken, bu yön gözetilmeden kabul kararı verilmesi doğru bulunmamıştır....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi sayılmadığı gibi Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi koşullarının da oluşmadığının anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30.05.2011 (Pzt.)...
Karşı boşanma davasının kabulü ve her iki davada kusur yönünden yapılan istinaf incelenmesinde; Mahkemece; " taraflar arasında görülen boşanma davasının reddinden sonra tarafların üç yılı aşkın bir süre bir araya gelmedikleri, evlilik birliğinin yeniden kurulamadığı, halen ayrı yaşadıkları anlaşılmakla fiili ayrılık nedeniyle davacının ve karşı davacının boşanma davalarının kabulüyle TMK'nun 166/4 maddesi gereğince boşanmalarına, fiili ayrılığa sebep olan olaylarda sadakat yükümlülüğünü ihlal eden, eşine hakaret eden, küçük düşürücü davranışlarda bulunan davacı karşı davalının tam kusurlu olduğu," gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir....
Aile Mahkemesi'nden verilen 17.09.2012 gün ve 1193/1141 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve taktirde bir isabetsizlik bulunmadığına, Hukuk Genel Kurulu'nca zamanaşımı ve belirsiz alacak davası konusunda gerekli inceleme yapılıp karar verildiğine, dosyanın sadece katılma alacağının esasının değerlendirilmesi konusunda Daire'ye gönderildiğine, her ne kadar taraflar üç yıllık fiili ayrılık süresince bir araya gelmediklerinden boşanmalarına karar verilmiş ise de eşler arasındaki resmi evliliğin bu ayrılık süresi içinde de devam ettiği ve en son açılan boşanma davasına ait kararın kesinleşmesiyle boşandıklarından bu dönemde edinilen malların da edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerektiğine, yapılan katılma alacağına ilişkin hesaplarda ve bilirkişi raporunda...
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile müvekkilinin 2009 yılından bu yana fiilen ayrı bir yaşam sürdüklerini, kesinleşen boşanma dosyasından sonra aynı çatı altında karı koca olarak şekilde birlikteliklerinin bulunmadığını, 2009 yılında davacı eşinin çocuklarla ve kendisi ile hiç ilgilenmemesi, üzerine kuma getirmek istemesi, müvekkile sürekli fiziksel ve psikolojik şiddet uygulaması, müvekkilini beğenmemesi, aşağılaması, maddi manevi tüm desteğini müvekkilden çekmesi nedeni ile Bafra 1 Asliye Hukuk Mahkemesinde 2009/28 esas sayılı dosyası ile tedbir nafakası davası açmak zorunda kaldıklarını, davacının da aynı mahkemede 2009/634 esas sayı ile boşanma davasını açması akabinde boşanma dosyasının nafakası dosyası ile birleştirilerek görüldüğünü ve nafaka davasının kısmen kabulü ile davacı eşinin boşanma davasının ise ağır kusurlu olması sebebi ile reddine karar verildiği, temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen bu boşanma davası ile davacı eşinin fiilen ayrılığa...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/09/2021 NUMARASI : 2020/373 ESAS 2021/1369 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 27/09/2005 tarihinde evlendiklerini, müşterek 2 çocuklarının bulunduğunu, müvekkilinin 24/08/2015 tarihinde İskenderun 1.Aile Mahkemesinin 2015/519 esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını, davanın reddedildiğini ve kararın 10/01/2017 tarihinde kesinleştiğini, red kararının kesinleşmesinden bu yana 3 yıl geçtiğini ve tarafların tekrar bir araya gelmediklerini belirterek, TMK'nın 166/son maddesi gereğince tarafların boşanmalarını ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Aile Mahkemesi'nin E..2009/822-K.2000/855 sayılı dosyasında, kadın tarafından evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasının, dinlenilen davacı tanıklarının sebep ve saiki belli olmayan ve geçimsizlikle ilgisiz beyanlarda bulundukları, bu nedenle kadının davasının ispat edilemediği gerekçesi ile reddine karar verildiği, bu ret kararının da temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. İlk davanın reddi nedeniyle, ilk davanın açılmasından önceki olaylara dayalı olarak davalı erkeğe bir kusur yüklenemez. İlk davanın açılmasından sonra tarafların biraraya geldikleri iddia edilmediği gibi, fiili ayrılık döneminde erkekten kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamamıştır. Bu durumda; ilk davayı da açarak boşanma sebebi yaratan kadın tamamen kusurludur. Boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olan eş yararına maddi-manevi tazminata (TMK m. 174/1-2) hükmolunamaz....
Ancak; a) Mala zarar verme suçunda; suç tarihi itibariyle resmi nikahlı görünen sanık ve katılanın, soruşturma ve yargılama aşamalarında verdikleri ifadelerinde aralarında boşanma davası olduğu ve ayrı yaşadıklarına yönelik beyanları ve TCK'nın 167/1-(a) maddesine göre, "haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin zararına suçun işlenmesi halinde ilgili akraba hakkında ceza verilmeyeceği" hükmü ile aynı kanun maddesinin 2. fıkrasındaki; haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin zararına olarak bu suçun işlenmesi halinde ilgili akraba hakkında verilecek ceza yarısı oranında indirilir "hükümleri de gözetilerek; suç tarihinde eşler arasında "yargısal fiili ayrılık kararı" verilmiş olup olmadığı sanık ve katılan hakkında ayrılık kararı verilip verilmediği araştırılıp, haklarında şahsi cezasızlık ve cezada indirim düzenleyen TCK'nın 167. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde "evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeni ve fiili ayrılık nedeniyle boşanmalarına" karar verilmesini istemiş, mahkemece kısa kararda davanın kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi gereğince boşanmalarına karar verildiği halde, gerekçeli kararda tarafların Türk Medeni Kanununun 166/1-2 ve 166-son maddeleri gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeniyle boşanmalarına karar verilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur....