WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların, dayanak boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra bir araya gelmediği ve ortak hayatın yeniden kurulmadığı, fiili ayrılık nedeniyle kanununi koşulları oluştuğundan davanın kabulüne karar verilmesinin, fiili ayrılık döneminde davalı kadına atfı kabil bir kusurun varlığı ispatlanamadığından boşanma davası açarak boşanma sebebi oluşturan, birlik görevlerini yerine getirmeyen, çocukların ihtiyaçlarıyla ilgilenmeyen davacı erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle davacı kadın lehine maddî tazminata hükmedilmesinin doğru olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumuna göre davalı kadın lehine hükmedilen maddî tazminat miktarının az olduğu, ancak gerek reddedilen boşanma davasında, gerekse eldeki dava da boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden davalı kadının kişilik haklarının saldırıya uğradığının ispat edilemediği ve kanuni koşulları oluşmadığından davalı kadının manevî...

    (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Yapılan soruşturmaya, toplanan delillere, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere, ihtarın Türk Medeni Kanununun 164. maddesi ile 27.3.1957 günlü 10/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına uygun bulunmamasına *ve özellikle fiili ayrılık tarihinden itibaren dört aylık süre dolmadan ihtar isteğinde bulunulduğu gibi, ihtar kararının tebliği de geçersiz olduğuna göre geçersiz ihtara dayanılarak açılan davanın reddi doğrudur. Bu sebeplerle temyiz istemlerinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı ilam harcının temyiz edene yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26.04.2006 (Çrş.)...

      Mahkemece, gösterilen tanıklardan bir kısmının tanıklığı ile ispat edilmek istenen husus hakkında yeter derecede bilgi edinildiği takdirde, geri kalanların dinlenilmemesine karar verilebilir (HMK m. 241). Davalı kadın cevap dilekçesinde davacı erkeğin fiili ayrılık döneminde dahi başka bir kadınla birlikte yaşadığını iddia ettiğine göre bu iddiasının ispatı bakımından dinlenilmesinden açıkça vazgeçmediği tanıkları ... ve ... yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanununun 241. maddesi koşullarının oluştuğundan söz edilemez. O halde mahkemece, davalı kadın tanıkları ... ve ...'ın Hukuk Muhakemeleri Kanununun 243. ve devamı maddeleri uyarınca dinlenilerek, toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

        Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası; taraflardan davacı kadın tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava, taraflar arasındaki geçimsizliğin ispatlanamadığından bahisle reddedilmiştir. Kadın tarafından açılan ilk boşanma davası ile temyize konu bu davada toplanan delillerle davacı kadının evi terk ederek gittiği anlaşılmaktadır. İlk davanın açılmasından sonra tarafların bir araya geldikleri iddia edilmediği gibi, fiili ayrılık döneminde erkekten kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamamıştır. Öyleyse davalı erkeğe bir kusur yüklenemez. Bu durumda; evlilik birliğinin sarsılmasını gerektiren olaylarda, ilk davayı da açarak boşanma sebebi yaratan davacı kadın tamamen kusurludur. O halde, davacı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiştir....

          Tarafların Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde yer alan fiili ayrılığa dayalı olarak boşanmalarına karar verilmiştir. Gerek mahkemece reddine karar verilen önceki davada, gerekse fiili ayrılık süresi içinde davacının, davalının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir kusuru ispatlanamamıştır. Türk Medeni Kanununun 174-2. maddesi şartları olayda gerçekleşmemiştir. Bu husus nazara alınmadan, isteğin reddi yerine yetersiz gerekçe ile davalı lehine manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. 3-Davacının açmış olduğu boşanma davası kabul edildiği halde kendisini yargılamada bir vekille temsil ettiren davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, bu hususun gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

            Fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi olmayıp, terk hukuki sebebine dayalı bir boşanma davası da bulunmamaktadır. Bu halde davanın reddi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30.10.2017(Pzt.)...

              nun 169 maddesi gereğince tedbir nafakası takdir edilmesi gerekmiş, boşanmaya neden olan olaylardaki davalı kadının kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, gelir seviyeleri ve yaşantıları dikkate alındığında, davacı erkeğin, boşanma ile maddi kaybının olması, boşanmaya neden olan olaylar nedeni ile üzüntü duyması, yıpranması, kişilik haklarını zarar görmesi nedeni ile erkek lehine, kadın aleyhine boşanma nedeni ile TMK.'...

              Dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olduğu anlaşılmakta olup, fiili ayrılık da başlı başına boşanma sebebi değildir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 04.07.2017(Salı)...

                O halde her iki boşanma davasının da kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.13.11.2014(Prş.)...

                  Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan boşanma davasının kadının kusurunun ispat edilememiş olması sebebiyle reddedilerek 29.09.2008 tarihinde kesinleştiği, retle sonuçlanan bu davadan sonra tarafların bir araya gelmediği anlaşılmıştır. Fiili ayrılık döneminde davalı kadından kaynaklanan boşanmayı gerektirecek kusurlu bir davranış da kanıtlanamamıştır. Bu durumda evlilik birliğine ilişkin yükümlülükleri yerine getirmeyen davacı erkek eşin boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyleyken, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak, davalı kadının maddi tazminat (TMK m. 174/1) talebinin reddi doğru görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu