İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar ıslah dilekçesi bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de dosyaya uzun süren fiili ayrılık nedeni ile beyanda bulunduklarını, fiili ayrılık sebebiyle davanın kabulüne karar verilmesi için yeterli şartların oluştuğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, TMK'nın 166/4 maddesi uyarınca fiili ayrılık sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. Olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme hakime aittir. (HMK md. 33) TMK'nın 166/4. maddesine göre; "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir."...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, tazminatlar, nafakalar ve eşya bedeli yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Koca tarafından açılan boşanma davasının reddine ilişkin karar 10.07.2003 tarihinde dairece onanmış; onama kararı kocaya 25.07.2003 tarihinde, kadına 06.08.2003 tarihinde tebliğ edilmiş Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 177. maddesine göre ret kararı 12.09.2003 tarihinde kesinleşmiştir. Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası ise 25.08.2006 tarihinde açılmıştır. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde yazılı üç yıllık süre geçmesi koşulu gerçekleşmemiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle retle sonuçlanan ilk boşanma davasını açarak boşanma nedeni yaratan davacı kadının kusurları yanında, mahkemece de kabul edilen davalı kocanın fiili ayrılık döneminde gerçekleşen kusurlu davranışları dikkate alındığında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ve boşanmaya neden olan olaylarda davalı kocanın daha ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, duruşma için taktir olunan 1100 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi...
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı, davalı-karşı davacı kadın, reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf talebinde bulunmuş, bölge adliye mahkemesince “İlk davanın açılmasından sonra tarafların bir araya gelmedikleri gibi, fiili ayrılık döneminde erkekten kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamadığı, bu nedenle davacı - karşı davalı erkeğe bir kusur yüklenemeyeceği, ne var ki taraflarca retle sonuçlanan boşanma davalarını açarak birlikte yaşamaktan kaçınan ve boşanma sebebi yaratan tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olduklarının kabulü gerektiği, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi şartlarının kadının davası yönünden gerçekleştiği” gerekçesiyle, davalı-karşı davacı kadının, karşı davasının reddi ve kusur belirlemesine ilişkin istinaf talebinin kabulüne, ancak, davacı-karşı davalı erkeğin davasında verilen boşanma hükmü istinaf edilmeksizin kesinleşmiş...
Dava; boşanma (fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma) istemine ilişkindir. "Bu sebeple süresinde cevap ve delil bildirmeyen davalının, davacının dava dilekçesinde dayandığı vakıaları inkar etmiş olacağına göre, ön inceleme duruşmasından önce bildirdiği tanıkların da bu doğrultuda dinlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir,..." gerekçesiyle karar bozulmuştur....
Dava; boşanma (fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma) istemine ilişkindir. "Bu sebeple süresinde cevap ve delil bildirmeyen davalının, davacının dava dilekçesinde dayandığı vakıaları inkar etmiş olacağına göre, ön inceleme duruşmasından önce bildirdiği tanıkların da bu doğrultuda dinlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir,..." gerekçesiyle karar bozulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (kadın) tarafından, "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" sebebiyle ilgili verilen hüküm, lehine hükmedilen tazminatların miktarları, yoksulluk nafakası talebinin reddi ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı tarafından açılan ve birleştirilen boşanma davasında fiili ayrılık sebebi (TMK.m.166/son) yanında "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" (TMK.m.166/1) sebebine de dayanılmış olmakla birlikte, birleştirilen boşanma davası fiili ayrılık sebebiyle kabul edilmiş olup, bu durumda dayanılan ikinci sebeple ilgili olarak ayrıca, hüküm kurulmasına...
Davalı-davacı erkeğin dava dilekçesi, evlilik birliğinin sarsılması sebebi (TMK.md.166/1) yanında, fiili ayrılık (TMK.md.166/son) sebebine dayalı boşanma isteğini de içermektedir. O halde, mahkemece, davalı-davacı erkeğin fiili ayrılık sebebine dayalı boşanma talebi konusunda da olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu talep ile ilgili bir hüküm kurulmaması hukuki dinlenilme hakkının (HMK.md.27) ihlali niteliğinde olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesinin esastan ret kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların yeniden hüküm kurulması gerekli olan karşılıklı olarak açılan boşanma davalarına ve boşanmanın ferilerine yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, duruşma için takdir olunan 3.815 TL vekâlet ücretinin ...'den alınarak ...'...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Asıl dava yönünden; davacı erkek, boşanma sebebi olarak davalı kadın ile yaklaşık 10 yıldır ayrı yaşama sebebine dayanmıştır. Fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi değildir. Terk hukuki sebebine dayalı bir davada bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 166/1- 2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. ( Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/3523 E - 2019/2973 K) Somut olayda, davacı erkek tarafından maddi vakıa olarak sadece ayrılık iddiasına dayanıldığı, fiili ayrılık da tek başına boşanma sebebi olmadığından davasının reddine karar verilmiştir. Birleşen dava yönünden; Çekişmeli boşanma isteminin kabulü için karşı tarafın az da olsa kusurunun ispatı, boşanma isteminin hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olmaması ve evlilik birliğinin devamında taraflar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmaması gerekir....
GEREKÇE : Dava; fiili ayrılık nedenine dayalı karşılıklı boşanma davasıdır. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Mahkemece; asıl davanın TMK'nun 166/son maddesinde düzenlenen fiili ayrılık sebebine dayalı boşanma davası olup, maddede düzenlenen koşulların gerçekleştiği gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise; TMK'nun 166/1- 2 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davası olup, karşı davacının tanık bildirmeyip, başkaca da bir delil sunmadığından, iddialarını ispat edemediği gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. 1- Olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme ise hakime aittir....