Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı tarafından temyizi üzerine karar Dairemizce onanmış, davalının karar düzeltme talebi üzerine bu kez kararın bozulmasına karar verilmiş; Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, eldeki davada davalı ile aralarındaki sözleşmenin haksız feshedilmesi nedeni ile feshin haksızlığının tespiti ile irad kaydedilen teminat mektubu bedelinin, menfi zararlarının ve kar kaybının faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece bozma sonrası kararlaştırılan 05.05.2015 tarihli celse için davacı vekili tarafından mazeret dilekçesi verilmiş, Mahkemece mazeret hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği gibi davacıdan bozmaya karşı diyecekleri sorulmaksızın aynı celse davanın reddine karar verilmiştir....

    Davacının açacağı ve sözleşmenin feshinden doğan alacak, tazminat gibi davalarda feshin haksızlığı tartışılacağından, müstakil bir davada feshin haksızlığının tespitini istemekte hukuki yarar bulunmamaktadır. Bu sebeple dava şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu işin esası incelenerek kabul kararı verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, 14.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      K A R A R Davacı, eczacı olduğunu, davalı kurum ile imzaladıkları sözleşmeye göre kurum sigortalılarına ilaç verdiğini, davalının 10.12.2004 tarihinde sözleşmeyi 7 yıl süre ile feshettigini bildirdiğini, feshe konu olan sahtekarlık olayı ile ilgisi olmadığını ileri sürerek feshin haksızlığının tespiti ile iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, feshin haklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin haksız feshedildiğinin tesbiti, feshin iptali ve bu konudaki muarazanın meni davasıdır. Sahteliği iddia edilen ve davacı tarafından davalı kuruma fatura edilen reçetelerle ilgili olarak sahte evrak düzenlenmesi ve kullanılması iddiası ile ... 1.Ağır Ceza Mahkemesine 2005/219 esas sayılı dosya ile ceza davası açılmış olup davacı da bu dosyada sanık olarak yargılanmaktadır....

        Davacının talepleri; sözleşmesinin haksız feshedildiğinin tespiti, feshin iptali ve işin devamına karar verilmesine ilişkindir. Eda davası niteliğinde bir istemi bulunmamaktadır. İdare ile imzalanmış olsa bile sözleşmenin imzalanmasından sonra açılan bir eda davasında adli yargı mercilerinde feshin haklı olup olmadığı incelenebilir ise de eda istemi bulunmayan davalarda feshin haksızlığının tesbitini talep etmekte davacının hukuki yararı bulunmadığı gibi mahkemenin fesih işlemini iptâl ederek idareyi zorlayıcı bir karar vermesi de mümkün değildir. Davacının fesih işleminden sonra eda davası açması da mümkündür. Bu durumda mahkemece eda davası açılması mümkün olan hallerde tesbit ve sadece fesih işleminin iptâli davasını açmakta hukuki yarar bulunmadığı ve mahkemece idareyi zorlayıcı nitelikte karar verilemiyeceğinden davanın dava şartı yokluğunda reddine karar verilmesi yerine yanlış değerlendirme ile kısmen kabul kararı vermesi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki feshin haksızlığının tesbiti ile tazminatın paraya çevrilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, 24.4.2007 tarihli kiralama sözleşmesi ile Muğla PTT müdürlüğünün Bodrum, ..., ..., ... ve Merkez Köy posta dağıtım hizmetlerinde kullanılmak üzere ihale ile araç kiraladığını, sözleşmede belirlenen yakıt fiyat farklarının ödenmemesi üzerine, yakıt alımında sıkıntıya düştüğünden, ... PTT güzergahına ait sözleşmeyi yerine getiremeye- ceğinden feshini talep ettiğini, davalının sözleşmeyi yanlış yorumlayarak tümünü feshederek, teminatı irat kaydettiğini, feshin haksız olduğunun tespiti ile teminatın iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

            haksızlığının tespiti istemi ile .....

              Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2007/377 Esas sayılı dosyası ile açılan davada feshin haksızlığının tespitiyle kâr kaybı karşılığı şimdilik 7.000,00 TL'nin tahsili talep edilmiş, yapılan yargılama sonucu davalı iş sahibinin fesihte haksız olduğu kabul edilerek feshin haksızlığının tespitiyle 02.03.2009 tarihli ek rapor esas alınarak ve taleple bağlı kalınarak kâr kaybı karşılığı 7.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edildiğinden Dairemizce onanmak ve karar düzeltme istemi de reddedilmek suretiyle kesinleşmiştir. Sözleşmenin haksız feshi nedeniyle yapılmayan iş bedeli üzerinden hesaplanan kâr kaybı hesap tarzı itibariyle Borçlar Kanunu'nun 325. maddesine uygun olup tutarı 22.160,08 TL'dir....

                Davacı bu davada feshin haksızlığının ve kiracılık durumunun tesbitini talep etmiştir. Dava, tesbit davası niteliğindedir. Kira sözleşmesinin, davalı tarafından tek taraflı irade beyanı ile feshi mümkün olduğundan, davacının bu aşamada eda davası açması mümkündür. Eda davasının açılması gerekirken, tesbit davasının açılmasında, davacı vakfın hukuki yararı bulunmamaktadır. Davada feshe bağlı bir alacak talebi de bulunmamaktadır. Bu nedenlerle tesbit davasının, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir. Davanın yanlış yorumlanarak kabule karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulmasına karar verilmesi uygun görülmüştür. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulüne, hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 31.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Eczanesi sahibi olduğunu, davalı Kurum tarafından 161 adet sahte reçetenin Kuruma fatura edilmesi nedeni ile hakkında 2009 Protokolünün 6.3.19 maddesi gereğince cezai işlem uygulandığını ancak reçetelerin sahteliğini bilmesinin mümkün olmadığını, kastı bulunmadığını ileri sürerek ilgili madde gereğince düzenlenen işlemin haksızlığının tespiti ile önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

                    Dava dilekçesinin sonuç kısmında yer almasa da, başlangıç kısmında "Konu" başlığı altında ve ihtiyati tedbire ilişkin taleplerin açıklandığı kısmın son paragrafında yer verilen açıklamalardan davacı yüklenici şirketin feshin haksızlığının tespiti istemi yanında sözleşme gereği verilen teminat mektuplarının iadesini de talep ettiği anlaşılmaktadır. Bu düşünceyle, mahkemece davacının teminat mektuplarının iadesi talebinin esası incelenmiş ve sonucunda bu talebin şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesinde, uyuşmazlık konusunun para ile ölçülebilen bir değerinin bulunması halinde, bu değer üzerinden nispi harç yatırılarak dava açılması gerektiği, değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçesinde değer gösterilmesinin zorunlu olduğu ve dava dilekçesinde değer gösterilmemesi halinde, bunun davacıya tespit ettirileceği, aksi halde dilekçenin işleme konulmayacağı ifade edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu