Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anaokuluna gerçekleştirdiği ziyaret sonrasında kurum müdürü olan müştekinin odasında yalnız yaptıkları görüşme sırasında kızının düğünü gerekçesiyle okula ait resmi ödenekten veya arkadaşlarından borç alarak kendisine 1.450 TL para vermeye zorlaması ve kendisine bir hafta süre vererek manevi baskı uygulaması, bundan tedirgin olan müştekinin olayı bildirmesi üzerine suçüstü yapılması şeklinde gerçekleşen eylemin icbar suretiyle irtikap suçunu oluşturduğu iddiasıyla açılan kamu davasında; yapılan yargılama sonunda sanığın icbar sureti ile irtikap suçuna teşebbüste bulunduğu kabul edilerek mahkumiyetine karar verilmiş ise de; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 30/03/2010 tarih ve 2009/5-167 Esas, 2010/70 sayılı Kararında belirtilen; icbar suretiyle irtikap suçunda mağdurun iradesini baskı altında tutmaya elverişli olmak koşuluyla, doğrudan doğruya veya dolaylı biçimde yapılan her türlü zorlayıcı hareketin icbar kavramına dahil olduğu, manevi cebirin; belli bir şiddete...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacılar vekili dilekçesinde; müvekkillerinin müşterek murisi Cemal Yılmaz ile davalıların murisleri Kevser Bozbey, Sacit Ulvi Bozbey ve Hakan Bozbey arasında Gelendost Noterliği’nin 11/11/1967 tarih ve 1322 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığını ve sözleşmede sınırları yazılı bulunan 189.140 m² kısmın satıldığını, bu arazinin Gelendost Avşar Köyü Akdere mevkiinde bulunan 5822 parsel içinde kaldığını belirterek, 5822 parsel ile ilgili davanın kazanılması halinde davalıların murisi adına olan kayıtlarının iptali ile davacı müvekkilleri adına tesciline, 5822 parselle ilgili davanın davalılar lehine kapsama alınmaması halinde davalılar murisleri adına tescil edilmiş veya tescil edilme aşamasında bulunan aynı mevkiide bulunan 5809, 5810, 5811, 5812, 5813, 5814, 5815, 5816, 5817, 5818, 5819, 5820, 5821, 5822, 5824, 5825, 5826, 5827 parsellerdeki hisselerin müvekkilleri adına tescilini talep ve dava etmiştir....

    olanağının bulunmaması gerektiği, somut olayın oluş şekline göre sanığın öğreti ve uygulamada kabul edildiği gibi Yasa'nın öngördüğü anlamda icbar boyutuna varan davranışlarının bulunmadığı, bu itibarla cebri irtikap suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, katılan ...'...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. KARAR Dava, ehliyetsizlik hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir....

        Lv. ... rütbesiyle yiyecek ve yakacak hesap sorumlusu olan sanığın, komutanlığın sıcak yemek ihtiyacını karşılamak için yapılan yemek ihalesini alan ve sözleşme imzalayan katılan firma yetkilisine ceza yazdırabileceğini ve hak edişlerini geciktirebileceğini söyleyerek menfaat temin ettiği ve bu suretle icbar suretiyle irtikap suçunu işlediği iddia edilen somut olayda; katılan firma yetkilisi ... ...'...

          ANATAŞINMAZIN KORUNMASI VE BAKIMI 634 S. KAT MÜLKİYETİ KANUNU [ Madde 19 ] "İçtihat Metni" Dava dilekçesinde, 1292 Ada 7 parsel üzerinde bulunan anataşınmazdaki 33, 34, 35, 36 ve 37 numaralı bağımsız bölümlerin tadilat projesine uygun hale getirilmesi ve projenin bu hal ile tapuya işletilmesine karşı çıkan davalının icbar edilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Davacı vaat borçlusu aleyhine 21.08.1998 tarihinde ferağa icbar suretiyle tescil davası açmış, bu dava lehine sonuçlanarak, karar da Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Yine, dosyada yer alan bilgi ve belgelerden önceki davanın açıldığı 21.08.1998 tarihinden sonra ve o dava devam ederken kayıt maliki ...’in 3 sayılı parseli dava dışı ...’e tapuda 17.12.2002 tarihinde sattığı, kayda 10.11.1997 tarihinde işlenen şerhin tapuda yapılan bir işlemle 12.11.2003 tarihinde terkin edildiği anlaşılmaktadır. Bundan sonra 3 sayılı parseldeki 955 pay 17.11.2003 tarihinde davalılardan ... Ltd. Şirketine, 830 pay ise 15.12.2003 tarihinde davalı ...’a tapuda devredilmiştir. Daha sonra çekişmeli 3 sayılı parsel ile 1 ve 2 sayılı parseller tevhit edilerek 5 sayılı parsel adını almış, bunun ifrazı sonucu 6 ve 7 sayılı parseller ortaya çıkmıştır. 2686 metrekare yüzölçümündeki 6 sayılı parsel davalı .......

              ile olayın oluş şekline göre somut olayda yasanın öngördüğü anlamda icbar boyutuna varan bir davranışın bulunmadığı, katılanın da paranın işlem karşılığı olarak verilmesi zorunlu bir ücret olmadığını bildiği, bu itibarla cebri irtikap suçunun yasal unsurunun oluşmadığı, sanığın sabit görülen eylemlerinin suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sonraki düzenlemelere nazaran açıkça lehine olan TCK'nın 257/3. maddesinde düzenlenen zincirleme olarak görevinin gereklerine uygun davranmak için kamu görevlisinin çıkar sağlaması suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin yanılgılı nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; Suçun 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlendiğinin kabul edilmesi karşısında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş...

                şekline göre sanığın öğreti ve uygulamada kabul edildiği üzere yasanın öngördüğü anlamda icbar ve ikna boyutuna varan davranışlarının bulunmadığı, bu itibarla irtikap suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, ancak suç tarihinde Şırnak Devlet Hastanesi Kadın Doğum Servisinde uzman doktor olarak görevli olan sanığın, tam olmayan düşük nedeniyle hastaneye getirilen mağdur Huriye Ürek'e gerekli müdahalede bulunmadığı, müşteki ...'...

                  a benzin doldurmaya yarayan ve tabanca diye tabir edilen pompanın hatalı ölçüm yaptığını ve müşteriye eksik yakıt verildiğini, tabancanın düzelttirilmesi gerektiğini söyledikten sonra tanıktan 100 TL para talep edip bu parayı aldıkları iddiasıyla açılan kamu davasında; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30/03/2010 tarihli ve 2009/5-167-2010/70 sayılı Kararında da açıklandığı üzere, icbar suretiyle irtikap suçunda mağdurun iradesini baskı altında tutmaya elverişli olmak koşuluyla, doğrudan doğruya veya dolaylı biçimde yapılan her türlü zorlayıcı hareketin icbar kavramına dahil olduğu, manevi cebirin, belli bir şiddete ulaşması, ciddi olması, mağdurun baskının etkisinden kolaylıkla kurtulma olanağının bulunmaması gerektiği, somut olayın oluş şekline göre sanıkların öğreti ve uygulamada kabul edildiği gibi Yasanın öngördüğü anlamda icbar boyutuna varan davranışlarının bulunmadığı, bu itibarla cebri irtikap suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, mağdurun kendisinden istenen menfaatin haksız olduğunu...

                    UYAP Entegrasyonu