Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi K A R A R Temyiz denetimine olanak sağlanması bakımından dosya içerisinde ve UYAP ortamında yer almayan; 1-İtiraz Hakem Heyeti tarafından gerekçesinde hükme esas alındığı belirtilen TRH 2010 tablosu 1,8 teknik faize göre 149.804,37 TL hesaplayan aktüer raporu ile rapor tebliğ belgelerinin ve varsa tarafların rapora itiraz dilekçelerinin 2-Davacı tarafın dava değerini artırdığı bedel artırım dilekçesi ve makbuzu temin edilerek dosyaya eklenmesi, eksiklikler tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine iletilmek üzere hakem kararını saklayan İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 29.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili hakkında 2003 yılında yapılan takip sırasında borca ve faize itiraz edilmemesi nedeniyle takibin kesinleştiğini, Emekli Sandığının ödediği, emekli aylığından yapılan kesintilerle 6.377 TL paranın tahsil edildiğini, bu şekilde borç sona ermiş olmasına rağmen alacaklının 1.176 TL daha tahsil amacıyla Emekli Sandığından kesinti talep ettiğini belirterek, müvekkilinin 1.176 TL borçlu olmadığının tespitini, fazla ödenen paranın yasal faiziyle iadesini talep etmiştir. Davalı vekili, icra takibi sırasında borca ve faize itiraz edilmemesi nedeniyle borcun ve faiz oranının kesinleştiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

      -K A R A R- Davacı vekili, davalının ödemediği aidat borcunun faizi ile birlikte tahsili amacıyla başlatılan takipte, faize itiraz ettiğini ve takibin faiz yönünden durduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %40'tan az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, asıl alacağa itirazlarının olmadığını, ancak faizin fahiş hesaplandığını, faize faiz yürütüldüğünü, itiraz edilen faiz miktarı üzerinden de icra inkar tazminatı talep edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının yapılan ödemelerin BK'nun 84.maddesine aykırı olarak anaparadan düşüldüğü halde dahi takip tarihi itibariyle davalının faiz borcunun takipteki miktar kadar olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Borçlu, İcra Mahkemesine başvurusunda; alacaklı tarafından icra emrinde istenen faize ve oranına itiraz etmiş olmakla, işlemiş faize de itiraz ettiğinin kabulü gerekir. İcra Mahkemesi'nce yukarıdaki ilkeler doğrultusunda işlemiş faizin de denetlenerek bu yöndeki şikayetin de sonuçlandırılması gerekir. Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 28.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Borçlunun icra müdürlüğüne itirazında borca ve faize itiraz ettiğine ve takip konusu alacağın vergi ödemesine ilişkin olduğunun anlaşılması üzerine, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz işletilerek kapak hesabı yapılması gerekirken, avans faizi oranı esas alınarak hazırlanan bilirkişi raporunun esas alınması isabetsizdir. SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davacının dava dilekçesi ile borca ve yetkiye itiraz etmiş olduğu görülmüş olup davacı açıkça yetkili icra müdürlüğünü göstermediğinden usulüne uygun bir yetki itirazında bulunmadığından yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı dava dilekçesinde ayrıca borca, işlemiş ve işleyecek faize ve faiz oranına itiraz etmiş olmakla davacı borca itirazını İİK 169/a maddesinde belirtilen bir belge ile ispat edemediğinden borca itirazının reddine karar vermek gerekmiştir....

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesindeki iddiasını yazılı belge ile kanıtlaması gerektiğini, borçlunun böyle bir belge sunmadığını, avalimdir ibaresinin yok hükmünde bir ibare olduğunu, senedin kambiyo senedi özelliğini yitirmeyeceğini, faize itirazın da yerinde olmadığını söyleyerek davanın reddine ve davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; "Dava; Borca, faize itiraz talebine ilişkindir. İstanbul 25. İcra Dairesinin 2019/12758 E.sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı tarafından borçlular aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapıldığı, örnek 10 nolu ödeme emrinin davacı borçluya 28/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Borca İtiraz Yönünden; İİK'nun 169/a-1.maddesi gereğince borcun bulunmadığı veya itfa yahut ihmal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanmalıdır....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; takibin usul ve yasaya aykırı olduğunu, icra emrine dayanak belgelerin müvekkiline tebliğ edilmediğini, İİK 58/3.maddedeki düzenlemeye göre icra emrinin iptali gerektiğini, ayrıca borca, imzaya, faize, borcun tüm ferilerine itiraz ile icra emrinin iptali taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yasaya aykırı olarak davanın reddedildiğini söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....

            K A R A R Davacı,davalı ile yapılan sözleme gereği teslim edilen malların fatura bedellerini ödemeyen davalı aleyhine yapılan icra takibinde faize ve faiz oranına itiraz edildiğini , sözleşme gereği faturaların muhasebe servisine giriş tarihinden başlamak kaydıyla yerli ilaçta 60, ithal ilaçta 30 ... içinde ödeme yapılmasının gerektiğini , buna göre talepte bulunduklarını ileri sürerek işlemiş faize yönelik itirazın iptali ile %40 oranında inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı,davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, sözleşmeye ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne, 20.496,15 YTL üzerinden itirazın iptaline , inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, ödenmeyen fatura bedelleri için yapılan icra takibinde işlemiş faize yönelik itirazın iptali istemi ile eldeki davayı açmıştır....

              Davalı borçlu yasal süresi içerisinde faize itiraz etmiş, alacaklı davacılar faize itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuşlardır. 16.5.2013 tarihli duruşmada davacılar vekilinin faize itirazın kaldırılması talebinden vazgeçtiklerini beyan etmesi üzerine, mahkemece 06.06.2013 tarihinde faize itirazın kaldırılması davasının feragat nedeniyle reddine, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmiştir. Karar kesinleşmeden temyiz aşamasında kiralanan taşınmazın 02.08.2013 tarihinde Nora Şahika Walter tarafından iktisap edildiği ileri sürülmektedir. Tahliye hakkı halefiyet yolu ile yeni malike intikal etmeyeceğinden mahkemece tapu kaydının celbi ile bu konu üzerinde durularak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....

                UYAP Entegrasyonu