Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayet talepleri terditli olarak öncelikle takibin iptali aksi kanaat halinde icra emrinin düzeltilmesi şeklinde iken, mahkeme tarafından sehven iki farklı talep olarak değerlendirildiğini, terditli taleplerinin birinin kabul edilmesi tam kabul için yeterli olup davanın kısmen reddi ile davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 13.05.2018- 12.05.2019 ile 13.05.2020- 12.05.2021 tarihleri arasındaki 1 yıllık devrelerde banka faiz oranlarının merkez bankası verilerinde belirtilen orana aykırı olduğunu, dosyaya Vakıfbank tarafından bildirilen 13.05.2018- 12.05.2019 dönemi faiz oranı TCMB verilerine aykırı olduğunu, bankacılık mevzuatı gereği Vakıfbank' ın faiz oranının TCMB'ye bildirilen verilerden yüksek olmasının mümkün olmadığını, Vakıfbank'ın sehven gönderdiğini düşündükleri faiz oranının şikayet incelemesine esas alınabilecek şekilde tekrar bankaya sorularak...

GEREKÇE: Şikayet, genel haciz yolu ile ilamsız takipte, borçluya gönderilen ödeme emri tebligatında ödeme emri yerine farklı bir belgenin çıktığı, takip talebinde belirtilmesine rağmen ödeme emrinde faiz oranının, türünün ve başlangıç tarihinin yazılmadığı ve aynı alacak nedeniyle üç ayrı takip başlatılmasının mümkün olmadığı iddiasına dayalı olarak ödeme emrinin ve takibin iptali talebine ilişkindir....

Faiz alacağına mahkeme ilamı ile hükmedilmesi halinde alacaktan açıkça feragat edilmediği sürece hukuki varlığını koruyacağından, alacaklı fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmasa bile zamanaşımı süresinin dolmasına kadar ilamda yazılı eksik kalan faiz alacağını her zaman talep edebilir. 6100 sayılı HMK'nun 30. maddesinde "Hakim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür." şeklinde usul ekonomisi ilkesi hüküm altına alınmıştır. Borçlunun aynı ilamdan kaynaklı bakiye faiz alacağını harcını yatırarak aynı dosya üzerinden verdiği ek takip talepnamesi ile istemesi mümkündür....

    İş Mahkemesinin 2018/612 esas sayılı dosyasıyla açtığı itirazın iptali davasında Mahkemenin 04.04.2019 tarih, 2019/414 K. sayılı kararıyla davanın kısmen kabulü ile 29.761,55- TL kıdem tazminatı,11.312,22- TL yıllık izin ücreti, 25.520,88- TL fazla mesai ücreti, 11.264,34- TL hafta tatili ücreti olmak üzere toplam 77.858,99- TL alacağa ilişkin itirazın iptaline; faiz, fazlaya ilişkin talep ve icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verdiğini, ancak Mahkemenin işbu kararına ve kararda davalı tarafın, faiz istemi reddedilmesine rağmen faiz talebini kaldırmayarak toplam 43.001,51- tl faiz isteminde bulunarak müvekkiline yeniden 130.942,28- tl tutarında icra emri gönderdiğini, ilamlı takipte ilama aykırı suretle faiz talep edildiğini belirterek, davanın kabulü ile icra takibinin iptaline, kötü niyetli olarak ilama aykırı icra takibinde bulunan davalı taraf aleyhine alacak miktarının %20'sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini istemiştir....

    Hukuk Dairesinin 2019/10968 esas 2020/5948 karar ve 30/06/2020 tarihli kararında da bu hususa vurgu yapıldığını, şikayet olunan ipoteği daha paraya çevirmeden ipotekle karşılanmayan alacak ve müvekkilinin sorumlu olduğu miktar tespit edilmeden doğrudan doğruya 750.000,00 TL kefalet limiti ve ferileriyle sorumlu tutularak iş bu takibin haksız olarak başlattığını, ödeme emrinde müteselsil kefil olan müvekkilinin sorumlu olduğu tutarda açıkça gösterilmediğini, icra dosyasındaki 22/11/2019 tarihli ödeme emrinin incelenmesinde görülecektir ki T1 750.000,00 TL kefalet limit ve ferileriyle sorumludur dendiğini, ancak kefilin sorumlu olduğu feriler açıkça gösterilmediğini, özellikle kefilin takip önceki işlemiş faizin ne kadarlık kısmından sorumlu olduğu açıkça gösterilmediğini, işlemiş faiz miktarı ve faiz oranına şikayet süreye tabi olmadığını, ödeme emrinde alacaklının kimliği ve adresi borçlunun kimliği ve adresi istenen alacağın türk parası ile tutarı takip talebinde faiz istenmiş ise faiz...

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/03/2021 NUMARASI : 2020/3 ESAS - 2021/140 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine başlatılan ilamlı icra takibinde, takip dayanağı kararın taşınmazın aynına ilişkin kararlardan olması nedeniyle kesinleşmeden infaz edilemeyeceğini, kararın kesinleştiği tarihten itibaren faiz istenebileceğini, fakat davalı/alacaklının takip konusu asıl alacağa (vekalet ücretine) kesinleşme tarihinden değil, karar tarihinden itibaren faiz başlattığını, ayrıca şikayet konusu ilamlı icra takibinin dayanağı olan ilamda davalı T4 lehine vekalet ücretine hükmedilmiş iken, icra takibinin...

    ve faiz oranlarının yasal olmadığı ileri sürülerek takibin iptaline, bunun mümkün olmaması halinde icra emrinin iptaline karar verilmesine ilişkin istemi şikayet niteliğindedir....

      Somut olayda; borçlu vekili şikayet dilekçesinde açıkça, .... 11. İş Mahkemesi'nin 2013/1083 Esas ve 2014/1012 karar sayılı ilamına dayanılarak gönderilen icra emrinin iptalini talep etmiştir. İş bu ilama dayanılarak tanzim edilen 08/09/2014 tarihli icra emri maddi tazminat alacağı istemine ilişkindir. Mahkeme'ce şikayet doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, talep aşılarak yapılan bilirkişi incelemesine göre şikayet konusu olmayan 25/04/2013 tarihli ilk icra emrinde talep edilen manevi tazminat alacağı ile bu alacak kalemine işlemiş faize ilişkin karar verilmesi isabetsizdir....

        Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda faiz borcunun bulunmaması halinde kısmi ödemenin anaparaya mahsup edileceği, birikmiş faiz borcunun bulunması halinde ise TBK'nun 100. maddesine göre hesaplama yapılacağı belirtilmiştir. Bilirkişinin bu hususa ilişkin kabulü doğrudur. Ancak, takipten önce ödenen 140.000,00 TL ve şikayet tarihinden önce, 28.08.2013 tarihinde icra dosyası harici tahsil şeklinde bildirilen 96,900,00 TL ödeme bulunmaktadır. İcra emri tebliğinden sonra, tahakkuk eden ödeme isteklerinin İİK'nun 33/2 maddesi gereği süresiz şikayet konusu edilebileceği düşünülerek bu dosyada hesaba dahil edilmesi mümkündür. Belirtilen ödeme miktarları dikkate alınarak TBK'nun 100. maddesi gereğince Yargıtay denetimine açık hesaplama yaptırılmalıdır. Anılan kurallara uyulduğu anlaşılamayan ve ödemelere ilişkin açıklık getirmeyen eksik bilirkişi raporu ile hüküm tesisi isabetsizdir....

          Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra takibine uygulanan faiz miktarının hatalı olduğunu, Yargıtay içtihatları uyarınca euro üzerinden yapılan senetlerde uygulanacak faiz oranı para cinsine göre en yüksek banka mevduat oranı olduğunu, alacaklı tarafın faiz miktarını belirtmediği gibi yapılan hesaplamaya göre fazla faiz talep edildiğini, dava konusu icra takibinde yapılan hukuka aykırılıkların açıkça kanuna aykırılıktan kaynaklandığından süresiz şikayet haklarını kullandıklarını, bilirkişi incelemesi ile yanlış uygulanan faizlerin tespit edilmesi gerektiğini, şikayetin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kaldırılarak icra takibinin şikayet edilen konu yönüyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borca ve faize itiraza ilişkindir....

          UYAP Entegrasyonu