Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayrıca İcra Mahkemesi'nce verilen kararlar, kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte, aynı takip dosyası nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen İcra Mahkemesi kararı kesinleşmesi koşuluyla sonraki şikayet yönünden kesin hüküm teşkil eder. Somut olayda icra emrinde faizin yasal faiz olması gerektiğini karara bağlayan tarafları ve konusu aynı olan Maden İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2011/5-12 esas ve karar sayılı kararı kesinleşmiş olup aynı takip dosyası üzerinden artık Anayasa'nın 46. maddesine göre ek faiz talep edilemez. Mahkemece bu ilkeler ışığında şikayet değerlendirilip sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir....

    İcra Mahkemesi'nce ilamda hükmedilen ve ödenmeyen nafaka alacağına işlemiş faiz talebinin yerinde olduğu ve şikayetin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm borçlu tarafından temyiz edilmiştir. Borçlunun takipte ilama aykırı olarak faiz talep edildiği yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti olup bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak İcra Mahkemesi önüne getirilebilir. (HGK'nun 21.06.2000 tarih 2000/12-1002 sayılı Kararı). Bu nedenle şikayet süreye tabi değildir. Mahkemece ilamda hükmedilen ve ödenmeyen nafaka alacağına işlemiş faiz talebinin yerinde olduğundan da bahsedilmiş olup, bu kabulü yerinde görüldüğünden süre aşımı nedeniyle şikayetin reddi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi uyaırnca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

      Merkez Bankası Kanunun 4651 sayılı Kanunla değişik “ilan edilecek hususlar” başlıklı 39. maddesinde) kendi işlemlerinde uygulayacağı reeskont iskonto ve faiz hadleri belirleme, ilan etme görev ve yetkisi devam ettiğinden ve bu hadler belirlenebilir olduğundan ilamda reeskont oranına hükmedilmesi veya sözleşmede açıkça kabul edilmesi halinde T.C. Merkez Bankasınca belirlenmekte ve ilan edilmekte olan reeskont oranı üzerinden faiz hesaplanabilmesine engel teşkil etmez. Bu durumda şikayet konusu takip dayanağı ilamda açıkça alacağın “reeskont faizi ile tahsiline” karar verildiği halde 3095 sayılı Yasanın 4489 sayılı Yasa ile değişik 2. fıkrasında yer verilen avans faiz oranları üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporu dayanak alınarak sonuca gidilmesi doğru değildir. Mahkemece anılan ilkeler doğrultusunda T.C....

        Şikayetçi vekili, borçlu...maliki olduğu taşınmazın satışından sonra düzenlenen 14.04.2009 tarihli sıra cetvelinin mahkeme kararıyla iptaline karar verildiğini, bu karar kesinleşmeden aynı dosyada 20.05.2011 tarihinde yeniden sıra cetveli düzenlendiğini, önceki kararın kesinleşmemesi nedeniyle yeni sıra cetvelinin geçersiz olduğunu, ayrıca davalıların da garame hesabına dahil edilmesi gerektiğini, satış tarihine kadar işleyen faiz miktarı nazara alınması gerekirken, sıra cetvelinin tanzim tarihine kadar faiz işletilmesinin de usulsüz olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunanlar vekili, şikayetin reddini istemiştir....

          Somut olayda, alacaklının, takip talebi ve buna uygun düzenlenen icra emrinde, takip sonrası asıl alacağa işleyecek faiz yönünden %19 oranında faiz talebinde bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, borçlunun şikayet dilekçesinde takipten sonra işleyecek faiz oranına ilişkin açık itirazı olmadığı halde mahkemenin işleyecek faiz oranını HMK'nın 26. maddesine aykırı olarak talebi aşar şekilde belirlemesi isabetsizdir (Yargıtay 12.HD 2020/7769 E, 2020/10205 K). İşleyen faiz yönünden ise mahkemece yaptırılan inceleme neticesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı tespit edilmiş ve davacı borçlunun bu hususa yönelik bir istinafı olmamıştır....

          Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Davacı vekili tarafından ilamlı icra yoluyla yapılan takipte takibe dayanak ilamda hükmedilen alacak yönünden haczin hangi tarihten itibaren işletileceğine ilişkin hüküm bulunmamasına rağmen davalı alacaklı tarafça dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin ilama aykırı olduğu iddia edilerek 11/04/2023 tarihinde iş bu şikayet yoluna başvurulduğu, her ne kadar davalı alacaklı tarafça bu hata fark edilerek faiz başlangıç tarihiyle işlemiş faiz miktarının düzeltilmesi talep edilerek yeniden icra emri düzenlenmesi sağlanmış ise de, söz konusu hatanın düzeltilmesi talebinin davacı tarafından şikayet yoluna başvurduktan sonra 12/04/2023 tarihinde yapıldığı ve icra müdürlüğünce 13/04/2023 tarihli yeni icra emrinin düzenlendiği, bu haliyle şikayet konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinde ve davalının bu davanın açılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden...

          Bu nedenle takibin kesinleşmesinden sonraki devrede 5464 sayılı Yasa'nın 26/3. maddesine göre belirlenen değişen oranlarda faiz uygulanmalıdır. Borçlunun takibe itiraz etmemesi kamu düzenine aykırı şekilde takip sonrası için istenilen faiz oranına şikayet hakkını ortadan kaldırmaz. Somut olayda; Mahkemenin kabulünün aksine, davacı borçlu icra müdürlüğünce yapılan kapak hesabında takip sonrası için işletilen faiz oranı ve miktarına karşı şikayet yoluna başvurmuş olup, yukarıda açıklanan düzenlemeler gereğince davacının talebinin borca itiraz olarak değerlendirilmesi isabetsizdir....

          Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu icra takibinde işleyecek faiz oranı şikayet konusu yapılmış olduğundan faiz yönünden yapılmış olan şikayet yerleşik yargıtay kararları uyarınca süresiz olarak ileri sürülebileceğini, somut olayda, davalı alacaklı tarafından başlatılan takipte talep edilen faiz oranı % 90 olduğunu, anılan faiz oranı fahiş olup taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılmış bir faiz oranı olmadığını, Genel Kredi Sözleşmesi'nin 2.05 maddesinde faiz miktarı zikredilmediği gibi 9.02. maddede Temerrüdün Sonuçları başlıklı maddede "Kredi alan işbu sözleşme ve diğer finansman belgelerinden doğan borçları gününde ödemediği takdirde, temerrüdün doğduğu tarihten bunları bankaya ödeyeceği tarihe kadar geçecek günler için yetkili mercilerce veya banka tarafından ödünç para verme mevzuatına göre tespit edilmiş en yüksek kredi faiz oranına veya ileride artırıldığı takdirde artmış en yüksek kredi faiz oranına, bu oranın % 50'sinin ilavesi suretiyle bulunacak oran...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. ... A R A R Borçlu vekili,10.09.2014 tarihli muhtırada, faiz miktarının %9 yerine %16,80 olarak hesaplandığını, bakiye borcun 79.216,88 TL olduğunun bildirildiğini, bu miktarın içinde icra vekalet ücretinin de olduğunu, yasal faizin %9'u aşacak şekilde hesaplanmasının hukuka aykırılık oluşturduğunu, ilama aykırı olarak faiz isteminde bulunulduğunu belirterek icra emrinin iptalini talep etmiştir....

            Somut olayda şikayet eden borçlu şikayet dilekçesinde, hazine harçtan muaf olduğu halde, hazineye harç yüklendiği hususunu da iddia etmiş ve temyize de bu hususu getirmiş olmakla mahkemece verilen kararda harç konusundaki şikayetin değerlendirilmediği görülmüştür. O halde Mahkemece, harca ilişkin şikayet de incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu