Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararında kadının kabul edilen boşanma davası (TMK m. 166/1) kaldırılarak, kadının zina hukuki sebebine dayalı boşanma talebi kabul edilmiş, tarafların zina hukuki sebebine dayalı olarak (TMK m. 161) boşanmalarına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince boşanma konusunda yeniden karar verildiği halde boşanmanın eki niteliğinde olan velayet ve kişisel ilişki konusunda bir karar verilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

    Davacı koca tarafından hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma (TMK. m. 162) davası açılmasına rağmen evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) kararı verildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır. Çekişme nedir?; Dairemin yerleşik uygulamasına göre deliller “açılan dava çerçevesinde” değerlendirilmelidir. Örnek vermek gerekirse; “....Boşanma davası onur kırıcı davranış sebebine (TMK.m.162) dayalı olarak açılmıştır. Delillerin bu yönde değerlendirilmesi gerekmektedir....

      Hukuk Dairesi'nin bozma ilamından da anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı ... tarafından fiili ayrılık (TMK md 166/son) hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davası sonunda verilen red kararına yönelik yargılamanın iadesi isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 Sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 Sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 26.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Davalı kadın vekili tarafından Boşanma davasının Kabulü yönünden kararın istinaf edildiği anlaşılmakla; Karşıyaka 2. Aile Mahkemesinin 25/12/2014 tarih 2014/64 Esas-2014/905 Kararı ile ispat edilemeyen davanın reddine karar verildiği, kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıllık sürede ortak hayatın yeniden kurulamadığı, davalı kadın tanıklarının beyanlarının evlilik birliğinin yeniden kurulduğunun kabulü olarak değerlendirilemeyeceği, tarafların evlilik birliğinin devamı amacıyla biraraya geldiklerinin yeterli delillerle kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında erkeğin fiili ayrılık (TMK m. 166/son) sebebine dayalı boşanma davasının kabulüne karar verilmesinde usul, yasa ve dosya kapsamına aykırılık görülmemiş, davalı kadın vekilinin istinaf itirazları haklı bulunmamıştır....

        Aile Mahkemesinde boşanma davası açtığını, davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiğini, bu davada ilk davanın açılmasından önceki olaylara dayanılamayacağını, ilk davanın karara çıkmasından sonra da yeni bir olay gerçekleşmediğinden müvekkilinin tam kusursuz olduğunu, davacının hiçbir zaman çocuklarıyla maddi ve manevi yönden ilgilenmediğini, bu nedenlerle boşanma davasının kabulüyle, müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 750,00'şer TL nafakaya, müvekkili için 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Taraflara ait nüfus kayıt örneği, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları, bilirkişi raporları ile dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...Dava, fiili ayrılık sebebine dayalı boşanma davasıdır. TMK 166/son maddesi uyarınca eylemli ayrılık sebebine dayalı davanın incelenmesinde; davacı tarafından daha önce açılan boşanma davası Denizli 2....

        Davacının terke dayalı davasının reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir...” (Y2HD, 15.06.2005,9041-9271,GENÇCAN-Boşanma-2,s.131) Gerek 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 164 f. I hükmünde yer alan ve başka bir yoruma olanak vermeyecek kadar açık düzenleme ve gerekse Dairem uygulamasına örnek olarak verdiğimiz kararlardan da anlaşılacağı üzere “terk etmiş eş” terk sebebiyle boşanma (TMK. m. 164) davası açamaz. O halde temyiz davasına konu boşanma davasında bakılacak olan : Davacı koca davalı karısını gerçekten ortak konutu terk etmeye zorlayan eş midir? Başka bir anlatımla davacı koca “terk eden” eş midir? Taraflar arasında Bursa 3....

          (Y2HD, 05.05.2004, 4901-5829, GENÇCAN-Boşanma-2, s. 131) Görüldüğü üzere terk sebebiyle boşanma (TMK. m. 164) davası ancak “terk edilen eş” tarafından açılabilir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 164 f. I hükmüne göre diğerini; -ortak konutu terk etmeye zorlayan, -haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de “terk etmiş” sayılır. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eşin açmış olduğu terk sebebiyle boşanma (TMK. m. 164) davası “bu sebeple” reddedilmelidir; “....Nafaka davasında dinlenen tanık beyanlarına göre boşanma davasının davacısı koca kadını evden kovmuş terke zorlamıştır. Eşini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuda dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Bu itibarla Türk Medeni Kanununun 164. maddesi koşulları gerçekleşmemiştir....

            Davalı kadın vekilinin; kadının reddedilen tedbir nafakası talebine yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m.186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169).Tedbir nafakasının miktarı belirlenirken tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi gözetilir. Kadının maaşının olması, gelirinin davalı kocadan az veya çok olması, erkeğin ortak giderlere katılma yükümlülüğünü büsbütün ortadan kaldırmaz....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından her iki dava yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise velayet, iştirak nafakası miktarı ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadının şiddetli geçmsizlik (TMK m. 166/1) sebebine dayalı olarak boşanma davası açtığı, davalı-karşı davacı erkeğin de şiddetli geçimsizlik (TMK m. 166/1) sebebine dayalı olarak karşı boşanma davası açtığı, mahkemece davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının reddine, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verildiği anlaşılmıştır....

              Tüm dosya kapsamından; davalı erkeğin ilk derece mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen davranışlarına göre zina olgusunun ispatlandığı, zina hukuki sebebine dayalı davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına (TMK madde 161) karar verilmesi gerektiği, ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile tarafların zina hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına ilişkin verilen kararın isabetli olduğu, boşanma veya ayrılık davası açılınca, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK 186/1. madde), geçimine (TMK 185/3. madde) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK 185/2. madde) ilişkin geçici önlemler kendiliğinden (resen) alınacağından davacı kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi ve hükmedilen nafakanın miktarı uygun olduğu gibi tedbir nafakasının mahiyeti de dikkate alındığında karar tarihi itibariyle tedbir nafakasının kaldırılmasının da doğru olduğu, yine tarafların mali ve sosyal durumları da dikkate alındığında...

              UYAP Entegrasyonu