DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava TMK'nun 161. maddesine dayalı zina ve TMK'nun 166/1 maddesine dayalı şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası, kadının karşı davası ise TMK'nun 166/1 maddesine dayalı şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasıdır. İlk Derece Mahkemesinin 2018/678 Esas sırasına kayden yapmış olduğu yargılamada erkeğin asıl davası şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma istemi yönünden karara bağlanmış, zina hukuki nedenine dayalı boşanma istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi nedeniyle mezkur karar Dairemizin 10/09/2020 tarih, 2020/143 Esas ve 2020/885 Karar sayılı ilamı ile HMK'nın 353/1- a-6 maddesi uyarınca kaldırılmıştır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ile 2007 yılında şiddetli geçimsizlik nedeniyle anlaşmalı boşanma ile boşanmaya karar verdiklerini, 01/02/2007 tarihli anlaşmalı boşanma metnini imza ettiklerini, anlaşmanın şartlarında kendisi tarafından boşanma davası açılacağı, davalının ise davayı kabul edeceği, anlaşmalı boşanma sözleşmesi ile davalıya 30.000,00 TL tutarında tazminat ödeyeceği, davalının duruşmaya gelmezse bu parayı derhal ve aylık %5 faiziyle iade etmeyi kabul ettiği, 30.000,00 TL'yi 02/02/2007 tarihinde davalı hesabına havale ettiğini, ancak davalının 28/05/2007 tarihli duruşmaya katılmadığını, davanın çekişmeli boşanma olarak devam ettiğini, dava sonunda verilen kararın davalı tarafından temyiz edildiğini, temyiz talebinin reddi ile kararın onandığını ancak 30.000,00 TL paranın ve faizinin çeşitli ikaz ve ihtara rağmen geri ödenmediğini beyan ederek davalı tarafa ödenen 30.000,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işlemiş yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini...
DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı- karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Adli yardım talebinin kabulü ile müvekkilinin adli yardımdan yararlandırılmasına, davanın kabulü ile şiddetli geçimsizlik nedeniyle davalı eş ile müvekkilinin tekrar bir araya gelerek evlilik birliğini devam ettirmelerinin mümkün bulunmaması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkilinin hakkı olan ve evlendiğinde kendisine takılan 6 adet 25' er gr' dan 150 gr altın bileziğin veya hesaplanacak bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, müvekkilinin manen çok yıpranması nedeniyle 200.000,00TL manevi tazminatın davalıdan yasal faizi ile birlikte alınarak müvekkiline verilmesine, müvekkilinin iş bu evlilik nedeniyle 100,000,00TL maddi zararının davalıdan yasal faizi ile birlikte alınarak müvekkiline verilmesine, dava...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, sav ve savunmaya, mahkemece saptanan hukuki niteliğe göre uyuşmazlık, gerçek kişiler arasındaki şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma isteminden kaynaklanmakta olup, dosya Yargıtay 2. Hukuk Dairesince incelenmiş ve görülen eksiklik nedeniyle mahkemesine gönderilmiştir. Mahkeme tarafından yanlışlıkla Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır. 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay Yüksek 2. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 2. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 25/11/2008 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davacı erkek bozmadan sonra 07.02.2017 tarihli celsede "Terk nedeniyle boşanma davası açtığını ancak bu davasını ıslah ettiğini ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmaya karar verilmesini talep ederek davasını ıslah etmiştir. Ancak; Bir davada ıslah, tahkikat bitinceye kadar yapılabilir (HMK m. 177/1). Hüküm, Yargıtay'ca bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmak mümkün değildir (04.02.1948 tarihli 10/3 sayılı içt. bir. kararı). Bu itibarla, bozmadan sonra, terke dayanan boşanma davasının 07.02.2017 tarihinde ıslah edilmiş olması geçerli kabul edilemez. Erkek tarafından açılan boşanma davası hakkında uyulan bozma kararı gereğince hüküm kurulması gerekirken, bozmadan sonraki ıslaha geçerlilik tanınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
Şu durumda sonuç olarak vurgulanmalıdır ki, boşanma tarihi itibariyle gerçek/samimi boşanma iradelerine sahip olan (evlilik birliği temelinden sarsılan) veya olmayan tüm eşlerin, maddenin yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden itibaren her ne sebeple olursa olsun eylemli olarak birlikte yaşadıklarının saptanması durumunda gelirin/aylığın kesilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Somut olayda; 26/02/2014 tarih ve 33 sayılı denetmen raporunda; ...’in Atatürk Mah. 506. Sok. Studio Life Sitesi 4. Blok No:10C / 16 .../... adresinde ikamet ettiği, davacının boşandığı eşi ...’ın kayıtlardaki ikamet adresi olan Atatürk Mah. 1993 Sok. Ekşioğlu Akkent Sitesi G Blok No: 16E / 4 .../... adresinde denetim yapıldığı, ...’in adreste bulunduğu, ...’in imzalı ifadesinde : “Yaklaşık bir yıl önce şiddetli geçimsizlik nedeniyle ayrıldım. 4 çocuğum bulunmaktadır. Boşandıktan sonra oğlum Yasin KIYMAZ’ın yanında kaldım. Bu adreste küçük kızım ve eski eşim kalıyor....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle *davalı koca 28.07.2006 tarihinde şiddetli geçimsizlik nedeniyle açtığı boşanma davasından feragat etmiş olmakla, feragat tarihi öncesi olayları hoşgörü ile karşıladığı bu nedenle geçimsizliğe neden olaylarda kusurun tamamının eşine şiddet uygulayan davalı kocada bulunmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26.01.2009 (Pzt.)...
Dosya içerisinde bulunan Mahkemenin 2006/738 Esas sayılı dosyasında; davacı tarafından şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılan ve taraflar arasında görülen boşanma davasında, davacının müşterek haneyi babası ile terk etmesi üzerine, davalının Cumhuriyet Savcılığına “ evdeki altınları davacının götürdüğüne, kendisinin bir şikayeti olmadığına, ancak ileride altınlarla ilgili iddialar olabileceğinden, altınları eşinin götürdüğünün tespitine” ilişkin yaptığı ihbarın kendisini sorumluluktan kurtarma amacına yönelik olması, davalının az da olsa kusurunun ispatlanamadığı gerekçesi ile reddedilerek, evdeki eşyaların davacıya teslimine karar verildiği, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından da onanarak kesinleştiği görülmüştür. O halde; bu durumda evlilik birliğini kurma görevi, açtığı boşanma davası reddedilen ve evdeki tüm eşyalar kendisine verilen davacı kadına aittir....
Maddede, boşanma amacına/saikine yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden, gerek Kurum'ca, gerekse yargı organlarınca uygulama yapılırken, eşlerin boşanma iradelerinin gerçekliğinin/samimiliğinin araştırılıp ortaya konulması söz konusu olmamalı, boşanmanın muvazaalı olup olmadığına ilişkin herhangi bir araştırma/irdeleme ve boşanma yönündeki kesinleşmiş yargı kararının geçerliliğinin sorgulaması yapılmamalı, özellikle kesinleşmiş yargı organının verdiği karara dayanan "boşanma" hukuki durum ve sonucunun, eşlerin gerçek iradelerine dayanıp dayanmadığının araştırılmasının bir başka organın yetki ve görevi içerisinde yer almadığı, kaldı ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda "anlaşmalı boşanma" adı altında hukuki bir düzenlemenin de bulunduğu dikkate alınmalıdır....
Dosya kapsamına ve tanık beyanlarına göre tarafların evlendikten sonra davacı erkeğin anne ve babasıyla birlikte yaşadıkları ve birlikte yaşadıkları dönemde taraflar arasında bir takım sorunların yaşandığı, kadının erkeğe ve erkeğin anne ve babasına kötü davrandığı, özellikle erkeğin anne ve babasının müşterek konutta taraflarla birlikte yaşadığı dönemde taraflar arasında şiddetli geçimsizlik bulunduğu, kadın ile erkeğin ailesi arasında yaşanan son kavgadan sonra erkeğin anne ve babasının evden ayrıldığı, bu olaydan sonra erkeğin bir müddet anne ve babasının yanında kaldığı, sonrasında müşterek konuta döndüğü ve tarafların çocuklarıyla birlikte müşterek konutta yaşamaya devam ettikleri ve yine tanık Orhan'ın da dava açıldıktan sonra tarafları cafede birlikte otururken görmesinin bu durumu desteklediği değerlendirilerek, bu hali ile tarafların dava açılmadan önce bir müddet ayrı yaşamalarına rağmen yeniden bir araya geldiklerinden ve dava açıldıktan sonra çocuklarıyla birlikte aynı evde...