Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. 5510 sayılı Kanunun 56. maddesinin ikinci fıkrası, daha önceki ... kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen (eylemli olarak) birlikte yaşama olgusu, gelir/aylık kesme nedeni olarak düzenlendiği gibi, eylemli olarak birlikte yaşama, aynı zamanda gelir/aylık bağlama engeli olarak da benimsenmiştir. Burada, eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun/durumunun tanımlanması, hukuki sınır ve çerçevesinin çizilip ortaya konulması önem arz etmektedir....

    O halde, kadının özel boşanma sebeplerinden zina hukuki sebebine (TMK m. 161) dayanarak açmış olduğu davasının da kabulü gerekirken reddi doğru olmamıştır. Ne var ki davacı-davalı erkeğin TMK 166/4 maddesi uyarınca fiili ayrılık hukuki sebebine dayanan boşanma davasında verilen boşanma kararı ve davalı-davacı kadının TMK evlilik birliğinin sarsılması sebebine (TMK m. 166) dayanan boşanma davasında verilen boşanma kararı temyizin kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş, davalı-davacı kadının zina sebebine dayalı boşanma davası konusuz kalmıştır....

      Tebliğ işlemleri, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 16 ve 17. maddesi ve Yönetmeliğin 26. maddesi ile Tebligat Tüzüğü 22, 23 ve 26. maddesi hükümlerine uygun yapılmadığından usulsüzdür. Bu nedenle davalı kadına dava dilekçesinin tebliği usulsüz olup, usulsüz tebligat cevap süresini başlatmayacağından davalı tarafın dosyaya sunduğu 27.02.2017 tarihli dilekçe cevap dilekçesi niteliğinde olup, davalı kadının cevap dilekçesinin de dikkate alınması gerekir. Açıklanan nedenlerle; davalı kadının cevap dilekçesinin süresinde olduğu ve her ne kadar eylemli ayrılık sebebiyle boşanma davasında, boşanma kararı verilmesi için eşlerin kusur durumlarının ayrıca araştırılması gerekmemekte ise de, kusur durumunun tespiti, nafakalar ve tazminatlar yönünden önem arzettiğinden bu husus da gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 15.02.2022 günü temyiz eden davacı ... ile vekili Av. ... ve karşı taraf davalı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, eylemli ayrılık hukuki sebebine (TMK m. 166/son) dayalı olarak açılan boşanma davasıdır. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir. Anılan karara karşı davacı erkek tarafından tüm yönleriyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Ayrılık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm her iki dava yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davalı-karşılık davacı ... dönmez 04.05.2010 tarihli dilekçesiyle ayrılık davası ve nafakaya yönelik temyiz talebinden feragat ettiğinden, temyiz dilekçesinin ayrılık davası ve nafaka yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-karşılık davalı ... 04.05.2010 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini bildirdiğinden bu konuda bir karar verilmek üzere hükmün boşanma kararına ilişkin olarak bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda 1.bentte gösterilen nedenle davalı-karşılık davacı ......

            Bu kez davacı koca, eldeki bu davayı Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı olarak "fiili ayrılıknedeni ile açmıştır. Mahkeme, ilk davanın reddinden sonra tarafların 3 yıl süreyle bir araya gelmedikleri gerekçesi ile boşanma kararı vermiş ve davacı erkeği ağır kusurlu olarak kabul etmiştir. Retle sonuçlanan ve kesinleşen ilk boşanma davasında, tarafların boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranışları kanıtlanamadığına göre, ilk davanın açıldığı tarihten önceki olaylar artık taraflara kusur olarak yüklenemeyecek ise de; fiili ayrılık döneminde davacı erkeğin başka bir kadınla yaşamaya başlayıp ondan çocuk sahibi olduğu ve böylece sadakatsiz davranışlar içerisine girdiği sabittir. Bu durumda, davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Gerçekleşen bu duruma göre davalı kadının maddi ve manevi (TMK m. 174/1-2) tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi, isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle fiili ayrılık başlı başına boşanma nedeni olmayıp, terk hukuki nedenine dayalı bir boşanma davasının bulunmadığının anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 67.20'şer TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.10.2010 (Çrş)...

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle fiili ayrılık başlıbaşına boşanma nedeni olamayacağı gibi anlaşmalı boşanma koşullarının da oluşmamış bulunmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 67.20 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.22.04.2010(Prş)...

                  Türk Medeni Kanununun 170. maddesinin son fıkrası uyarınca ayrılık kararı verilebilmesi için boşanma sebeplerinin ispatlanmış olması, ancak "ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması" gerekmektedir. Somut olayda, boşanma sebepleri gerçekleşmekle birlikte, tarafların yeniden bir araya gelme ihtimali bulunmamaktadır. O halde, erkek tarafından açılan davanın kabulü suretiyle boşanma kararı verilmesi gerekirken, davanın reddi ile Türk Medeni Kanununun 171. maddesi gereği ayrılık kararı verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.19.04.2016(Salı)...

                    TMK'nın 168. maddesinde "Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir." hükmüne yer verilmiş olup boşanma davalarında yetki kesin değildir. Somut olayda; davanın açılması sırasında seçim hakkı davacı tarafta olup birden fazla yetkili mahkemenin bulunması halinde davacı dilediği yetkili yerde davasını açabilir. UYAP üzerinden yapılan araştırmada davacının yerleşim yeri adresinin "Yukarı Bahçelievler Mah. ... Çankaya/Ankara" olduğu, eldeki davada davacının seçim hakkını kullanarak boşanma davasını yerleşim yerinde açtığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın Türk Medeni Kanunu'nun 168. Maddesi gereğince yetkili olan Ankara 13. Aile Mahkemesi'nde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nun 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Ankara 13....

                      UYAP Entegrasyonu