Gerçekleşen bu hale göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadın da kusurlu olup, koca da boşanma davası açmakta haklıdır. O halde kocanın boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddi doğru bulunmamıştır...." gerekçesiyle karar bozulmakla yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek temyiz dilekçesinin süresinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Asıl ve birleşen davalar, karşılıklı olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma ile bağımsız açılan tedbir nafakası istemine ilişkindir....
İsimli kişiye çıplak görüntülerini gönderdiği, sadakat yükümlülüğünü ihlal edecek nitelikte tekliflerde bulunduğu, davalı erkeğin başkaları ile ilişkisi olduğuna dair iftira attığı, erkek eşe kadın tarafından izafe edilen kusurları ispat edemediği, erkek eşe izafe edilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kadının tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağır kusurlu kadının tazminata ve yoksulluk nafakasına hak kazanamayacağı, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının ve erkeğin zina hukuki nedenine dayalı davasının reddine, erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... kadının, dilekçeler aşamasında tanık deliline dayanmadığı, erkek tanıklarının da evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına yönelik bilgi ve görgülerinin olmadığı anlaşılmakla ispatlanmayan kadın ve erkeğin boşanma davalarının ayrı ayrı reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de; erkek tarafından sunulan dilekçe ile boşanma hükmü yönünden istinaf edilmediğini belirtmesi karşısında boşanma hükmünün kesinleştiğinden bu yanılgıya işaret edinilmekle yetinilmediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusur ispat edilemediği için erkeğin manevî tazminat talebinin reddinin doğru olduğu, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak kaydıyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, kadına atfı kabil kusur ispat edilemediği ve daha ağır kusurlu olup olmadığı anlaşılamadığından yoksulluk nafakasına karar verilmesi...
K:1 Tire/ İZMİR DAVA TARİHİ : 18/04/2018 DAVANIN KONUSU : Evlilik Birliğinin Sarsılması Nedeni İle Boşanma İSTİNAF KARAR TARİHİ : 19/09/2022 İSTİNAF KARARININ YAZILDIĞI TARİH : 19/09/2022 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı davacı kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-2- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİASI, SAVUNMASI ve YARGILAMA SÜRECİ : Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; davalının kusurlu davranışları nedeni ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, bu sebeple tarafların boşanmalarına talep ve dava etmiştir....
Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde, “evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği” hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi, karşı tarafın hiçbir kusuru olmadığı halde, evlilik birliğini, kendi kusurlu tutum ve davranışlarıyla temelinden sarsar, sonra da mademki birlik artık sarsılmış deyip, boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir....
Türk Medeni Kanununun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir....
Ana dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve zina'ya dayalı boşanma istemi, karşı dava ise; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma talebine ilişkindir. "Kanunda düzenlenen "özel" ve "genel" boşanma sebeplerine dayalı olarak ayrı ayrı boşanma davası açılabileceği gibi; aynı boşanma davasında birden fazla hukuki sebebe dayanılarak boşanma talep edilebilir. Aynı dava ile birden fazla boşanma sebebine dayanılmış ise; hukuki sebep birden fazla olmakla birlikte, tek bir dava mevcuttur. Aynı davada dayanılan hukuki sebepler arasında bir terdit ilişkisi de mevcut değildir. Bu sebeple, dayanılan hukuki sebeplerden biri incelenmeden diğerinin incelenmemesi gibi bir durum söz konusu değildir. Birden fazla hukuki sebep gerçekleşmiş ise; bu sebeplerinin gerçekleştiği belirtilerek tek boşanma kararı oluşturulacaktır. Dayanılan hukuki sebepler ayrı davalara konu edilmediğinden tek vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilecektir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı erkek istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının reddi kararının hatalı olduğunu, kusur durumunun yeterince ve gereğince araştırılmaksızın hüküm kurulduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olaylarda davalının kusurlu olduğunu, tüm olumsuzluklar sadece kendisinden kaynaklanmış gibi hüküm kurulduğunu, davalının 2004 yılından beridir kendisini eve almadığını, eş olarak vazifelerini yerine getirmediğini, devamlı olarak başka kadınlarla birlikte olduğu yönünde suçlamalarda bulunduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak TMK'nun 166/1- 2 maddesi gereğince boşanma kararı verilen davalı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminatın reddine karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
Davalı erkek vekili, cevap dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedeniyle boşanmalarına, davacı kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine, davalı erkek yararına 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle TMK'nın 166/1. Maddesi uyarınca boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 8.000,00 TL maddi ve 8.000,00 TL manevi tazminata, davalı erkeğin tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir. Davalı erkek vekili; kusur tespitine, kadın yararına hükmedilen nafakalar ile maddi ve manevi tazminata, erkeğin reddedilen tazminat taleplerine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ileri sürerek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmesini talep etmiştir. II....