Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

I hükmü kusur yerine evlilik birliğinin onarılmaz biçimde sarsılmasını temel aldığından kusurlu tarafa da boşanma davası açma hakkı verilmiş ise de Yargıtay, bu değişikliği tam kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek görüşündedir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. (Bkz. Ömer Uğur Gençcan, Boşanma, Tazminat ve Nafaka Hukuku, sayfa 386) Söz konusu TMK 166/1 hükmü uyarınca evlilik birliği, eşler arasında ortak hayatı çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsılmış olduğu takdirde, eşlerden her biri kural olarak boşanma davası açabilir ise de, Yargıtay bu hükmü tam kusurlu eşin dava açamayacağı şeklinde yorumlamaktadır. Çünkü tam kusurlu eşin boşanma davası açması tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl davanın Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasına Dayalı, karşı davanın Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış ve Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasına Dayalı olan karşılıklı boşanma davasında davalı-karşı davacı tarafından kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur ve maddi tazminat yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmeyen davacı-davalı kocanın tamamen kusurlu bulunduğu anlaşılmıştır. Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "ASIL DAVANIN KABULÜNE, tarafların Türk Medeni Kanunun 166/1. maddesi gereğince EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMALARINA, Tarafların müşterek çocukları olan 24/08/2012 Merzifon d.lu Ahmet Kağan ile 16/07/2015 Amasya d.lu Dilara'nın velayetinin babaya verilmesine, Velayet verilmeyen ANNE ile müşterek çocuklar arasında; şahsi ilişkinin tesisine, Asıl davacı erkeğin manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 20.000,00 TL manevi tazminatın asıl davalı kadından alınarak asıl davacı erkeğe ÖDENMESİNE, Asıl davacı erkeğin maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 20.000,00 TL maddi tazminatın asıl davalı kadından alınarak asıl davacı erkeğe ÖDENMESİNE, TMK'nın 169....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/319 KARAR NO : 2021/321 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BULANCAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/07/2020 NUMARASI : 2018/632 ESAS - 2020/380 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA (EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMA (ÇEKİŞMELİ)) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 1995 yılından itibaren evli olduklarını, bu evliliklerinden üç çocuklarının bulunduğunu, müvekkilinin davalıdan şiddet gördüğünü, müvekkilinin çocukları için bu duruma katlandığını, tarafların altı yıldır ayrı yaşadıklarını, davalının müvekkilini aldattığını, taraflar arasında kavgalar olduğunu, evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini belirterek,...

    Dava; boşanma(evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma (çekişmeli) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

    DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesinde özetle; Tarafların 44 yıldır evli olduklarını, evliliklerinden iki reşit çocuklarının olduğunu, evliliklerinin ilk dört yılında davalının ailesi ile yaşadıklarını, daha sonra ayrı bir eve çıktıklarını, davalının evin hiçbir ihtiyacıyla ilgilenmediğini, kazancını sürekli dışarıda yediğini, sürekli aldattığını, hayatında kadınlar olduğunu, kadınlar yüzünden vurulduğunu, dört yıldır da ayrı yaşadıklarını, çocuklarla ilgilenmediğini beyan ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve davalının kusurundan dolayı 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

    Sözü edilen dava, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığını kabule yeterli delil ve olgu bulunmadığı gerekçesiyle değil; “davalının akıl hastası olduğu, bu sebeple davranışlarının iradi olmadığı” gerekçesiyle reddedilmiştir. Başka bir ifade ile, o davada; boşanma talebinin dayandırıldığı vakıalar incelenmemiş, sübut bulup bulmadığı ve bunların evlilik birliğini çekilmez hale getirip getirmediği yönünde bir yargıya varılmamıştır. Yargı, doğrudan “akıl hastası olan davalının davranışlarının iradi olmadığına” dayandırılmıştır. Dolayısıyla ortada dava sebepleri bakımından tarafları bağlayıcı nitelikte kesin bir yargı yoktur. O karar, davalının davranışlarının iradi olmadığına olsa olsa kesin delil teşkil edebilir. Davranışın iradi olup olmaması ise, kusura dayalı sorumluluk bakımından önem taşır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olayların mutlaka kusura dayanması zorunluluğu bulunmamaktadır....

      tarafından doğrulanmadığı, tarafların evlilik birliğinin devamında taraflar, müşterek çocuklar ve toplum için korunması gereken bir yararın kalmadığı anlaşılmakla davacının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, Yoksulluk nafakası talebi yönünden; davacının yoksulluk nafakası talebinin sigortalı olarak çalışması nedeniyle boşanma ile yoksulluğa düşmeyeceği kanaatine varılmakla reddine, İştirak nafakası yönünden; Müşterek çocuk 23/02/2005 doğumlu Yağız Kadakal karar tarihi itibariyle reşit olmakla iştirak nafakası talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "Davacının davasının kabulü ile; tarafların TMK'nun 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına, tarafların müşterek çocukları 23/02/2005 doğumlu Yağız Kadakal'ın karar tarihi itibari ile reşit olduğu anlaşılmakla velayet ve iştirak nafakası hususunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin sigortalı olarak çalışması nedeni ile boşanma ile yoksulluğa...

      Tüm dosya kapsamı dosya içindeki tüm delillerle birlikte birlikte değerlendirildiğinde; evlilik müessesesinin eşler ve toplum açısından önemli olan devamının bu hali ile taraflardan beklenemeyeceği ve bu hali ile taraflar arasında ortak hayatı çekilmez hale getirecek derecede ve evlilik birliğinin devamını imkansız kılacak şekilde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu, tarafların bundan böyle biraraya gelerek evlilik birliğini devam ettiremeyecekleri, evliliğin bu hale gelmesine daha ziyade davalıdan kaynaklanan kusurlu davranışların neden olduğu, davacının ise kusursuz olduğu, bu haliyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin devamında toplum ya da taraflar bakımından menfaat bulunmadığına mahkememiz tarafından kanaat getirildiğinden tarafların boşanmalarına, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "Açılı davanın kabulü ile; tarafların TMK'nın 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olmadığı...

      UYAP Entegrasyonu