Mahkemece; "Tarafların 24/10/2020 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten müşterek çocuklarının olmadığı, davanın TMK 166/1 maddesi kapsamında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davacı taraf dava dilekçesinde, davalının evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmediği ve kendisiyle ilgilenmediği vakalarına dayanmıştır. Türk Medeni Kanununun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve bu duruma az da olsa davalının kusurlu davranışlarının sebep olduğunun ispatlanması gerekir....
Dava; TMK'nın 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın fer'isi niteliğindeki taleplere ilişkindir. Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davacı tarafın verilen süre için eksik gider avansını dosyaya yatırdığı anlaşılmakla, giderlerin süresi içerisinde yatırılması nedeni ile yargılamaya devam edilmesi gerekirken usulden red kararı verilmesi doğru görülmemiştir. (Benzer mahiyette Yargıtay 19....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "ASIL DAVANIN KABULÜNE, tarafların Türk Medeni Kanunun 166/1. maddesi gereğince EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMALARINA, Tarafların müşterek çocukları olan 24/08/2012 Merzifon d.lu Ahmet Kağan ile 16/07/2015 Amasya d.lu Dilara'nın velayetinin babaya verilmesine, Velayet verilmeyen ANNE ile müşterek çocuklar arasında; şahsi ilişkinin tesisine, Asıl davacı erkeğin manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 20.000,00 TL manevi tazminatın asıl davalı kadından alınarak asıl davacı erkeğe ÖDENMESİNE, Asıl davacı erkeğin maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 20.000,00 TL maddi tazminatın asıl davalı kadından alınarak asıl davacı erkeğe ÖDENMESİNE, TMK'nın 169....
Tanık ifadeleri ve dosyaya sunulan belgeler ), yine erkek sosyal inceleme raporu düzenlenirken gayri resmi bir evlilik yaptığını, 4- 5 yıl gibi bir süredir gayri resmi evlilik hayatı sürdüklerini, gayri resmi evlilik yaşadığı kişiyle resmi olarak da evlenmek istemesi nedeni ile davacıdan boşanmak istediğine dair ( bkz. Sosyal inceleme raporu ) beyanda bulunmuştur. Bütün bu hususlar davalı erkeğin bir başka kadınla cinsel ilişkiye girdiğine güçlü karine teşkil etmektedir. Bu sebeple, davacı kadının zina nedeniyle açtığı boşanma davasının kabulüne, zina nedeni ile boşanmalarına karar vermek gerekmiştir. Boşanma ( 4721 s. TMK m. 166/1. ) talebi bakımdan: Davacının istemi 4721 s. TMK’ nun 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olması sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. 4721 s....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; anlaşmalı boşanma davası açılmış ise de, davalı erkeğin akıl hastalığı sebebiyle kısıtlandığı ve vasisinin bulunduğu, bu durumda anlaşmalı boşanmanın gerçekleşemeyeceği, davaya çekişmeli olarak devam edildiği, davacıya dava dilekçesini sunmak üzere süre verildiği, davacı kadının dilekçesinde evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebine dayanıldığı, akıl hastalığına yönelik boşanma sebebine ise dayanılmadığı gibi bu yönde ıslahta yapılmadığı, davalı erkeğin akıl hastası olduğu ve dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere kısıtlandığı, davalının hareketlerinin iradi olmadığı, davalı erkeğe, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olması sebebine dayalı boşanma davasında kusur yüklenemeyeceği gerekçesi ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davasının reddine karar verilmiştir. IV....
Davacı, boşanma kararının doğru olduğunu, ancak boşanma sebebinin şiddetli geçimsizlik olarak kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek hükmü gerekçesi ve davalı yararına takdir edilen nafakalar yönünden temyiz etmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; terk ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebepleri aynı davada birleşemez. Çünkü davacı, ihtar İsteğinde bulunmakla, o tarihten önceki olayları hoşgörü ile karşılamış, aile birliğinin temelli sarsıntıya uğramadığını, ortak hayatın çekilebilir olduğunu kabul etmiş sayılır. Affedilen ve hoşgörü ile karşılanan olaylara dayanılarak da Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesi gereğince boşanma kararı verilemez. Aynı Yasa'nın 166/3. maddesinde yer alan "anlaşmalı boşanma" durumu söz konusu olmadıkça da davalının davayı kabul açıklaması sonuç doğurmaz (TMK m. 184/3)....
Dava; boşanma(evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma (çekişmeli) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/319 KARAR NO : 2021/321 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BULANCAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/07/2020 NUMARASI : 2018/632 ESAS - 2020/380 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA (EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMA (ÇEKİŞMELİ)) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 1995 yılından itibaren evli olduklarını, bu evliliklerinden üç çocuklarının bulunduğunu, müvekkilinin davalıdan şiddet gördüğünü, müvekkilinin çocukları için bu duruma katlandığını, tarafların altı yıldır ayrı yaşadıklarını, davalının müvekkilini aldattığını, taraflar arasında kavgalar olduğunu, evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini belirterek,...
DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuk Ayza'nın velayetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuk için 1.000,00 TL tedbir/iştirak nafakasının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir/ yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, 200.000,00 TL maddi, 200.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan müvekkiline verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
tarafından doğrulanmadığı, tarafların evlilik birliğinin devamında taraflar, müşterek çocuklar ve toplum için korunması gereken bir yararın kalmadığı anlaşılmakla davacının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, Yoksulluk nafakası talebi yönünden; davacının yoksulluk nafakası talebinin sigortalı olarak çalışması nedeniyle boşanma ile yoksulluğa düşmeyeceği kanaatine varılmakla reddine, İştirak nafakası yönünden; Müşterek çocuk 23/02/2005 doğumlu Yağız Kadakal karar tarihi itibariyle reşit olmakla iştirak nafakası talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "Davacının davasının kabulü ile; tarafların TMK'nun 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına, tarafların müşterek çocukları 23/02/2005 doğumlu Yağız Kadakal'ın karar tarihi itibari ile reşit olduğu anlaşılmakla velayet ve iştirak nafakası hususunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin sigortalı olarak çalışması nedeni ile boşanma ile yoksulluğa...