İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: I-1- ASIL DAVANIN KABULÜNE, tarafların Türk Medeni Kanunun 166/1. maddesi gereğince EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMALARINA, Tarafların müşterek çocukları olan 19/05/2005 Merzifon d.lu CEREN ÇAĞLAR'ın velayetinin davacı anneye verilmesine, Velayeti DAVACI ANNEYE verilen müşterek çocukları ile DAVALI BABA arasında şahsi ilişki tesisine, Davacı kadının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 30.000,00 TL manevi tazminatın boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı erkekten alınarak davacı kadına ÖDENMESİNE, Davacı kadının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 30.000,00 TL maddi tazminatın boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı erkekten alınarak davacı kadına ÖDENMESİNE, TMK'nın 169....
Hukuk Dairesi'nin 08/02/2012 tarihli 2010/20851 esas sayılı ilamı) Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin davalı kadından kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır....
Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırılması için ilgili kolluğa yazı yazılmış olup, verilen cevabi tutanakta davacı kadının ev hanımı olduğunu, gelirinin olmadığını, ,annesi ile birlikte kaldığını, kira olarak 300,00.-TL kira ödediğinin tespit edildiğini, davalı erkek ise güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, aylık gelirinin 2.500,00.-TL gelirinin olduğunun tespit edilerek bildirildiği görülmüştür. TMK'nın 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanmaya karar verebilmek için taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve bu duruma davalının az da olsa kusurlu davranışıyla sebebiyet vermesi gerekir....
Mahkememizce uyaptan alınan nüfus kayıtlarından tarafların 14 yılı aşkın süreden beri evli oldukları anlaşılmış, taraf beyanlarının serbest irade ürünü olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve taraflar yönünden ortak hayatın çekilmez hale geldiği, uzman dinlenilmesinin gerekli olmadığı, taraflar arasındaki maddi-manevi tazminat, nafaka ve boşanmanın diğer mali sonuçları hususlarındaki anlaşmanın mahkememizce tarafların sosyal ekonomik durumlarına ve kamu düzeni ile ilgili hususlara uygun bulunduğu anlaşıldığından TMK.nun 166/3 maddesi gereğince tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar vermek gerektiği düşüncesine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından zinaya dayalı davasının reddedilmesi, kusur belirlemesi, manevi tazminat ile nafakaların miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı davasının kabulü ve boşanmanın ferileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı erkeğin kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı davasının kabul edilmesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacı kadın, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak açtığı davasını ıslah etmiş ve zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenleriyle boşanma kararı verilmesini talep etmiştir....
Hükümde ön görülen “evliliğin en az bir yıl sürmüş olması” koşulu, bir dava şartı olmayıp, birliğin temelinden sarsılmış sayılacağına ilişkin yasal karinenin temel unsurudur. Dava tarihi itibarıyla evlilik en az bir yılını doldurmamış ise, bu maddelerin uygulanması bakımından “evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına" ilişkin karine geçerliliğini yitirir. .../... Böyle bir durumda da Yasanın 166/3. maddesi çerçevesi dahilinde boşanma kararı verilemez, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının taraflarca gösterilecek delilerle kanıtlanması gerekir. Olayda dava tarihinde tarafların evliliği henüz bir yılını doldurmadığına göre, “evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına" ilişkin kanuni karineye artık dayanılamaz. Böyle bir durumda da davalının “davayı kabul” açıklaması veya tarafların boşanma yönündeki iradeleri sonuç doğurmaz....
Ayrıca Türk Medeni Kanununda evlilik birliğinin sarsılması başlığı altında; “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir (TMK m. 166/1-2)” şeklinde genel boşanma sebebi yer almaktadır. Türk Medeni Kanununda fiilî ayrılık adı altında özel/ayrı bir boşanma sebebi ise düzenlenmemiştir. Ancak, olayın özelliğine göre, çok uzun süreli fiilî ayrılıkların, genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukukî sebebiyle açılmış davalarda değerlendirilmesi gerekir. Buna engel olacak yasal bir düzenleme yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olayladan sonra evlilik birliğinin sürdürüldüğü anlaşılmaktadır. *Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacının tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir....
Açıklanan nedenlerle kadının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece verilen kesin süreden sonra sunulan deliller hükme esas alınarak yazılı şekilde boşanma kararı verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir." (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 28/01/2021 tarihli 2019/6604 esas sayılı ilamı) Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin davalı kadından kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Mahkemece, "taraflar arasında geçimsizlik bulunduğu, tarafların sürekli tartıştıklarının sabit olduğu, barışma ve bir araya gelme ihtimallerinin olmadığı, her iki tarafın da boşanmayı istediği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin devamında hukuki ve fiili yarar kalmadığı" gerekçesiyle boşanmalarına karar verilmiş ise de; davalı kadından kaynaklanan boşanmayı gerektiren maddi bir vakıa da ispatlanmamıştır....