Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı İlk Derece Mahkemesinin 25.01.2018 tarih ve 2013/413 Esas, 2018/561 Karar sayılı kararı ile her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayanarak boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, erkek yararına 2.000,00 TL maddî tazminat, 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir. B....

    Yukarıda ifade edildiği üzere; tarafların birbirine yönelik her türlü şiddet eylemleri ile evliliği çekilmez hale getirecek davranışlar kusur olarak taraflara yüklenmektedir. Somut davada ki ispatlanan vakıaları açıkladığmızda; Yargıtay uygulamasında baskı yapmak evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında duygusal şiddete yönelik olduğundan boşanma konusu davranışlardan sayılmaktadır. Ömer Uğur Gençcan Boşanma Hukuku 2019 Basım Sayfa 562- 566) Ekonomik durumu yeterli olduğu halde bağımsız konut sağlamamak ekonomik şiddete yönelik bir davranış olduğundan evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında kusur sayılmaktadır. Kendi ailesi ile oturmaya zorlamak kusurlu davranıştır. (Ömer Uğur Gençcan Boşanma Hukuku 2019 Basım Sayfa 618) Eşlerin doğrudan fiziksel ve Sözel şiddete yönelik hareketleri evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında boşanma konusu davranışlardandır....

    Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından zina (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) sebeplerine dayalı olarak boşanma davası açılmıştır. Mahkemece zina hukuki sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmiş, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle açılan boşanma davası yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Davacının, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açtığı boşanma davası hakkında toplanan deliller değerlendirilerek olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir....

      Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı erkek tarafından zina (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK m. 166/1), davalı-karşı davacı kadın tarafından ise evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak karşılıklı boşanma davaları ikame edilmiş, ilk derece mahkemesince verilen ilk kararda, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kadının tamamen kusurlu olduğu kabul edilerek; kadının boşanma davasının reddine, erkeğin davasının TMK m. 161 gereğince kabulü ile boşanmaya ve ferilerine ilişkin hüküm kurulmuştur....

        Davacı-davalı kadın tarafından 18.09.2015 tarihinde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK m. 166/1) dayalı boşanma davası açılmış, davalı-davacı erkek tarafından da 12.10.2015 tarihinde erkek tarafından evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK m. 166/1) dayalı boşanma davası açılarak iş bu dosya ile birleştirilmesine karar verilmiş olup, mahkemece evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda, davalı-davacı erkeğin birleşen boşanma davasının reddine, davacı- davalı kadının boşanma davasının ise kabulü (TMK m. 166/1) ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir....

          ile karar verildi....

          Dolayısıyla uzun süreli fiilî ayrılıkları evlilik birliğinin sarsılması nedeni (TMK m. 166/1) saymak, terk hukuki sebebine dayalı boşanma (TMK m. 164) davalarını etkilemez ve bu çözüm yolu terk hukukî sebebine dayalı boşanma davalarının seçeneği (alternatifi) gibi yorumlanamaz. Öte yandan, TMK'nın 166/son maddesinde belirlenen üç yıllık fiilî ayrılık süre koşulu da göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle burada evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabulü için, en az üç yıl ve daha uzun süreli ayrılıkları, çok uzun süreli fiilî ayrılık olarak kabul etmek gerekir. Somut olayda, davacı erkeğin evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK m. 166/1) boşanma davası açtığı, davalının cevap dilekçesi vermediği duruşmalara katılmadığı, ilk derece mahkemesince tarafların boşanmalarına karar verildiği, davalı tarafça kararın istinaf edilmesi üzerine, bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

            in davalı kadın ile ilişki içerisinde olduğu belirtildiğinden ve bunun yanında diğer tanıkların beyanları ile soybağının reddi dava dosyası nazara alınarak tanık İsmal'in beyanlarına itibar edilmediği, birleşen dosyada; zina nedenine dayalı boşanma talebinin kanıtlanmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma talebinin ise davalı-davacı kadının tam kusurlu olduğu gerekçeleri ile davacı-davalı erkeğin zina nedenine dayalı boşanma talebinin hak düşürücü süre nedeni ile reddine, haysiyetsiz hayat sürme nedenine dayalı boşanma talebinin şartlar oluşmadığından reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma talebinin kabulü ile 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, birleşen dosyada davalı-davacı kadının zina nedenine dayalı boşanma davası ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının reddine, çocuğun soybağının reddine ilişkin karar kesinleşmiş olduğundan...

              AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/12/2021 NUMARASI : 2021/687 ESAS-2021/692 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle taraflar arasında düzenlenen 22/11/2021 tarihli anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı erkek cevap dilekçesi sunmamıştır....

              DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanm KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalının 13 senelik evli olduklarını, bu evliliklerinden 2005 doğumlu ve 2011 doğumlu müşterek iki çocuklarının olduğunu, evlilik birliği içerisinde davalının müvekkilini sürekli küçük gördüğünü, toplum içerisinde küfür ve hakaret ettiğini, davalının manevi yokluğun yanında olmadığı gibi maddi durumunun iyi olmasına rağmen maddi olarak da davacının hiç bir zaman yanında olmadığını, evliliğin çekilmez hale geldiğini, müşterek çocuklar için evliliği devam ettirmeye çalıştığını, davalının geceleri başka yatakta uyuduğunu, davacıyı aldattığını, aynı iş yerinde çalıştığı bir kadın ile 1 senedir ilişki yaşadığını, davalının evlilik yüzüğünü çıkartarak, birlikte olduğu kadın ile tekrar yüzük taktığını, çocuklarına karşı da alakasız olan davalının mesai...

              UYAP Entegrasyonu