Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, kadın lehine hükmedilen nafakalar ve iştirak nafakası yönünden; davalı kadın tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece kabul edilen kusurlu davranışları yanında davacı erkeğin eşine karşı hakaret ve tehdit içeren davranışlarda bulunduğu, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, ancak yapılan yargılama ve toplanan delillerden mahkemece kabul edilen diğer kusurlu davranışlar da dikkate alındığında boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların yine de eşit kusurlu olduklarının anlaşılmasına göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve...
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle tarafları barıştırmak için gelen davalı kadının ailesine ve davalı kadına biber gazı sıkan, annesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kalan davacı kocanın, eşini tehdit eden davalı kadına göre daha ziyade kusurlu olduğunun ve Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşullarının oluştuğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17.09.2013 (salı)...
(Muhalif) KARŞI OY YAZISI Davalının eşine hakeret etmesine karşılık kocanın birlik görevlerini yerine getirmediği, ailesinin evlilik birliğine haksız müdahalesine karşı çıkmadığı ve birlikte yaşamaktan kaçındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda her iki tarafda kusurlu olmakla birlikte; eşine göre davacı koca ağır kusurludur. Belirlenen kusur durumu, talebine engel olmadığına göre; davalı kadının maddi tazminat talebinin kabulü ile kendisine uygun miktarda maddi tazminat takdir edilmesi gerekirken reddi isabetsiz olmuştur. Hükmün diğer bölümleri onanmakla birlikte, sadece bu yönden bozulması gerektiğini düşünüyorum. 2-CÇ/HA/UP...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yapılan soruşturma ve toplanan delillere ve özellikle davacı erkek tarafından tanık olarak bildirilen annesinin beyanında tarafların dava açıldıktan sonra da birarada aynı evde yaşadıkları ve geceleri kendi odalarında kaldıkları, tebligatların davalıya tarafların müşterek konutunda bizzat yapıldığı ve sosyal inceleme raporununda taraflar birarada müşterek konutta iken düzenlendiği anlaşılmış, böylelikle; davacı erkeğin, davalı kadının kusurlu davranışlarından sonra evlilik birliğine devam ettiği, dolayısıyla davacı erkeğin eşinin bu davranışlarını affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı anlaşılmaktadır....
TMK'nın 195. maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı Yasa'nın 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK m. 186/son)....
TMK.nun 195. maddesi uyarınca, evlilik birliğinden ... yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Hakim, gerektiği takdir de eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197. maddesine göre de, eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği ve ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Hakkari Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/7 D.İş sayılı kararında, bu davadan önce 13.05.2009 tarihinde davalının davacıya müşterek haneye dönmesi için ihtar gönderdiği anlaşılmaktadır. Davacı ayrı yaşamakta haklı olduğuna dair anne ve babasını tanık olarak dinletmiş, onlar “davalının ilgisizliği ve sadakatsizliği” konusunda görgüye dayalı olmayan soyut beyanlarda bulunmuşlar, davalının babası da tanık olarak bu beyanların aksine bilgi vermiştir....
Mahkemece davanın reddine dair verilen karar Dairemizce 9.11.2009 tarihinde bozulmuş karar düzeltme talebi reddedilmiş; 27.10.2010 tarihinde dava tarihinden itibaren aylık 750 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının temyiz itirazları yerinde değildir. 2- TMK.nun 195. mddesi uyarınca evlilik birliğinden ... yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşer ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birisinin istem, üzerine kanunda öngörülen önlemeri alır. Aynı yasanın 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir....
Evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isleyebilirler (TMK. md. 195/1). Toplanan delillerle, davacı (kadın)'ın bu yönde bir isteminin bulunmadığının anlaşıldığı gibi, davalı (koca)'dan ve onun ailesinden kaynaklanan bir geçimsizliğin varlığı da ispatlanamamıştır. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....
Mahkemece davanın kabulü ile, aylık 500,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır. .......
Dava, tedbir nafakası talebine ilişkindir. 4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine konunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır. Buna göre davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir....