WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanmaya sebep olan olaylarda, evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmeyen ve eşine ilgi göstermeyen davacının daha ziyade kusurlu olduğunun ve Türk Medeni Kanununun 166/2.maddesi koşullarının gerçekleştiğinin anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 67.20 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.09.2010 (pzt.)...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalının evlilik birliğine ilişkin görevleri yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır....

      Dava, hakimin müdahalesi istemine ilişkindir. Davanın konusu hakimin müdahalesi talebine ilişkin olup dava konusu klima tesisatının dava açılmadan önce söküldüğü, klima tesisatının ise 11.05.2016 tarihli tutanak ile kesildiği iddia edilmekle ilgili klima sökülmüş ise davanın konusuz kaldığı dikkate alınarak konuya ilişkin gerekli incelemeler yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken mahkemece yanlış yorumlanarak eski hale getirilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/09/2018 günü oy birliği ile karar verildi....

        Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davanın itirazın iptali davası olduğu, Kat Mülkiyeti Yasasının 33 . maddesi gereğince hakimin müdahalesi ile onarım yapılmasının istenilmediği, onarım bedelinin ve davacı dairesinde oluşan zararın davalılardan tahsili için icra takibine itirazın iptali dilekçesi olduğu anlaşılmaktadır....

          Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davacı için aylık 400 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, ancak kararın kesinleşmesi sebebiyle nafakanın kalktığı anlaşıldığından, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının, davalının maddi desteğine ihtiyacı bulunması ve daha önce hükmedilen nafaka tarihinden itibaren geçen süre , davalının hastalıkları dikkate alınarak, davacı için aylık 450 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır....

            Dava, ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı davacı eş yönünden tedbir nafakası istemine ilişkindir. 4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.Aynı yasanın, 197.maddesine göre de; Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır....

              Mahkemece; davacının talebi haklı sebebe dayanmadığından, davalınında sabit bir geliri olmadığından, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. 4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır....

                Mahkemece;davacının ayrı yaşamda haklılığı ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, tedbir nafakası talebine ilişkindir. 4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır....

                  Mahkemece toplanan delillere göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve boşanmaya neden olan olaylarda; davacı-davalı kocanın birlik görevlerini ihmal ettiği, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı ve eşini evden kovduğu sabit olmuştur. Bu durumda, yukarıda açıklandığı gibi, davacı-davalı koca ihtarla önceki olaylara dayanma imkanını yitirmiş olduğundan; kusur tamamen davacı-davalı kocadadır. Mahkemece, gerçekleşen bu duruma uygun olarak davalı-davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş olduğunun anlaşılmasına göre; davacı-davalı kocanın tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının uzunca bir süredir müşterek konuttan ayrıldığını, davacının anne ve babasıyla birlikte yaşadığını, bu süreçte ne müşterek evin giderlerine ne de müşterek çocuğun masraflarına katkı sağlamadığını, davacının dava dilekçesinde iddia etmiş oldukları müvekkil davalının ailesinin evlilik birliğine müdahalesi olduğu yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, müvekkil davalının ailesinin evlilik birliğine müdahalesinin söz konusu olmadığını, kızlarıyla her ailenin çocuğuyla görüştüğü çerçevede bir ilişkilerinin bulunduğunu, ancak davacı gerek kendi ailesinin yönlendirmeleri ve gerekse asosyal yapısı itibariyle müvekkilin ailesi ile ilişkilerini sınırlı tuttuğu için müvekkilinin ailesi ile olan ilişkisini müdahale olarak değerlendirdiğini, yine davacının iddialarının tam tersine evlilik birliğine sürekli müdahalede bulunan bizzat davacının anne ve babası olduğunu, tarafların müşterek konutu ile davacının ailesinin ikamet ettiği konutun birbirlerine...

                    UYAP Entegrasyonu