DAVA Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; kadınla yaklaşık 14 yıldır ayrı olduklarını, iki kere boşanma davası açtığını her iki dava hakkında da açılmamış sayılmasına karar verildiğini, birbirleriyle anlaşmadıklarını, aile baskısıyla evlendiklerini iddia ederek davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı kadın cevap dilekçesi sunmamıştır. III....
Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma ve fer'ileri istemine ilişkindir. TMK.nun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve davalının az da olsa kusurlu bulunması gerekir. İlk derece mahkemesince evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına davalı kadın eşin "evlendikten sonra pişman olduğu ve gitmek istediği şeklinde sözler söylediğinden evlilik birliğine karşı olan yükümlülüğünü ihlal etmek" suretiyle sebebiyet verdiğinden kadın eşin az da olsa kusurunun ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosyaya uygun değildir....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ : 19/02/2015 NUMARASI : 2014/245-2015/64 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı erkek tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece; "evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, bu sonuca davalı-davacı erkeğin ağır kusurlu davranışlarıyla ulaşıldığı" gerekçesiyle; erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına" karar verilmiş, kadın lehine maddi tazminat ve nafakaya hükmedilmiştir. Davalı-davacı erkeğin mahkemece belirlenen kusurları sabit ise de; davacı-davalı kadının da eşine şiddet uyguladığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından davanın zinadan kabul edilmemesi ve tazminatların miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak görülen boşanma davasında ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince “Davalı erkeğin sadakatsiz olduğu” gerekçesiyle davanın kabulüne ve ferilerine hükmedilmiştir. Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. ve 166/4. maddesi uyarınca ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenlerine dayalı olarak açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince, taraflar arasında ortak yaşamın kurulduğundan bahisle, davanın reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davacı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesi, davacı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması (m. 166/1) hukuki nedenine dayalı talebinin incelenmediğinden bahisle, istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. Hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemenin "Taraflar arasındaki geçimsizliğin yasada tanımlanan şiddetli geçimsizlik tanımına uyduğu, tarafların boşanmada karşılıklı kusurlarının bulunduğu, evlilik birliğinin devam ettirilmesinde hukuksal yarar olmadığı" gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, 9 numaralı daire üzerine konulan aile konutu şerhinin kaldırılmasına, 200.000.000 TL. tedbir nafakasının davacıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, yoksulluk nafakası, manevi tazminat, gayrimenkulün iadesi ve 5000 USD'nin iadesine ilişkin talebin reddine dair verdiği karar, Özel Dairece yukarıda belirtilen nedenle bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; evlilik birliğinin, müşterek hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı noktasındadır....
gittiğini, kendisine harcadığı zamanı aile için harcamadığını, hatta davalının ortak kızları olan ve okulu birincilikle bitiren Yaren Güner İç'in mezuniyet törenine gelmediğini, o tarihte Ukrayna’ya gezmeye gittiğini, zamanın çoğunu işine ve kendine ayıran davalı kontrollü ekonomik katkı dışında müvekkile ve çocuklarına yeterli zaman ayırmadığını, davacıya psikolojik, ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığını belirterek, davalının kusuru sebebiyle TMK 166/1 gereği evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuk Hazan İç'in velayetinin müvekkil anneye bırakılmasına, ortak çocuk Hazan İç için dava tarihinden itibaren tedbiren 4.000,00....
Hukuk Dairesi'nin 2021/7019 Esas sayılı 26/01/2022 tarihli ilamı) Dava dosyası içeriğine ve dosyadaki yazılara göre; kadının, ilk derece mahkemesince kabul edilen kusurlarının tamamının tanık anlatımlarından ve dosyaya ekli diğer belgelerden anlaşıldığı üzere gerçekleştiği, kadının kusurunun güven sarsıcı davranışlar sergilemek olduğu, erkeğin ise, eşine hakaret içerikli konuştuğu, bu şekilde evlilik birliğinin mahkemece kabul edilen kadının ağır kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı, buna göre her iki davanın da kabulü ile kadının boşanmanın ferisi yönünden taleplerinin reddinde bir usulsüzlük bulunmadığı, anlaşılmıştır....
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı eş mahkememizce ağır kusurlu olarak görülmüş olup, davacı eş evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ağır kusurlu davranışlarıyla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet vererek davacı kadının mevcut ve beklenen menfaatleri zedelendiği, davalı eşin maddi imkanlarından faydalanamayacağı dikkate alınarak, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve davalının kusurunun ağırlığı dikkate alınarak davalı/karşı davacı kadının maddi tazminat talebi kısmen kabul edilmiştir. Manevi tazminat açısından: TMK 174/2.maddesinde "boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir" şeklinde belirtilmiştir. Davacı erkeğin davalı kadına fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmakla; kadının kişilik hakkı saldırıya uğramıştır. Tüm bu nedenlerle davacı kadının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan boşanma davasında (TMK m.166/1) davacı taraf; hükmedilmeyen vekalet ücreti ve tedbir nafakaları yönünden, davalı taraf; kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....