Ana ve birleşen dava; boşanma (evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma (çekişmeli)) istemine ilişkindir....
DAVA Davacı kadın dava dilekçesinde ve vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve küfürleri olduğunu, kadının namusuna dil uzattığını, eşine namaz kıldığı için hakaret ettiğini, sorumluluklarını yerine getirmediğini, eşi ve çocukları ile ilgilenmediğini, ihtiyaçları karşılamadığını, ufak konulardan tartışma çıkardığını, eşinin ailesine hakaret ettiğini, hırsızlıkla suçladığını ve en son olayda çocuklar arasındaki kavgadan dolayı kadını sorumlu tuttuğunu iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve kadın lehine boşanmanın fer'îlerine hükmedilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle, evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin evlilik birliğinin sarsılmasında tarafların eşit kusurlu oldukları yönündeki tespiti usul ve yasaya aykırı olup kabulünün mümkün olmadığını, taraflar arasındaki evlilik birliği davalı erkeğin ağır kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını, davalının evlilik süresince müvekkiline sevgi ve ilgi göstermediğini, şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, müvekkilini aşağıladığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, güven kırıcı davranışlarda bulunduğunu, müşterek konutu uzun süreler terk ettiğini ve bu sürelerde ne müşterek konutun ne de müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, müvekkilini ailesi ile görüştürmediğini, kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğunu, müvekkili ise bugüne kadar evliliğini devam ettirebilmek için elinden gelen tüm gayreti gösterdiğini, sabırla eşinin eve dönmesini beklediğini, ancak davalı taraf müvekkilinin sabır ve çabalarını sonuçsuz bıraktığını...
Mahkemece; "Yapılan yargılama sonunda davacı ile davalı tarafça kabul ve beyan edilen dava dilekçesine ekli protokolde bildirilen boşanma talebi, nafaka, velayet, kişisel ilişki tesisi, maddi ve manevi tazminat hususları mahkememiz tarafından uygun görülmüş, 4721 sayılı TMK'nın 166/3 maddesi gereği evlilik bir yıldan fazla sürmüş olduğundan evlilik birliği temelden sarsılmış sayılarak, tarafların evlilik süresince anlaşamadıkları evlilik kurumundan beklenen faydanın bu evlilik açısından kalmadığı anlaşıldığından protokol gereğince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına" şeklindeki gerekçe ile "Davanın kabulüne" karar verilmiştir. Davacı ve davalı istinaf başvuru dilekçelerinde özetle; aile birliğinin bozulmaması ve boşanma kararının iptali için yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanunyolu başvurusunda bulunmuşlardır....
Mahkemece; "Dava Türk Medeni Kanunu'nun 166.maddesinde düzenlenen "Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma ile velayet ve nafaka taleplidir. TMK 166.Maddesine Göre: Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir. Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır....
Somut olayda, ilk derece mahkemesince davalı-davacı erkeğin evlilik birliğinden ... yükümlülüklerini yerine getirmediği, eşine hakaret ..., şiddet uyguladığı bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurlu olduğu gerekçesiyle karar verilmiş olup, davalı-davacı erkek tarafından bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığından, ilk derece mahkemesince davalı-davacı erkeğe yüklenen kusur istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Bölge adliye mahkemesi kararında da açıklandığı üzere, davacı-davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurlu olduğu hususu ise ispat edilememiştir....
Anılan maddenin birinci fıkrası gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için başlıca iki şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir. İlki, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, diğeri ise ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunmasıdır. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş bir çok konuda evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime taktir hakkı tanımıştır. Dolayısıyla olayın özellikleri, oluş biçimi, eşlerin kültürel sosyal durumları, eğitim durumları, mali durumları, eşlerin birbirleri ve çocukları ile olan ilişkileri, yaşadıkları çevrenin özellikleri, toplumun değer yargıları gibi hususlar dikkate alınarak evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı tespit edilecektir....
, bu yönden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı açılan davanın sübut bulmadığından reddine karar verilmiştir....
TMK’nun 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olması sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. 4721 s. TMK’nun 166/1. ve 2. maddesinde; “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.” şeklinde hüküm altına alınmıştır. 4721 s. TMK’ nun 166/1. maddesi ile ilgili boşanma davasında sadece evlilik birliğini temelinden sarsan bir olayın varlığını kanıtlamak yeterli değildir....
Anılan madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için başlıca iki şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir. İlki, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, diğeri ise ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunmasıdır. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü; somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş bir çok konuda evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime takdir hakkı tanımıştır. Söz konusu hüküm uyarınca evlilik birliği, eşler arasında ortak hayatı çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsılmış olduğu takdirde, eşlerden her biri kural olarak boşanma davası açabilir ise de, Yargıtay bu hükmü tam kusurlu eşin dava açamayacağı şeklinde yorumlamaktadır. Nitekim benzer ilkeye HGK’nın 04.12.2015 gün ve 2014/2-594 E., 2795 K. sayılı kararında da değinilmiştir....