Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; boşanma (evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma istemine ilişkindir. Tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırılması için ilgili kolluğa yazı yazılmış olup, yazı cevabında davacı kadının hiç bir gelirinin olmadığı, çocuğu ile birlikte babasının evinde kaldığı, kendisine ait hiç bir mal varlığının olmadığının, davalı erkeğin aylık gelirinin 2.825,00.-TL olduğunun, otorduğu evin akrabalarına ait olduğunun, kira ödemediğinin, babası ve annesi ile birlikte yaşadığının, üzerine kayıtlı herhangi bir mal varlığının bulunmadığının bildirildiği anlaşılmıştır....

Mahkemece; boşanma davasının kabulüne ilişkin olarak "Davacı ile davalı arasında kurulan evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, tarafların ayrı yaşadıkları, bundan sonra bir araya gelerek evlilik birliğini yürütemeyecekleri, evlilik birliğinin fiilen bittiği ayrıca kurulan evlilik birliğinin bundan son taraflara ve topluma bir fayda sağlamayacağı tüm dosya kapsamı ve alınan tanık beyanlarıyla da sabit olmakla açılan davanın kabulüne" şekilde yetersiz gerekçe ile hüküm kurulmuş, ziynet alacağının kabulüne yönelik hüküm gerekçesinde ise hiç değerlendirme yapılmamıştır. Denetime olanak verecek şekilde deliller tartışılarak ret ve üstün tutma sebepleri gösterilmemiş, vakıalarla ilgili herhangi bir tespitte de bulunulmamıştır. Hükmün hangi delillere dayanılarak verildiği, hangi olayların sabit olduğu ve tarafların kusur durumu ilişkin vakıalar kararda belirtilmemiştir....

    İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalının kusurlu olduğu belirlenmek suretiyle davanın boşanma talebi yönünden kabulü ile tarafların TMK. 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, davacının ziynet eşyası talebi yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davacının maddi tazminat talebinin feragat nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davalı erkek vekilince istinaf edilmiştir....

    Mahkemece; "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafların bizzat duruşmada alınan boşanma ve sonuçlarına ilişkin aynı yönde beyanları ve bu yönde karar verilmesi istekleri, davacı ve davalı tarafın aralarında imzaladıkları 29/04/2021 havale tarihli anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda anlaştıkları doğruladığından, boşanma ve ferilerine ilişkin anlaşmadıkları bir hususun bulunmadığı tespit edilmiş, tarafların boşanma ve ferilerine ilişkin her hususta anlaştıklarına dair beyanları, TMK.nun 166/3 maddesi gereğince ve evlilik süresi de dikkate alınarak, tarafların bir araya gelmelerinin mümkün olmayacağı değerlendirildiğinden, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabulü ile davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmiş, tarafların birbirlerinden karşılıklı olarak maddi ve manevi tazminat, tedbir, yoksulluk, katılma payı, eşya ve evlilik birliğinin sona ermesinden kaynaklı sair herhangi bir alacak talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına...

    HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin gerek boşanma, gerekse ziynet eşyası yönünden istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Harçlar yasası uyarınca ziynet eşyası yönünden alınması gereken 1.619,63.-TL.den davalı tarafça peşin olarak yatırılan 404,00.-TL.nin mahsubu ile bakiye 1.215,63....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2018/330 ESAS - 2020/182 KARAR DAVA KONUSU : EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMA,ZİYNET EŞYASININ İADESİ KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkiline karşı şiddet uyguladığını, eziyet ettiğini, ağır hakaretlerde bulunduğunu, çocuklarına ve müvekkiline karşı sorumsuz ve ilgisiz davrandığını, bu nedenle taraflar arasında evlilik birliğinin kalmadığını belirterek, tarafların şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin davacı anneye verilmesine, 30.000,00.-TL maddi, 50.000,00,-TL manevi olmak üzere toplam 80.000,00.-TL tazminatın davacı müvekkiline ödenmesine, çocuklar için toplam 1.000,00.-TL, davacı müvekkili için 650,00....

    Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin davalı kadından kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır....

    Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan yine böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarın Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğinin devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonra da madem ki birlik artık sarsılmış diyerek boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir....

      Asıl dava, TMK’nın 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeni ile boşanma, ferileri ve ziynet alacağı, birleşen dava ise TMK’nın 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeni ile boşanma ve ferilerine ilişkindir....

      I hükmü kusur yerine evlilik birliğinin onarılmaz biçimde sarsılmasını temel aldığından kusurlu tarafa da boşanma davası açma hakkı verilmiş ise de Yargıtay, bu değişikliği tam kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek görüşündedir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. (Bkz. Ömer Uğur Gençcan, Boşanma, Tazminat ve Nafaka Hukuku, sayfa 386) Söz konusu TMK 166/1 hükmü uyarınca evlilik birliği, eşler arasında ortak hayatı çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsılmış olduğu takdirde, eşlerden her biri kural olarak boşanma davası açabilir ise de, Yargıtay bu hükmü tam kusurlu eşin dava açamayacağı şeklinde yorumlamaktadır. Çünkü tam kusurlu eşin boşanma davası açması tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır....

      UYAP Entegrasyonu