GEREKÇE : Davacı kadın tarafından 22/06/2017 tarihinde, zina (TMK m.161) olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı boşanma davası açılmıştır. Davalı erkek tarafından süresi içerisinde verilen cevap dilekçesi ile boşanma talebi kabul edilmiş, davacının maddi taleplerinin ise reddine karar verilmesi istenmiştir. İlk derece mahkemesince davacının zina (TMK m.161) hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların TMK’nın 161.maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiş, kararın gerekçesinde de; boşanmaya neden olan olaylarda davalının zina eylemi nedeniyle tamamen kusurlu olduğu belirtilmiştir. Bahse konu bu karar davalı erkek tarafından yukarıda belirtilen sebeplerle istinaf edilmiştir. Dava, özel sebebe (TMK m. 161) dayanmaktadır....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalının, davacıyı bıçakla kovaladığına dair davacı tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu gibi, davalı tanığı Fatmagül’ün beyanı ve Giresun Aile Mahkemesinin 2010/387 esas sayılı dosya kapsamından, bu olaydan sonra tarafların belirli bir süre birlikte yaşadıkları, bu olayın davacı tarafından affedildiği, en azından hoşgörü ile karşılandığı anlaşılmaktadır. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, haklı bir sebep olmadan birlikte yaşamaktan kaçınan, birlik görevlerini yerine getirmeyen ve sadakat yükümlülüğünü ihlal eden davacı erkek eş tamamen kusurludur. Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır....
Boşanmaya neden olan olaylarda kusursuz bulunan davacının mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelendiğinden, TMK 174/1 maddesi gereğince tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile evlilik süreleri dikkate alınarak davacı lehine 15.000,00.-TL maddi tazminata hükmedilmiştir....
Dava ve karşı dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanılarak açılan boşanma istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiş, davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.” hükmünü taşımaktadır. 13. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü, somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş olması nedeniyle evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime çok geniş takdir hakkı tanımıştır. 14. Söz konusu hüküm uyarınca evlilik birliği, eşler arasında ortak hayatı çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsılmış olduğu takdirde, eşlerden her biri kural olarak boşanma davası açabilir ise de, Yargıtay bu hükmü tam kusurlu eşin dava açamayacağı şeklinde yorumlamaktadır. Çünkü tam kusurlu eşin boşanma davası açması tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır....
Bölge adliye mahkemesince "Kadın tarafından sadakatsizlik vakıasına dayanılmadığı halde mahkemece bu yönden erkeğe kusur yüklenmesi doğru değilse de, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşine karşı fiziksel şiddet uygulayan erkek tam kusurludur" gerekçesiyle davalı erkeğin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesince davalı erkeğin istinaf talebinin kusur belirlemesine yönelik kısmen kabulü kanaatine varıldığı halde hüküm kısmında davalının istinaf talebinin tümden reddine karar verilmek suretiyle gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılmıştır. Gerekçe ve hüküm arasında yaratılan bu çelişki tek başına bozma sebebi oluşturduğundan, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerekmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/718 KARAR NO : 2021/787 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : VAKFIKEBİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/05/2021 NUMARASI : 2021/217 ESAS - 2021/376 KARAR DAVA KONUSU : EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMA (ANLAŞMALI) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 1996 yılında evlendiklerini, müşterek 3 reşit çocukları olduğunu, aralarında sevgi ve saygı kalmadığını, aile birliğinin sonlandığını, tekrardan bir araya gelemeyeceklerini belirterek, ekli olarak sundukları anlaşma protokolü doğrultusunda boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Asıl ve karşı dava; TMK 'nın 166/1- 2. maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma talebine ilişkindir....
DAVA TARİHİ : 20.01.2020 KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırşehir 2. Aile Mahkemesi SAYISI : 2022/263 E., 2022/436 K. Taraflar arasındaki pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebine ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı asıl dava ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı karşı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki tarafın evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, velayet ve müşterek çocuk için hükmedilen nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacı erkeğin, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, birlik görevlerini ihmal ettiği ve sadakate aykırı davranışlarda bulunduğu; davalı kadının ise bir kusurunun kanıtlanamadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır....