AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/03/2020 NUMARASI : 2019/415 ESAS 2020/235 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli) KARAR : Van 1.Aile Mahkemesinin 2019/415 Esas-2020/235 Karar sayılı dava dosyasında verilen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemli davanın kabulüne dair karara karşı, davalı kadın vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyanın yapılan incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların 22/11/2012 tarihinden beri evli olup, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının bulunmadığını, tarafların severek evlenmelerine rağmen, evlendikten kısa süre sonra aralarında fikren ve ruhen anlaşamamalarından dolayı geçimsizlik başladığını, bu duruma davalının kusurlu hareketleri eklenince evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve tarafların uzun süredir ayrı yaşadıklarını, evlilik birliğinin...
Mevcut olayda; taraflar 12.03.2013 tarihinde evlenmiş, davacı erkek 28.02.2014 tarihinde Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması, hukuki sebebine dayanarak boşanma isteminde bulunmuştur. Erkek eş boşanma sebepleri arasında "Davalı bakire değil" vakıasına da dayanmıştır. Tarafların sadakat yükümlülüğü evlilik birliğinin kurulmasıyla başlar (TMK m. 185). Davalı kadının evlilik öncesi cinsel ilişki yaşamış olması (bakire olmaması) boşanma davasında davalı kadın için kusur oluşturmaz, ancak koşulları var ise evliliğin nisbi butlan ile iptaline (TMK md. 149) davasına konu olabilir.Davalı kadına "nafakanı yiyecem, imam nikahlı bir eş alcam, senin namusun başkasına gidecek" şeklinde sözler söylediği, kusur olarak yüklenilmişse de mahkemece hukuka aykırı olarak elde edilmiş ses kaydına dayanarak davalı kadına kusur yüklenemez. Açıklanan sebeplerle boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun olduğunun ispat edilmiş olması gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Tarafların 2009 tarihinde evlenip bu evliliklerinden müşterek iki çocuklarının olduğu, davacı tarafın evlilik birliğinin temelinden sarsıldığından bahisle boşanma talepli mevcut davayı açtığı, davalı tarafın açılan davanın reddini talep ettiği, TMK'nun 166/1- 2 maddesi gereğince boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının sabit olması ve bu duruma neden olan olaylarda az da olsa davalının kusurlu olması gerektiği, davacının, dava dilekçesinde belirttiği sebeplere ilişkin olarak evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığına ve davalının kusurlu olduğuna dair herhangi bir delil sunmadığı, davanın sübut bulmadığı anlaşılmakla davanın reddine" karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
Davalı-karşı davacı erkek vekilinin; erkeğin reddedilen evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davası ve kusur tespitine yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; Mahkemece "davalı-karşı davacı koca olan Fatih Tükenmez'in eşine karşı fiziki şiddet, sözlü şiddet ve aşağılama içeren davranışlarının olduğu bu konudaki şiddet olayından sonraki samimi ve inandırıcı tanık anlatımları ve küçük torununun şiddet konusunda ki tanıklığı göz önüne alınarak Fatih'in ağır kusurlu olduğu ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tamamen kusurlu bulunduğu bu bağlamda davacı karşı davalı Fatma'nın evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasının kanıtlandığı buna karşılık davalı karşı davacının evlilik birliğinin temelinden sarsılması yönündeki karşı davasındaki iddiaların soyut nitelikte olduğu ve dosya içeriği ve tanık içeriğine göre kanıtlanmadığı, kadının pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma davasında ise toplanan delillere göre zulüm...
davacı erkek ve davalı kadının eşit kusurlu oldukları kanaatine varılmıştır.Ayrıca davacı ile davalının uzun zamandır ayrı yaşadıkları dosya kapsamındaki bilgi, belge ve tanık beyanlarından evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının sabit olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu bu halde taraflar arasında birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olmakla bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık mümkün görülmemesi ve evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yarar kalmamış olması sebebi ile davacı erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma davası ile fer'ileri, karşı dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma davası ile fer'ileri ve ziynet eşya alacağı istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır....
Maddi tazminat açısından: TMK 174/1.maddesinde " Mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir miktar maddi tazminat isteyebilir."şeklinde belirtilmiştir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı eş mahkememizce ağır kusurlu olarak görülmüş olup, davacı evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ağır kusurlu davranışlarıyla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet vererek davalı kadının mevcut ve beklenen menfaatleri zedelendiği, davacı eşin maddi imkanlarından faydalanamayacağı dikkate alınarak, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve davalının kusurunun ağırlığı dikkate alınarak davalı kadının maddi tazminat talebi kısmen kabul edilmiştir....
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından erkeğin kadına hakaret suçundan mahkum olduğu, bu şekilde bu davanın ispatlandığı ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı anlaşılmakla, davacı-davalı kadının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açmış olduğu davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davacı erkek gerek zina gerekse evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açmış ise de kadının zinasını hiçbir delil ile ispatlayamadığı gibi tanık beyanlarının yetersiz olduğu, bu nedenle zina nedeniyle açılan boşanma davasının reddine, erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açtığı boşanma davasında ise tüm dosya kapsamında, kadının şiddet gördüğü hakarete uğradığı, eşine karşı herhangi bir kusurlu davranışın olmadığı anlaşılmakla evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan bu boşanma davasının reddine, tarafların velâyete tabi ortak çocuklarının velâyetinin anneye verilmesine...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan boşanma davasında (TMK m.166/1) davacı taraf, kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkin (TMK m.166/1) eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; Mahkemece delillerin toplandığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığı sabit olup mahkemenin ret gerekçesinde isabetsizlik yoktur. Sonuç olarak; İlk Derece Mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davacı tarafın istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına ve ferilerine hükmedilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur. III....