Madde gereğince tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak 250,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesi ile; "A)Asıl davanın KABULÜ ile; tarafların EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMALARINA, B)KARŞI DAVANIN KABULÜ İLE, tarafların EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMALARINA, Yargılama sırasında takdir edilen tedbir nafakasının davacı - karşı davalı eş için dava tarihinden işlemek üzere 250,00- TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına,karar kesinleşmesinden sonra aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davacı - karşı davalının ziynet eşyalarına yönelik talebinin kabülü ile; 5 adet bilezik 22 ayar 20'şer gram 12.000 TL 1 adet 22 ayar set takımı 30 gram 4.200 TL olmak üzere belirtilen ziynet eşyalarının aynen bu mümkün olmadığında toplam 16.200,00- TL ziynet bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi...
İlk Derece Mahkemesince erkeğin ve kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının zina sebebine dayalı boşanma davasının reddine ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller kapsamında; kadının tam kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiştir. Evlilik birliği, eşlerin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa boşanmaya karar verilebilir. Yapılan soruşturmaya, toplanan delillere göre; kadının ilk derece mahkemesince belirlenen ve yukarıda belirtilen kusurlarının gerçekleştiği, davalı kadının tam kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verilen olaylarda kadın tam kusurlu olup, erkek açısından TMK'nın 166/1. maddesi şartlarının oluştuğu, usulüne uygun olarak süresinde ileri sürülmediği halde istinaf dilekçesinde dile getirilen kusurların davacıya yüklenmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır....
Gerçekleşen bu durumda, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı-davacı kadın ağır, davacı-davalı erkeğin az kusurlu bulunması nedeniyle davalı-davacı kadının boşanma davasının kabulünde bir yanlışlık görülmemiş, davacı-davalı erkeğin bu yöne ve aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmeyerek, boşanma kararının gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerekmiştir. 2-Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı-davacı kadın ağır kusurlu olduğu ve Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi koşulları lehine oluşmadığı halde, davacı-davalı erkeğin ağır kusurlu olduğundan bahisle, davalı-davacı kadın lehine maddi ve manevi tazminata karar verilmesi doğru değildir. 3-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini...
Hukuk Dairesi'nin 25/04/2017 tarihli 2016/9710 Esas sayılı ilamı) Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin davalı kadından kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;Taraf beyanları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve buna neden olaylarda az da olsa davalının kusurunun bulunduğunun subut bulmasının gerektiği, oysa dinlenen davacı kocanın tanıklarının sözlerinin bir kısmı TMK 166/1 maddesinde yer alan evlilik birliğinin temelinden sarsılması durumunun kabule elverişli olmayan beyanlar olup bir kısmı ise sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olup davacının davasının subutuna yeterli olmadığı, ayrı yaşamanın ve barışma girişiminin kabul edilmemesinin tek başına tarafa yüklenebilecek kusur olmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı kadına atfı kabil kusur bulunmadığı ve mahkememizce evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı yönünde...
Aile Mahkemesinin 2018/1059 Esas sayılı dosyasında davalı kocanın davacı kadının annesine telefonla tehdit mesajları gönderdiği, bu konuda tanık Özgenur'un iddiayı doğrular beyanlarının bulunduğu, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiği" gerekçesiyle erkeğin; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) ve zina (TMK md. 161) nedenlerine dayalı boşanma davaları, erkeğin birleşen; zina (TMK md. 161) nedenine dayalı boşanma davası ile kadının birleşen; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin birleşen; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davasının ispat edilemediğinden reddine karar verilmiş ise de, toplanan delillerden; kadının birleşen davaya (Antalya 12....
EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASITEMYİZ EDİLEBİLEN KARARLAR 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 166 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan boşanma davasında, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi hükmüne göre, en az bir yıl sürmüş evliliklerde eşlerin birlikte başvurması yada bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır....
Mahkemece, davacı erkeğin HMK'nın 119/1-e ve f ile 194. maddeleri uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması sonucunu doğuracak vakaları kanıtlamaya elverişli şekilde somutlaştırıp ispata yarayan delil sunmadığından ve mevcut durum itibariyle de davalının kusurlu bir davranışı sebebiyle evlilik birliğinin ortak hayatın sürdürülmesini olanaksız kılacak biçimde temelinden sarsıldığı sonuç ve kanaatine varılamadığı gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, erkeğin beş yıldır Kazakistan ülkesinde çalıştığı ve daha önce erkek tarafından açılıp reddedilen ve 02.02.2010 tarihinde kesinleşen boşanma davasından sonra tarafların biraraya gelmediği sabittir. Davada TMK m. 166/son şartları oluşmuştur. O halde davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından karar verilmesine yer olmadığı hükmü, kusur belirlemesi, maddi tazminat ve nafaka yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma isteminden ibarettir. İlk derece mahkemesince davanın niteliği hatalı değerlendirilerek TMK m.166/4 uyarınca boşanma hükmü tesis edilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararına karşı davacı erkek tarafından kusur tespiti ile aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminat miktarları yönünden, davalı kadın tarafından ise davanın kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur....