Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

konutun ve çocukların ihtiyaçlarını karşıladığını, davalının müvekkili ile konuşmadığını, davalının müvekkilini görmezden geldiğini, davalının müvekkiline güleryüz göstermediğini, müşterek çocukları Sadullah'ın 2010 yılında vefat ettiğini, müvekkilinin davalıya ne olduğunu sormasına rağmen müvekkiline davalının cevap dahi vermediğini, davalı ile müvekkilinin uzun süredir ayrı yaşadığını, evlilik birliğinin davalının kusurlu hal ve hareketleri nedeniyle temelinden sarsıldığını, tarafların temelinden sarsılmış bu evliliği tekrar bir araya gelerek devam ettirmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın kabulü ile müvekkili ile davalının boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Yine Türk Medeni Kanunu'nda evlilik birliğinin sarsılması başlığı altında; “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir(TMK m.166/1-2)” şeklinde genel boşanma sebebi yer almaktadır. Türk Medeni Kanunu'nda fiili ayrılık adı altında özel/ayrı bir boşanma sebebi ise düzenlenmemiştir. Ancak olayın özelliğine göre, çok uzun süreli fiili ayrılıkların, genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1-2) hukuki sebebiyle açılmış davalarda değerlendirilmesi gerekir. Buna engel olacak yasal bir düzenleme yoktur....

    İSTİNAF BAŞVURUSUNDA GÖSTERİLEN NEDENLER: Davacı vekili 08/05/2020 tarihli istinaf dilekçesi ile özetle, davacı vekili dava dilekçesindeki iddialarının tekrarla davacının ikinci evliliği rıza göstermediğini, davalının da davacıyı tehdit ederek bu duruma katlanmaya zorlandığını, davalının hakaretler ve küfürlerinin ve uyguladığı şiddet nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarstığını ve tam kusurlu olduğunu, düğünde takılan takılara davalı ve ailesinin el koyduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve istemlerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir. HUKUKİ SEBEP, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma ve ferileri ve ziynet eşyasının iadesi istemine ilişkindir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin, eşine hakaret ettiği, tehdit ettiği, bu haliyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve tarafların ortak hayatı sürdürmelerinin kendilerinden beklenemeyeceği ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkek eşin yapmış olduğu eylemlerin neden olduğu, davalı erkeğin tanık dinletmediği ve iddialarını ispatlamak için dosyaya herhangi bir belge ibraz etmediği, davacı kadına kusur izafe edilmediğinden erkeğin davasının reddine, kadının davasının ise kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden tarafların mali durumları, paranın satın alma gücü, ekonomik koşullar, hakkaniyet ilkesi göz önüne alındığında ......

      Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince; her iki davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla; kadının davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, velâyet ve kişisel ilişkiye dair yapılan düzenlemede, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı-karşı davacı kadının ağır kusurlu olduğu, kadının maddî-manevî tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinde, her ne kadar davacı-karşı davalı erkek cevaba cevap dilekçesinde; maddî-manevî tazminat talep etmiş ise de; dilekçesinin süresinden sonra verildiği, erkeğin usulüne uygun maddî-manevî tazminat talebi bulunmadığı anlaşılmakla; erkeğin maddî-manevî...

        EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMAKISITLANMA 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 166 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 405 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafından, kendi davası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı-karşılık davalı tarafından açılmış olan boşanma davası, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesinde yer alan evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayanmaktadır. Davacı-karşılık davalının Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesi gereğince kısıtlanmış olması, belirtilen sebebe dayanarak boşanma davası açmasına ve koşulları gerçekleştiğinde bu çerçevede boşanma kararı verilmesine engel değildir. Böyle bir davada davacıda mevcut olduğu belirlenen akıl hastalığının evlenmeye engel nitelikte olup olmadığının araştırılmasına da lüzum bulunmamaktadır....

          Uygulamada, hakaret içeren basit bir kaç sözün evlilik birliğini temelinden sarstığı (TMK m. 166/1-2) kabul edilip eşlerin boşanmalarına karar verilirken, ortalama insan ömrüne göre çok uzun süre fiilen ayrı yaşayan eşlerin evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığını kabul etmek ve boşanma davalarının reddine karar vermek, yasanın amacına uygun olamaz. Yıllarca ayrı yaşayan eşleri, kanun zoruyla bir araya getirmek de mümkün değildir. Kuşkusuz, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK m. 166/1-2) açılan boşanma davalarında eşlerin kusurlu olup olmadıklarını belirlemek zorunludur. Fiilî ayrılıklarda, ayrılığa kimin neden olduğunun, birlikte yaşamaktan kimin kaçındığının, kimin birlik görevlerini yerine getirmediğinin veya eşlerin evlilik birliğini sarsacak başka bir davranışının kanıtlanması durumlarında, kusur belirlemesi açısından sorunun çözümü kolaydır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma K A R A R Dava, evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeni ile boşanma istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

              Somut olayda; davacı tarafça evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemli dava dilekçesinde, taralar arasında sosyal ve kültürel farklılıkların ortaya çıktığı, davalının evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği, bir araya geldiklerinde sıkça kavga ettikleri ve tarafların ayrı yaşamaya başladıkları vakıalarına dayanmıştır....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan boşanma davasında (TMK m.166/1) davalı taraf; kusur tespiti, davacı lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

              UYAP Entegrasyonu