İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının alkol kullandığı, alkollü olarak eve geldiği, eşine hakaret ettiği, ailesine ağır hakaretler ettiği, davacıya fiziksel şiddet uyguladığı, güven sarsıcı davranışlarının olduğu, davalının kusurlu davranışları nedeni ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğu, birleştirilen dava dosyasının açıldığı tarihe kadar davalının davacıya hakaretlerinin ve psikolojik şiddetinin devam ettiği, dava açıldıktan sonra davalının başka kadınla ilişkisi olduğu, tanıkların tarafları uzlaştırma çabalarının sonuç vermediği, her iki tarafın da evlilik birliğini sürdürmek istemediği, davalının tam kusurlu davranışları nedeni ile evlilik birliğinin sarsılmasına neden olduğunun anlaşıldığı, davacı tarafından zina nedeni ile boşanma davası açılmış ise de kanuni şartların gerçekleşmediği, davalı tarafından birleştirilen dava dosyasının derdestlik dava şartı nedeniyle usulden reddine...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 03/03/2020 NUMARASI : 2018/528 ESAS - 2020/145 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; İzmir 7....
CEVAP Davalı-davacı kadın vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin evlenmeden önce çalıştığını, davacı karşı davalının bu evlilik nedeni ile müvekkilinden işten çıkmasını istediğini, kendisinin eve bakabilecek durumda olduğunu söylediğini, müvekkilini işten çıktığını ve işsizlik maaşı almaya başladığını, müvekkilinin evin ve kendisinin bir çok ihtiyacını bu maaşla karşıladığını ve davacı karşı davalıdan para almadığını, müvekkilinin davacının çocuklarına kendi çocukları gibi davrandığını ayrımcılık yapmadığını, davacının müvekkilinin çocuklarına tokat atarak onların psikolojik problemler yaşamasına sebebiyet verdiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını bu nedenle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, 40.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar...
CEVAP Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, küfür ettiğini, sürekli alkol aldığını, lüks harcamalar yaptığını, öfke problemi olduğunu, pavyona gitme alışkanlığı olduğunu, asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına,kadın yararına yasal faizi ile birlikte 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir. III....
DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili ile davalının 2005 yılında evlendiklerini bu evliliklerinden 2 müşterek çocuklarının bulunduğunu, davalı kadının müvekkilini sürekli olarak boşanmak ile tehdit ettiğini, davalı kadının bir erkek ile sürekli telefon görüşmesi yaptığını öğrendiğini, ailelerin araya girmesi ile barıştıklarını, sonrasında davacı müvekkilinin dayısının evde olduğu bir gün davalının bir erkek ile tablet vasıtasıyla görüntülü konuşurken davacı müvekkilinin gördüğünü, davalı kadının delili engellemek amacıyla tabletin kırıldığını, davacı müvekkilinin yaptığı araştırmada davalı kadının üzerine kayıtlı 7- 8 hattın olduğunu, davalı kadının Merzifon CBS'nin 2019/2971 Sor....
CEVAP Davalı- davacı erkek cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle: kadının evlilik birliğinin sarsılmasında ağır kusurlu olduğunu, kıskanç olduğunu, sürekli iş yerine gelerek müdahalede bulunduğunu, Gebze 2. Aile Mahkemesi 2018/447 E. 2019/697 K. Sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını davanın reddedildiğini, barıştıklarını ve birbirlerini affettiklerini eve döndüğünü ancak kadının; evi ve çocukları ile ilgilenmediğini, temizlik yapmadığını, sinkaflı küfürler ettiğini, deterjan bidonu ile kendisine vurduğunu, evlilik birliği yükümlülüklerinden olan sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, çocukları annesine bırakarak gezmelere gittiğini, alkollü olarak iş yerine gittiğini iddia ederek; asıl davanın reddine karar verilmesini, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocukların velayetinin kendisine verilmesini talep ve dava etmiştir. III....
Dolayısıyla evlilik birliği temelinde sarsılmış (TMK m.166/1) ve eşler bu sonuca eşit kusurları ile sebep olmuşlardır. Bu yüzden, taraflardan birinin evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) hukuki sebebiyle açtığı boşanma davasında, şayet çok uzun süreli fiili ayrılık kanıtlanıyorsa boşanmaya karar verilmelidir. Bu arada, TMK'nun 166/son maddesinde belirlenen üç yıllık fiili ayrılık süre şartı da göz ardı edilmeyerek, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabulü için, en az üç yıl ve daha uzun süreli ayrılıkları, “çok uzun süreli fiili ayrılık” olarak kabul etmek gerekir. Eldeki davada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı kadının evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK m.166/1) boşanma davası açtığı, davalının cevap dilekçesi sunmadığı, duruşmalara katılmadığı, mahkemece, fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi olamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflarca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK m. 166/1) dayalı olarak karşılıklı boşanma davaları ikame edilmiş, ilk derece mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kadının tamamen kusurlu olduğu kabul edilerek; kadının boşanma davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile boşanmaya ve feriilerine ilişkin hüküm kurulmuştur....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde; tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, 100.000,00'er TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle davalı-karşı davacıdan tahsiline, ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde şimdilik 300,00 TL'nin yasal faiziyle davalı-karşı davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine 300.000,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminatın davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonunda; asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın tarafından 18.09.2013 tarihinde "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" sebebine dayanılarak açılan boşanma davasına karşı, davalı-karşı davacı erkek tarafından da, eşine karşı zina " (TMK m.161) hukuki sebebine dayalı "karşı boşanma" davası açılmış; davalı-karşı davacı erkek daha sonra 29.12.2014 tarihinde bağımsız olarak açtığı" "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" sebebine dayanan boşanma davası, bu dosya ile birleştirilmiştir. Mahkemece, tarafların boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü ile Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verildiği halde, erkek tarafından açılan "zina" sebebine dayalı karşı boşanma davası hakkında herhangi bir hüküm tesis edilmemiştir. Davalar birleştirilerek görülmüş olsa dahi, her dava bağımsız niteliklerini korurlar ve her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir....