Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

MAHKEMESİ :Çorlu Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Evliliğin İptali Yerel mahkemece; evliliğin feshine karar verilmiş, davalının temyizi üzerine, hüküm; Dairemizin 3.6.2008 ve 2007/14387 esas, 2008/7888 karar sayılı ilamıyla oyçokluğuyla onanmıştır. Davalı vekili, süresi içinde karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Davalı vekili; karar düzeltme dilekçesinde, dairemizin onama ilamında isimleri bulunan Başkan Necdet Gürbüztürk ile Üyeler A. Vehbi Aksoy ve Halim Kayapınar'ı reddettiğini bildirmiştir. Red sebebi olarak; "onama ilamında gerekçe gösterilmediğini, bu durumun Anayasa'nın 141/III. maddesine aykırı olduğunu, reddettiği başkan ve üyelerin temyiz nedenleri üzerinde durmadıklarını ve 5718 sayılı Yasa'nın 58. maddesi hükmünün uygulanması veya uygulanmaması yönünde herhangi bir gerekçe veya düşünce serdetmediklerini, bu durumun hakimin tarafsızlığından kuşkuya düşülmesini gerektiren önemli bir sebep (HUMK.m.29/6) niletiğinde olduğunu" ileri sürmüştür....

    İkinci evliliğin mutlak butlanla batıl olduğu, ilk evliliğin butlan kararı verilinceye kadar ve halen dahi sona ermediği anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın kabulü gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.26.02.2015(Prş.)...

      davalı-davacıya anlattığında davalı-davacının inanmadığını, bu olay nedeniyle tarafların ayrıldıklarını, ancak müvekkilinin ailesinin evliliğin devamı için telkinlerde bulunduğunu, bunun üzerine müvekkilini davalı-davacının da ısrarı ile müşterek haneye yeniden döndüğünü, ancak eve geldiğinde müvekkilinin şahsi eşyalarının toplandığını, yine aralarında bu konuda tartışma çıktığını, kayınvalidenin müvekkiline şiddet uyguladığını, olay üzerine müvekkilinin müşterek haneden ayrılmak zorunda kaldığını, o zamandan beri tarafların ayrı olduğunu, davalı-davacının barışma girişiminde bulunduğunu, ancak ayrı ev olmadığı için müvekkilinin de gitmek istemediğini, hatta tarafların evliliğin devamı için müvekkilin babasının ev kiraladığını, ancak devamının gelmediğini, müvekkilinin tüm ziynet ve çeyiz eşyalarının davalı-davacı tarafta kaldığını, evliliğin bu hale gelmesinde davalı-davacının kusurlu olduğunu belirterek tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000 TL tedbir ve yoksulluk nafakası...

      Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 29.12.2008 gün ve 2008/279 Esas, 2008/501 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Kayden 05.06.1993 doğumlu olup suç tarihinde 14 yaş 11 ay 8 günlük olan mağdurenin sanık ile rızası ile ilişkiye girdikleri daha sonra anlaşarak resmî olarak evlenip iki çocuklarının olduğu ve halen evliliğin de devam ettiği olayda; sanığın duruşmadaki ifadesinde, suç tarihinde mağdurenin 15 yaşından küçük olduğunu bilmediğini, yaşının küçük olduğunu kendisine söylemediğini ifade etmesi, Adli Tıp uygulamalarına göre de bazen kemik yaşının hormon veya beslenme gibi faktörlerin tesiriyle gerçek yaşa göre farklılık gösterebileceğinin de bilinmesi karşısında, TCK.nın 30. maddesi hükümleri yönünden hata halinin mevcut olup olmadığının tespiti için mağdurenin görünüm itibarıyla 15 yaşından küçük olduğunun...

        bilinmesi karşısında, TCK.nın 30. maddesi hükümleri yönünden hata halinin mevcut olup olmadığının tespiti yönünden sanıkla mağdurenin içinde bulundukları sosyal ve kültürel durumları dikkate alınarak, sanığın mağdurenin yaşı konusunda hataya düşmesinin mümkün olup olmadığı araştırılarak ve mahkemenin dosyadaki tüm verilerle birlikte kendi gözlemini de tespit ederek, gerekirse bu konuda bilirkişi incelemesi de yaptırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          yönünden hata halinin mevcut olup olmadığının tespiti için mahkemece gözlem yapılarak, gerekirse bu konuda bilirkişi incelemesi de yaptırılarak mağdurenin görünüm itibarıyla 15 yaşından küçük olduğunun anlaşılıp anlaşılamayacağı, sanığın mağdurenin yaşı konusunda hataya düşmesinin mümkün olup olmadığı araştırılarak sanık ve mağdurenin içinde bulundukları sosyal ve kültürel durumları da dikkate alınıp, dosyadaki tüm verilerle birlikte yapılacak değerlendirme sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            , kemik yaşı olarak 19 yaşını doldurmuş görünümde olduğunu bildirmesi karşısında, TCK.nın 30. maddesi hükümleri yönünden hata halinin mevcut olup olmadığının tespiti için mahkemece gözlem yapılarak, mağdurenin görünüm itibarıyla 15 yaşından küçük olduğunun anlaşılıp anlaşılamayacağı da tespit edilip, sanık ve mağdurenin içinde bulundukları sosyal ve kültürel durumları da dikkate alınıp, sanığın mağdurenin yaşı konusunda hataya düşmesinin mümkün olup olmadığının değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiş ve Dairemizin 05.12.2016 tarihli ilamı ile davacı erkeğin karar tarihinden sonra öldüğü,evliliğin ölümle sona erdiği,davanın konusuz kaldığı ve husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmiş, ölü davacı erkek mirasçısının davaya kusur yönünden devam etme isteğine (TMK m.181) ilişkin dilekçesi temyiz incelemesinden sonra dosyaya bırakıldığı için bu istek hakkında Dairemizce bir değerlendirme yapılmamıştır.Açıklanan sebeple mirasçının karar düzeltme talebinin kabulüne,hükmün davacı erkek mirasçısı tarafından kusur tespiti bakımından davaya devam edilmek üzere de bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

                - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalının gayrıresmi şekilde evlendiklerini, bu evliliğin resmileştirilmesi için tehditle 50.000 TL.lik senet düzenlendiğini, senedin bedelsiz olduğunu iddia ederek senedin hükümsüz olduğunun tespitine ve senedin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, senedin nikah karşılığı değil, ev karşılığı düzenlendiğini savunmuştur....

                  SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple kusur tespiti ve maddi tazminat yönlerinden BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11.03.2015 (Çrş.)...

                    UYAP Entegrasyonu