Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-davalı taraf kusur tespiti, tazminat taleplerinin reddi ve yoksulluk nafakasının miktarına yönelik süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

durumun geldiği endişesi ile eşine ulaşmaya çalışırken, davalının en sonunda müvekkiline, "bitti." şeklinde mesaj gönderdiğini, davalının, evliliğin kendisine yüklemiş olan sevgi, saygı gibi yükümlülüklerini yerine getirmediği, düğün sırasında müvekkiline takılan takıların da davalı tarafından alındığını belirterek, davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müvekkiline 700,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk için 700,00 TL tedbir/ştirak nafakası ile 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini müvekkiline düğün sırasında takılan 5 tane 24 ayar bilezik, altın set, saat, yüzük, küpe aynen müvekkiline iadesine, aksi halde değerinin fazlaya ilişkin hakları kalmak kaydıyla 1.000 TL'nin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir....

"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, 1479 sayılı Yasa kapsamında ölüm aylığının kesilmesine ilişkin kurum işleminin iptali ile kesilen aylığın kesildiği tarihten itibaren devam etmesi gerektiğinin tespiti, aksi takdirde, 22.06.2013 tarihinden önceki ödemeler yönünden kurum işleminin iptali ile iade kapsamının talep tarihinden itibaren 24 ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz geri alınabileceğin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, 1479 sayılı Yasanın 46/2. ve 5510 sayılı Yasanın 54. maddelerine göre; hem babadan, hem kocadan ölüm aylığının hak kazanılması halinde bunlardan fazla olanın alınması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

    Uyuşmazlık konusu işlem evliliğin formalite olduğu ve davacı hakkında yurda giriş yasağı olduğu gerekçesiyle tesis edilmiş ve İdare Mahkemesince de geçerli ve yürürlükte olan bir evliliğin, yeterli bir araştırma ve incelemeye dayanmayan ve usulüne uygun olarak tanzim edilmeyen bir tutanağa istinaden formalite kabul edilerek buna istinaden davacının sınır dışı edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir. Evliliğin muvazaalı olup olmadığının saptanmasının adli yargı yerlerine ait olduğunda tartışma bulunmamakla birlikte, bu durum maddi olaya 5683 sayılı Kanun'un yukarıda anılan 7. ve 19. maddelerinin uygulanmasına engel teşkil etmemektedir....

      Dava konusu işlem evliliğin anlaşmalı olduğu gerekçesiyle tesis edilmiş ve İdare Mahkemesince de evliliğin geçersizliğine idarece değil adli yargı yerlerince karar verileceğine işaret edilerek bu gerekçeyle ve aile birliğinin korunması anayasal bir zorunluluk olduğundan davacının Türkiye'de ikamet etmesine engel teşkil edebilecek nedenler ortaya konulmadıkça davacının ikamet izninin kısaltılarak on beş günlük süre içerisinde ülkeden çıkışının sağlanması ve davacı hakkında sınır dışı kararı verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir. Evliliğin muvazaalı olup olmadığının saptanmasının adli yargı yerlerine ait olduğunda tartışma bulunmamakla birlikte, İdare Mahkemesinin dava konusu işlemin iptalinde bu hususu gerekçe olarak göstermiş olması, maddi olaya 5683 sayılı Kanun'un yukarıda anılan 7. ve 19. maddelerinin uygulanmasına engel teşkil etmemektedir....

        Daha sonra söz konusu evliliğe yönelik yapılan tahkikat sonucunda, anılan evliliğin, evlilik birliği kurma amacı taşımayıp aile ikamet izni almak amacıyla yapılmış bir evlilik olduğunun tespit edildiğinden bahisle bila tarih ve ... sayılı davalı idare işlemi tesis edilmiş, bu işlemin iptali istemiyle de bakılan dava açılmıştır....

          TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI: Davalı Bakanlık tarafından, davacı ve eşi hakkında yapılan tahkikatlarda evliliğin sağlıklı bir şekilde aile birliği içinde devam etmediğinin açıkça ortaya konduğu, vatandaşlık kazandıracak olan evliliğin aile birlikteliği içinde devamının bir kanuni zorunluluk olduğu ileri sürülmektedir. Davalı Valilik tarafından, davalı idare işleminin, Bakanlık kararının muhataba duyurulmasından ibaret olduğu, kesin surette tesis ettiği bir işlem bulunmadığı, husumet yöneltilecek idarenin Bakanlık olduğu ileri sürülmektedir. KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından, evliliğin aile birliği içinde sağlıklı biçimde yürüdüğü, iki kızının dünyaya geldiği, eşinin kızgınlıkla davalı idareye verdiği bir dilekçe nedeniyle dava konusu işlemin tesis edildiği, evliliğinin ilk dönemlerinde eşiyle bazı problemler yaşadığı, bu olayların evliliğin sağlıklı biçimde yürümediğini göstermeyeceği, temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır....

            Barış Tören'in vekaletnamelerinin H.M.K'nun 74. maddesinde belirtilen şekilde kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olan evliliğin iptali davası hususunda özel yetki içermediği, mahkemece eksikliğin giderilmesi için de taraf vekillerine süre ve imkan tanınmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerine H.M.K'nun 74. maddesi uyarınca evliliğin iptali davası ile ilgili özel yetki içeren vekaletnamelerini sunması için süre verilmesi ve vekaletname sunulduğu takdirde istinaf incelemesi yapmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1- Davacı erkek vekilinin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK 352 maddesi gereğince dosyanın GERİ ÇEVRİLMESİNE 2- Esasın bu şekilde kapatılmasına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda OY BİRLİĞİ ile KESİN olarak karar verildi....

            Dosya arasına giren bilgi ve belgelere göre, davacı ile davalının geleneklere uygun olarak nişan ve düğün merasimi ile gerçekleştirdiği evliliğin 9 yıl sürdüğü, evlilik birliği devam ederken ....doğduğu, boşanma davası sürecinde 4-5 ay ayrı yaşadıkları, boşandıktan sonra da bir araya gelmedikleri anlaşılmaktadır. Davacı, nesebin reddi davasında çocuğun kendisinden olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiş bu beyanını tekrarlamıştır. Dosyada davacının nesebin reddi davasından önce çocuğun başka birinden olduğunu bildiği yönünde bilgi ve belge bulunmamaktadır. Dinlenen tanık anlatımlarındaki, davalı ile dava dışı... isimli kişi arasındaki ilişkiyi davacının bilmesi gerektiği biçimindeki varsayım da doğru değildir. Öte yandan 9 yıl süren evliliğin anlaşmalı yapıldığı iddiası da dosya kapsamına ve olağan hayat koşullarına uygun düşmemektedir....

              SONUÇ: Yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple, ilk derece mahkemesinin evliliğin sonlanma şekline ilişkin gerekçesinin bu haliyle; hüküm fıkrasının 1. ve 2. bentlerinin ise hükümden tamamen çıkarılarak yerine 1. bent olarak “Evliliğin boşanma ile sona ermiş olması sebebiyle bu konuda yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna 397.80 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 ... içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.03.10.2022 (Pzt.)...

                UYAP Entegrasyonu