Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle * kararda Cumhuriyet Savcısının sicil numarasının yanlış yazılmasının maddi hatadan kaynaklandığı ve mahalinde düzeltilmesinin her zaman mümkün bulunduğundan Cumhuriyet Savcısının tüm, davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir. 2-Evlenmenin iptali halinde eşler arasındaki tazminata boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır. (Türk Medeni Kanunun 158/2. mad.) Toplanan delillerden kadının bu evliliği iyi niyetle yaptığı sabittir. Evliliğin iptali ile davalının mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelendiği de anlaşılmaktadır. Davalı yararına uygun miktar maddi tazminat verilmesi gerekirken bu talebin reddi doğru olmamıştır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Evlenmenin Butlanı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava evlenmenin mutlak butlanla iptali (TMK.md.145) istemine ilişkin olup Cumhuriyet Savcısı tarafından açılmıştır. Dosya içerisinde gerekçeli karar ve davalılardan ...in temyiz dilekçesinin Cumhuriyet Savcılığına tebliğine ilişkin belge bulunmamaktadır. Gerekçeli karar ve davalı ...'in temyiz dilekçesinin davacı Cumhuriyet Savcılığına tebliği ile buna ilişkin belgenin dosyasına eklendikten ve temyiz süresi de beklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 09.05.2013 (Prş.)...

      (BK 58).TMK 24 ve TBK 58. maddede belirtilen kişisel çıkarlar;kişilik haklarıdır.Kişilik hakkı ise kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir.Kişisel varlıklar ,insanın insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimdir.(4.H.D. 08.04.1996 tarih,1996/3713 esas ,1996/4111 karar) Somut olayda, manevi zararın esaslı unsurunu teşkil eden kişilik değerlerindeki objektif eksilme noktasına ulaştığının kabulü mümkün değildir.Hal böyle olunca, manevi tazminat koşullarının gerçekleştiği ispat edilemediğinden manevi tazminat yönünden talebin reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde davacının manevi tazminat isteminin de kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın manevi tazminat yönünden bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince temyiz eden...

        nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 3-Davalı ....n diğer temyiz itirazlarına gelince: A-Davacı, davalı şirket tarafından yapılan metro inşaat çalışmaları sırasında göçük oluşması nedeniyle evinde ve bahçesinde zarar oluştuğundan maddi ve manevi tazminat istemiştir. Mahkeme, maddi zarar yanında, manevi tazminata da hükmetmiştir. ... Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır....

          Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (Türk Medeni Kanunu md. 24), isme saldırı (Türk Medeni Kanunu md. 26), nişan bozulması (Türk Medeni Kanunu md. 121), evlenmenin feshi (Türk Medeni Kanunu md.158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md. 56 - 818 sayılı Borçlar Kanunu md. 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md. 58-818 sayılı Borçlar Kanunu md. 49). Bunlardan Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesi ile Türk Borçlar Kanunu’nun 58 ve 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 49. maddesi daha kapsamlıdır....

            Evlenmenin iptali davasında da aynı nitelikte dava türü olan evlenmenin butlanı davasında olduğu gibi yetki ve yargılama usulü bakımından boşanmaya ilişkin hükümler kıyasen uygulanır (TMK.md.160). Boşanma davalarında da yetkili mahkeme eşlerden birinin yerleşim yeri veya daha önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir (TMK.md.168). Bu yetki kuralı, re'sen dikkate alınabilecek kesin yetki değildir. Davalılarca ilk itiraz süresi içinde itiraz edilmesi halinde dikkate alınabilir. Davalıların herhangi bir yetki itirazı bulunmadığı gerekçesi ile yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 160. maddesine göre, evlenmenin butlanı davasında, yetki ve yargılama usûlü bakımından boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır. Aynı Kanunun 168. maddesine göre ise, boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir....

              Tartışmalı yön, davacı yararına manevi tazminata karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Manevi tazminat ise manevi zararın giderim biçimidir. Manevi tazminata hükmedilebilmesi için, hukuka aykırı bir fiilin bulunması, bu fiil ile kişilik hakkının ihlal edilmesi, ihlal fiilinin kişilik değerlerinde objektif bir eksilmeye sebep olması ve zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir. Manevi tazminat ile saldırı ile kişinin kişilik değerlerinde meydana gelen zarar giderilmeye çalışılmaktadır. Yasalarımız manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar kişinin ve ailenin onur ve saygınlığına yönelik suçlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi, isme saldırı, nişan bozulması, evlenmenin feshi, babalığın benimsenmemesi, bedensel zarar ve öldürmedir....

                Yerel mahkemece, benimsenen 25/10/2011 tarihli bilirkişi raporundaki davalının %70 kusuruna isabet eden tutar kadar davacının maddi zararı olduğu kabul edilerek maddi tazminat isteminin ıslah ile artırılan miktarı ile manevi tazminat isteminin bir bölümünün ödetilmesine karar verilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan nesnel (objektif) eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevitazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (Medeni Yasa 24), isme saldırı (Medeni Yasa 26), nişan bozulması (Medeni Yasa 121), evlenmenin feshi (Medeni Yasa 158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (Borçlar Yasası 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Evlenmenin İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 145. maddesine dayanan evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptali istemine ilişkindir. Davalılar tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/410 sayılı dosyası ile nüfus kayıtlarındaki yanlışlığın düzeltilmesi için dava açıldığı anlaşılmaktadır. Tarafların evliliğine engel olacak derece hısım görülmelerine ilişkin nüfus kayıtlarının düzeltilmesi halinde evliliğin iptalini gerektirecek husus ortadan kalkmış olacağından dava konusuz kalacaktır. O halde, evlenmenin iptaline ilişkin davayı etkileyecek olan nüfus kaydının düzeltilmesi davasının sonucunun mahkemece beklenmesi için hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

                    Bu durumda davacı erkeğin katılma yoluyla temyiz talebinin süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı; nikahın hasta-bakıcı ilişkisi için yapıldığını, bakıcı kadının ömür boyu bakacağını belirttiğini, ancak nikah kıyıldıktan sonra evi terk ettiğini, davalı ile evliliği düşünmediğini yanıldığını belirterek evliliğin iptali isteminde bulunmuştur. Mahkemece, Türk Medeni Kanununun 149/1-2. maddesinin şartlarının oluştuğu gerekçesi ile dava kabul edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 149. maddesinde yanılma nedeniyle evlenmenin nisbi butlan ile iptali hali düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre, davacı ... Ökyay'ın davalı ... ile yanılarak değil davalıyı tanımak suretiyle özgür iradesiyle evlendiği anlaşılmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu