"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, tazminat taleplerinin reddi yönünden, davalı kadın tarafından ise, tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Fiili ayrılık başlı başına boşanma nedeni yapılamaz. Terk nedenine dayalı bir dava da bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı tarafından açılan boşanma ve evliliğin iptali davası ile davalı tarafından açılan birleşen boşanma davasında, davalardan biri hakkında taraflardan birinin temyizi , o tarafın temyiz etmediği dava yönünden; diğer tarafa katılma yoluyla (HUMK. md. 433/2) temyiz hakkı vermez. Hükmü, davacı-davalı erkek, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat istekleri, nafaka ve görevsizlik kararı yönünden temyiz etmiştir. Davalı-davacı kadın ise katılma yoluyla evliliğin iptali davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz etmiştir. Evliliğin iptali davasına yönelik bir temyiz bulunmadığına göre, bu dava katılma yoluyla da temyize getirilemez....
Davalı erkek vekili tarafından Kusur belirlenmesi yönünden kararın istinaf edildiği anlaşılmakla; Taraflar arasında fiili ayrılığa esas olan Ortaca 2 ASHM'nin 2014/75 esas sayılı 2015/104 sayılı karar ile "davacı taraf ispatlayamadığından davanın reddine" gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, bu nedenle davacı kadın açtığı evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı açtığı boşanma davasında, davalı erkeğin kusurunu ispat edememiş olup boşanma davasının reddine karar verildiğinden açtığı bu ispatlanamayan boşanma davası ile tarafların ayrı yaşamasına sebep olan davacının eldeki fiili ayrılığa dayalı boşanma davasında tam kusurlu olduğunun tespit edilmesi gerekir iken kusur nitelendirilmesinin mahkemece yapılmamasının hatalı bulunduğu anlaşılmakla, bu nedenle davalı erkek vekilinin kusur tespitine ilişkin itirazları haklı bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ç Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, çeyiz alacağı davası, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, tarafların Türk Medeni Kanununun 166. maddesinin (4) fıkrasında yer alan fiili ayrılık sebebiyle boşanmalarına karar verilmiştir. İlk boşanma davasının reddine ilişkin kararın gerekçesinde "terk nedenine dayanılarak açılmış bir davanın bulunmadığı, davanın kanıtlanmadığı" ifade edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından, hükmün tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dava, terk hukuki nedenine dayalı (TMK m. 164) boşanma davasıdır. Toplanan delillerden tarafların fiili ayrılık öncesi bağımsız konutlarının bulunmadığı, tarafların davacı erkeğin ailesi ile birlikte yaşadıkları ve terk ihtarından da açıkça anlaşıldığı gibi davalı kadının davet edildiği evin de bağımsız bir konut olmadığı taraflarca seçilmediği ve davacı erkek tarafından belirlendiği anlaşılmaktadır....
nikah kıydırıldığını,evlilik birliğinin fiili yaşam üzerine kurulmadığını,müvekkili evlenirken aş-ekmeğinin yapılacağı,bakımının yapılacağı düşüncesi ile evlendiğini,ancak çevresi durumu sorguladığından davalının boşanma için para istediğini,evliliğin nisbi butlan sebebiyle iptaline karar verilmesini"talep ve dava etmiştir....
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden; temyize konu davaya dayanak olan ilk boşanma davasının da davacı erkek tarafından açıldığı, ilk boşanma davasından önce de davacının hasta olduğu ve kızı tarafından bakıldığı ve davanın retle sonuçlandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, vefat eden davacının, ilk boşanma davasını açıp, boşanma sebebi yaratarak, fiili ayrılığa neden olduğu ve fiili ayrılık döneminde kadına kusur olarak yüklenebilecek yeni bir vakıaya dayanmadığı da dikkate alındığında, artık fiili ayrılık döneminde, davacının hastalığıyla ilgilenmediğinden bahisle davalı kadına kusur yüklenemez. Gerçekleşen bu husus gözetilmeden, davalı kadının kusurlu olduğunun kabulü bozmayı gerektirmiştir....
Mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali davası, boşanma davası açısından bekletici sorun oluşturur. Mutlak butlan davasının sonucu beklenmeksizin, boşanma davasının esasının incelenmesi doğru olmamıştır. O halde mahkemece yapılacak iş, davalı-karşı davacı kadının terditli açılan davasında harcın tamamlanması halinde mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali davasının sonucu beklenildikten sonra, karar vermekten ibarettir. Bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.27.01.2022(Prş.)...
Ancak evleviyetle; evlenmenin butlanı davalarında yetki ve yargılama usulü bakımından boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır (TMK'nın 160). Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir (TMK'nın 168). Boşanma davalarında yetki, kesin yetki değildir. Yetki itirazı davalı tarafca ileri sürülmedikçe mahkeme tarafından re'sen yetkisizlik kararı verilemez. Somut olayda; davaname ile davalılar arasında yapılan evlilik akdinin iptali Nüfus Müdürlüğünce talep ve dava edilmiş, davaname davalılara tebliğ edilmeden ilk derece mahkemesi tarafından re'sen yetkisizlik kararı verilmiştir. Yukarıda belirtilen yasal düzenleme dikkate alındığında, davalılar tarafından yetki itirazında bulunulmadan, mahkeme tarafından re'sen yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmakla, verilen karar hatalı olmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki evlenmenin butlanı davasında ... Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) ve ... Aile Mahkemesince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, nüfus kaydına göre aralarında evlenme engeli bulunan davalıların evliliklerinin butlanı istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 160. maddesine göre, evlenmenin butlanı davasında, yetki ve yargılama usulü bakımından boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır. Aynı Kanunun 168. maddesine göre ise, boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. Boşanma davalarında yetki, kesin yetki değildir. Dava, Cumhuriyet Savcılığı tarafından ......